4

113 3 0
                                    

"Tamam. Şimdi beni evime bırakır mısın lütfen" dedi Hande.

"Yalnız mısın"diye sordu Barış. Gerçekten merak ediyordu.
Hande sorgularcasına baktı.

"Hani ayağın sakat ya bakacak biri var mı o yüzden sordum. Sende kötü kötü bakma hemen"

"Evet yalnızım. Kendi başımın çaresine bakabilirim."

"Öyle diyosan." Yol boyunca sustular.

Barış ara ara Hande'yi kontrol ediyordu. Hande de kafasını cama yaslamış,İstanbul'u seyrediyordu.

Evin önüne geldiler. Barış hemen atıldı." istersen içeri kadar bırakayım. Bir kaza çıkmasın."

Hande önce reddedecekti ama sonra başka çaresinin olmadığını düşündü.

"Yani kabul etmekten başka şansım yok gibi." Dedi iç çekerek.

Barış Hande'nin eşyalarını aldı önce sonra indi arabadan. Hande'nin kapısını açtı. Hande kollarını Barış'ın boynuna doladı. Barış Hande'nin beline sarılarak çıkardı. Hande de  Barış'ın beline sarılmıştı.Apartmanın kapısına doğru yürüdüler. Asansöre binerken aynadan kendilerini görmek çok garip hissettirdi Hande'ye ne kadar güzel duruyolardı öyle. Evin önüne geldiler.

Hande "Ben hallederim gerisini.Teşekkür ederim" diyerek eve giriyordu ki.Barış,

"Hande, iyi düşün olur mu bu ikimiz için de çok önemli" dedi.

Hande bir şey demedi sustu sadece. Kapıyı kapatırken durdu birden. "Sana kararımı söylemek için nasıl ulaşıcam?"

"Doğru bak unutuyoduk onu numaramı vereyim benim telefonum arabada kalmış sen beni ararsın ya da yazarsın nasıl istersen."

Hande telefonunu açtı. Sessizdeydi.Ne kadar çok kişi aramıştı böyle çok şaşırdı.

Ama Barış'ı tutmamak adına hemen Barış'a verdi. Barış numarayı yazdı. Sonra kızın ekran fotoğrafını gördü. Küçük bir kız annesi olduğunu düşündüğü kadını öpüyordu.

"Sen misin o"diye sordu Barış.

Hande iç çekti. Buruk bi gülümsemeyle "evet,öptüğüm kadın da annem"dedi.

"Ne kadar güzelmiş, çok benziyorsunuz"dedi imrenirce.

"Güzeldir çok güzeldir."dedi.

"Nerde şimdi" diye sordu merakla Barış.
"Çok uzakta."dedi hande kırgınlıkla.

Barış sorduğuna pişman oldu hemen konuyu dağıtmaya çalıştı. "
Sen beni ararsın o zaman" dedi Barış.

"Hıhı"dedi Hande. İçeri girdi.

Hande kapıyı kapattı ve duvara tutuna tutuna salona gitti koltuğa oturdu ve iç çekti. Düşündü bi yanı kabul etmek istiyor,öbür yanı dönülmez yollara gireceğini söylüyordu. Hem kendini ortaya atıp gelen eleştirilere dayanabilecek miydi? Hayır. Hande göz önünde olmayı sevmeyen kendi halinde kendi dünyasında kendi sınırlarında yaşayan bir kızdı. Kabul edemezdi. Gerekirse tekrar çabalar kendini kanıtlamaya hak kazanırdı. Ama Barış Alper büyük lokmaydı. Olmazdı. Söyleyecekti. Arayıp, hayır diyecekti. Telefonu eline almasıyla unuttuğu aramaları hatırladı.

42kere arayan arkadaşı Kübra'nın aramalarına döndü.

"Hande sen nerdesin? Neden açmıyorsun telefonlarını? Barış Alperle ne işin var kızım senin hastanelerde? Sosyal medya yıkılıyo şu an haberin var mı? Herkes sizi konuşuyor."

Ardı ardına nefes almadan döküldü Kübra.

Hande dondu kaldı. Hemen tivitırı açtı tt olmuşlardı.İnstagramda da magazin sayfaları kırılıyodu. Hemen mesajlarına baktı.

Herkes Barış'ın hastane çıkışı Hande'nin beline sarıldığı fotoğrafı paylaşıyordu. Birileri çekmiş ve yayınlamıştı.
Hande bir kez daha şoka uğradı. Bu kadar ünlü müydü bu adam. Sonra hemen Barış'ı araması gerektiğini düşünerek

" Kübra anlatıcam ben sana şu an kapatmam lazım" diyip kapattı.

Barış'ı aradı. Ama açan olmadı. Sinirle yazılan haberleri okudu. Tanımadığı akrabaları bile mesajlar atıyordu kıza.

Tekrar aradı bu sefer açıldı telefon.

"Barış neler oluyo" diye bağırdı sinirle.

"Haberim var. Bende şimdi öğrendim,menajerimle

sana geliyoruz. Konuşmak için. Sen sakin ol lütfen."

Barış da Salih'ten öğrenmişti. Onu alıp Hande'ye doğru giderken anlattı her şeyi.
Salih memnun olmuştu.Tek düşünmeleri gereken şeyin Hande'yi ikna etmek olduğunu düşünüyordu.

Kafasında bir şeyler vardı Hande ve Barış'la ilgili.

"Ya nasıl bi şeyin içine düştüm ben. Ne olacak şimdi" diye bağırdı Hande.

"Sakin ol birazdan orda oluruz konuşucaz dedim. Dedi Ve telefonu kapattı.

Hande ağlamaya başladı. Son 4 saattir yaşadıkları şaka olmalıydı herhalde.Sinirden hüngür hüngür ağladı.

...
10 dakika sonra kapısı çaldı kızın. Yavaş yavaş duvardan destek alarak açtı kapıyı. Karşısında Barış ve menajeri olduğunu bildiği adama baktı. Barış Hande'nin gözlerinin içine baktı. Anlamıştı ağladığını. İçinden sıkı sıkı sarılmak gelmişti.

Hande içeri girmelerine müsaade etti. Salih direkt salona girdi. Barış da girip Hande'ye yardımcı oldu. Salona geçtiler. Barış şaşırdı Hande çok sakindi. Ne olmuştu şu 10dakika da.

"Çok merak ediyorum nasıl toparlayacaksınız acaba ne yapacaksınız" diye sordu Hande.
Salih hemen atladı.

"Ben değil ama siz yapacaksınız."
Anlamaz gözlerle baktı ikisi de
"Ne yapacakmışız?"
"Evleneceksiniz"

Yorum atmayı  unutmayınn fikirleriniz çok çok değerli
Siz hande olsanız ne yapardınız? İyi okumalar 💕💕

Çarpışma/Barış Alper Yılmaz Where stories live. Discover now