03.09.2024
Motorumu yüksek bir ses çıkararak durdurdum. Hızla indim ve büyük adımlarla yürüdüm malikaneye. Gözlerim etrafta bir çift siyah göz ararken öfkeyle soluyordum.
Kapının önüne geldiğimde yumruk yaptığım elimi kaldırıp vurdum kapıya. Eğer bir dakika içinde açılmazsa kıracaktım. Elimi hiç çekmeden vurmayı sürdürdüğümde bir dakika dolmadan hizmetçi kadın kapıyı açtı. O bana şaşırmış bir halde bakarken yanından geçip içeri girdim.
"Nerdesin lan amına koyacağım senin!" Diye bağırdım. Gözlerim salondaki adama kayınca kırmızı görmüş boğa gibi ona ilerledim.
"Hediyemi beğenmemiş gibi duruyorsun." Dedi sinir bozucu gülümsemesiyle.
Ona ilerleyip yumruk yaptığım elimi kaldırdım yüzüne indirmek için. Yüzüne atmak üzere olan yumruğumu tuttu ve buna engel oldu. Tutuşunun sertliği bir anlığına dikkatimi dağıttı.
Ezel siyahlarını yüzüme dikmişken konuştu. "Eğer kendini tutmayıp bana vurursan ben de kendimi tutmam," kısılmış gözleri iki gözüm arasında mekik dokudu. "Ve emin ol dayandığım şeyler senin hiç hoşuna gitmez."
Dediklerini umursamadım ve boştaki elimle yüzüne yumruğumu indirdim.
Hangi ara geldiğini bilmediğim Koray'ın sesi geldi. "Hassiktir!"
Ezel'in başı yumruk yediği tarafa çevrilmişti. Burnundan akan kan dudaklarına, çenesine, oradan da boynuna akıyordu. Gözleri birkaç saniye donuklaştı. Yavaşça bana çevirdi siyah harelerini.
Göğsüm aldığım derin nefeslerle kalkıp inerken öfkeyle dolup taşan gözlerimi yüzünden ayırmadım. Bir tane daha vurmak istiyordum ama bir şey bana engel oluyordu.
"Sen kimsin de benim hayatıma karışıyorsun ha!" Diye bağırdım ona doğru bir adım atıp. Bu yaptığımla birlikte bedenlerimiz arasında mesafe kalmadı. Nefesim yüzüne çarpıyordu.
"Tutun şunu." Dedi hiçbir ifade barındırmayan, buz gibi sesiyle.
O an kollarımdan tutulup geriye çekildim. Koray ve ismini bilmediğim bir koruma beni tutarken içimdeki öfkenin daha da arttığını hissettim. Başımı çevirip tanımadığım adama kafa attım. İrkildiği için tutuşunu hafiflerken kolumu ondan kurtardım. Hemen yumruk attım yüzüne ve beni kendine çekip uzaklaştırmaya çalışan Koray'a rağmen karnına da bir tekme attım. Adam geriye sendelediğinde Koray'a döndüm ve ona da aynı şekilde vurdum. İlk yumruğumdan kaçtı. Karın boşluğuna ve kasıklarına vurduğumda acıyla bağırdı. Kendinden ödün vermese bile bana karşı gelemedi.
Birkaç koruma daha gelip beni tutarken hepsinden kurtulmaya çalışıyordum. Beş tane mükemmel denecek korumaya karşı gelemediğim için beni dört yandan tutmuşlardı.
Ezel, uzamaya başlayan saçlarımı kavradı ve çekerek yüzüne bakmamı sağladı. Öfkeyle burnumdan solurken gözlerine baktım. Boştaki elini burnuna bastırıyordu, ellerine de kendi kanı bulaşmıştı. Belli ki burnu hassastı. Ya da benim yumruğum fazla sertti.
"Azgın bir köpek gibisin," gözleri boynumda gezindi. "Sana yakışacak bir tasma alacağım."
"O tasmayla boğarım seni." Dedim dişlerimin arasından.
Alayla güldü. "Neden geldiğini konuşmadan önce ödeşelim..." Beklemediğim bir anda yüzüme o kadar sert bir şekilde vurdu ki gözlerimin önü karardı birkaç saniyeliğine. Dudağımla çenem arasında büyük bir sızlama hissettim. Son birkaç aydır yediğim en sert darbeydi.
Gözlerim anında onu buldu. Ezel adamlarından birinin verdiği peçeteyle kan bulaşmış elini siliyordu. Gözlerimiz buluştuğunda yüzüne rahatlamış bir ifade yayıldığını gördüm. Sanki uzun zamandır yapmak istediği bir şeyi yapmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEMİR -BXB
SonstigesKara gözleri derin bir girdaptı ve ben içine sürükleniyordum. Ezel Kara Aslan'ın ismi gibi kara gözleri üzerimde olduğu sürece de sürüklenmeye devam edecektim... Her şey örgüt lideri Ezel Kara Aslan'ın, yeraltı dövüşçüsü olan Demir Ak'la çalışmak i...