Yayınlayıp yayınlamamak arasında kaldığım bir bölüm oldu. Şimdiden uyarayım kafanız karışabilir. Keyifli okumalar 🦁
***
02.11.2024
Yazardan...
Demir, kolunu Ezel'in omuzundan çekti ve kendini direkt yatağa attı. Anında sızıverdi. Ezel eliyle Demir yüzünden alnına düşen saç tutamlarını geriye taradı derin bir nefes alıp.
Uzunca boyuyla yatağı kaplamış adama bakarken deri eldivenlerini çıkarttı. Büyük elleri serbest kaldığında elini atıp yakasını genişletti. Uzandı ve Demir'in üzerindeki kabanı çıkardı dikkatle.
Beyaz elleri Demir'in kolundaki dövmelerde gezindi. Ardından bedenine sürterek yukarı çıkarttı. Boynunu kavradı yavaşça. Elinin altında atan nabzı hissetmek dudaklarına bir sırıtma meydana gelmesini sağladı.
Bu nabız, bu nefes onun en büyük silahlarından biri olacaktı. Hissediyordu. Bu silah, Demir'e katlanmasının koca bir ödülüydü.
Yalnızca Demir'e değil, Akıncılar Örgütünün 1. liderine katlanmasının da ödülü olacaktı. O adamı her gördüğünde elini silahına atmak ve o ibne moruk ondan yaşamak için acı içinde yalvarana kadar ona işkence etmek istiyordu.
Tanrıymışım gibi canını bağışlamam için bana yalvaracak, önümde diz çökecek. Ama bir gerçek var ki ben Tanrı değil, şeytanın ta kendisiyim. Affetmem. Yalnızca acınası ifadenden zevk alırım. Yalvarışların, kulağıma tatlı bir melodi, egoma yemek olur. Tatmin olduğumdaysa en acı verici şekilde ezer geçerim.
Elini Demir'in tişörtünün eteklerine götürdü ve yavaşça yukarı çekti. Köprücük kemiklerine kadar açılan tişört, uyuyan adamın buğday tenini açığa çıkardı. Mükemmel denecek karın kasları, yer yer dövmeleri ve ufak tefek, zor fark edilen yara izleri.
Ezel'in siyah gözleri Demir'in sol göğsündeki küçük yara izine kaydı. Demir'in çocukluğunda açılan bir yaraydı bu. Zamanla da kapanmıştı ve Demir bu minik yarayı diğerlerine yaptığı gibi dövmeyle kapatma gereği duymamıştı. Ezel, araştırmalarında bunu bulmuştu.
Cebinden kişisel telefonunu çıkardı ve kamerayı açtı. Kendi eli de kadraja girecek şekilde fotoğrafını çekti küçük izin. Sonraysa telefonu kapatıp komodinin üzerine bıraktı.
Gözlerini Demir'in hâlâ açık olan teninde gezdiriyordu. Baksırının kenarı ve kasıklarından baksırının içine uzanan ince damarlar sırıtmasını sağladı. Parmak uçlarını kaslarının keskin çizgisinde gezdirirken "Lezzetli bir görüntü..." diye kısık bir sesle konuştu.
Karın kasları arasından yavaşça kasıklarına kaydı eli. Lakin daha oraya dokunamadan odanın kapısı açıldı.
Onu görünce "Hassiktir n'apıyorsun lan?" Dedi Koray duraksayıp. Ezel, siyah harelerini ona çevirdiğinde olduğu yerde durdu. "Gideyim mi?"
Ezel her ne kadar daha fazla dokunmak istesede bunu yapmadan elini çekti. "Gel." Demir'in tişörtünün aşağı çekerek gizledi tenini.
"Bunu niye kendi odana çıkardın?" Dedi Koray derin bir uykuda olan Demir'e bakıp.
Ezel omuz silkerek yatağın karşısındaki tekli koltuklardan birine oturdu. Bir sigara koydu dudakları arasına ve ucunu üzerinde aslan simgesi olan bir zippoyla yaktı. Arkasına yaslanıp gözlerini Demir'e dikerken sigaradan derin bir nefes aldı.
"Sabah kuduracak biliyorsun değil mi?" Diyerek yanındaki koltuğa yerleşti Koray.
"Kudursun. Eğlenceli oluyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEMİR -BXB
RandomKara gözleri derin bir girdaptı ve ben içine sürükleniyordum. Ezel Kara Aslan'ın ismi gibi kara gözleri üzerimde olduğu sürece de sürüklenmeye devam edecektim... Her şey örgüt lideri Ezel Kara Aslan'ın, yeraltı dövüşçüsü olan Demir Ak'la çalışmak i...