Arayan numarayı tanımıyordum. "Alo?"dedim şaşkın bir ses tonuyla."alo Mike?"dedi. James'in sesine benziyordu. "James senmisin?"dedim. "Evet Mike benim."dedi. Peki ya numaramı nerden bulmuştu? "S-sen numaramı nerden buldun?"diye sordum. "Lily'den aldım Mike."dedi. Peki Lily nasıl hemen vermişti numaramı?"peki neden aradın beni bu saatte?" Diye sordum."aslında biliyormusun kampta sana sataşmak istemiyorum. Bu güne kadarda neden sana sataştığımı bilmiyorum. Gerçekten herşey için üzgünüm Mike. Umarım beni affdersin. Belki bana inanmazsın ama ciddiyim. Bence arkadaş olabiliriz diye düşündüm, ne dersin?" Kampa geldiğine inanamıyordum. Doğayı seven birisi değildi bence. "Aslında seninle hep arkadaş olmak istemiştim James, bana sataşmalarını çok umursamıyorum. Arkadaş olma fikri kulağa güzel geliyor ,bence olabiliriz!" Dedim. Dediklerime inanamıyordum. Artık James ile arkadaştık. Onu affetmiştim. Ama yine de ona güvenemiyordum. "Tamam o zaman Mike yarın akşam görüşürüz!"dedi. "Görüşürüz!"dedim ve telefonu kapadım. James'in bu kadar kibar olması beni şaşırtmıştı.
Cumartesi
Akşam
Lily ile okulun önünde buluştuk. Servis saat 22:00 da yola çıkacaktı saat ise daha 21:30'du. Çantalarımız hazırdı. Toplam 10 kişiydik. James ve sevgilisi Angel da vardı. James'in yanına gidip "merhaba James nasılsın?" Dedim. Anlayışla karşılık verdi. "İyi Mike sen?"dedi. "Bende iyiyim saol. Bundan sonra arkadaş olmamız iyi oldu dimi?"dedim."evet çok iyi oldu. 2 senenin sonun da artık sana sinir olmuyorum, ilk defa!"dedi gülerek. "Bana sataşmayacağına söz veriyormusun?"dedim. "Söz veriyorum,erkek sözü."dedi, kendinden emin bir şekilde.
Servis gelmişti. Bavullarımızı ve sırt çantalarımızı bagaja koyduk. Servise bindik ve yola çıktık. Lily yanımda,cam kenarında oturuyordu. Benim sağ tarafımda ise James onun sağında, cam kenarında ise Angel oturuyordu. 1 saat sonra kamp alanına gelmiştik. Çantalarımızı aldık ve yürümeye başladık. Bize göz kulak olacak tek bir öğretmen vardı.
Kamp alanına varmıştık. Çadırlarımızı kurduk. Ateş yakmak için James'ten yardım istedim. "Ne oldu yakamadınmı inek?"dedi dalga geçer bir şekilde. Verdiği söz aklına gelmiş olacak ki utançtan yüzü kızarmıştı. "Özür dilerim Mike. Bir anda aklımdan çıktı."dedi. Bende onaylarmışçasına kafamı salladım.
Bir köşede oturmuş Lily ve Angel'ı konuşurken gördüm. Bu kadar yakın olmaları beni şaşırmıştı. Ne konuştuklarını merak ediyordum. Birden Angel ağlamaya başladı. Acaba Lily kötü birşey mi söylemişti? Emin değildim. Karışmak istemiyordum çünkü, kız meseleleri başka oluyordu. O arada James yanıma geldi. Angel'ın ağladığını görmüş olacak ki onunda yüzü asıktı. "James, Angel ile aranızda bir sorunmu var?"dedim. Sorduğum soru karşısında gözleri doldu ama ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Bunun sonucunda aralarında bir sorun olduğunu anladım. "Konuşmak istermisin James?"dedim. Ses çıkmıyordu. Boş boş karşısında ağlayan Angel'a bakıyordu. Lily'e baktım. Bana gelmemi işaret etti. Hızlı adımlarla yanına gittim. Angel hala ağlıyordu. "Mike sen burda dur ben James ile konuşucam"dedi ve Angel ile beraber kaldık. "Mike sana sarılabilirmiyim.. lütfen?"dedi. Çok fazla şaşırmadım çünkü şu an yalnız kalmıştı. Başımla onayladım. Başını göğsüme yasladı. Ağlaması biraz olsa azalmıştı. "Teşekkür ederim Mike"dedi. "Önemli değil Angel. Bana neler olduğunu anlatmaya ne dersin?"dedim. Belki aralarını düzeltebilirdim. Angel bana hiçbirşey anlatmıyordu, bana güvenmediğinden değil, erkek olduğumdan olsa gerek.
Sonunda ben Angel ile, Lily ise James ile konuşup aralarını düzeltmiştik. Herkes mutluydu. Lily ile ben aynı çadırda kalıyorduk.James ve Angel da aynı çadırda kalıyordu
Pazar
Sabah erken kalkmıştım. Beni, havada uçuşan kuşların cıvıltıları uyandırmıştı. Lily hala uyuyordu. James'lerin çadırı tam karşımızdaydı. Çadırlarına bir göz attım ama onlarda uyuyordu sanırım. Dışarı çıktım. Etrafımız ağaçlarla kaplıydı. Benden başka kimse uyanmamıştı. Akşam söndürdüğümüz ateşin ,bir kütüğe oturmuş külleriyle oynarken James'in uyandığını gördüm. Yanıma geldi "günaydın Mike!"dedi."günaydın James !"dedim"erkencisin Mike"dedi gülümseyerek. O da küllerle oynamaya başladı. Canım çok sıkılmıştı. Kalkıp ormana doğru yol aldım. James hala oturuyordu. Ağaçların içine dallmama az kalmıştı ki Lily arkamdan bağırdı.
