1.5

20 3 44
                                    

Wei Wuxian yavaş yavaş gözlerini açtığı vakit başında bekleyen Lan Wangji 'yi gördü.

Lan Wangji ona hem endişeli hem de korkmuş bir ifadeyle bakıyordu.

"Lan Zhan?" diye sessiz bir şekilde konuştu Wei Wuxian. Lan Wangji "Buradayım Wei Ying?" diye cevap verdi. Wei Wuxian hafifçe gülümsedi ve oturmak için hareketlendiğinde Lan Wangji hemen ayağa kalkıp bir elini Wei Wuxian 'nın sırtına yerleştirdi ve Wei Wuxian oturmasına yardımcı oldu.

Wei Wuxian ona minnettar bir şekilde gülümseyip Lan Wangji 'nin de ona bu kadar yakın olmasını da fırsat bilip hemen öptü.

Lan Wangji ilk buna hazırlıksız yakalandığı için ne yapacağını şaşırmıştı ama hemen uyum sağlayıp karşılık verdi.

Kapının çalması ile dudaklarını ayırmak zorunda kalmışlardı. Wei Wuxian "Gir" diye seslenince içeri Jiang Cheng girmişti ve sinirliydi.

"Wei Wuxian!" diye bağırdı Jiang Cheng.

Wei Wuxian hemen Lan Wangji ye bakıp "Lan Zhan sen şimdilik git. Sanırsam Jiang Cheng ile konuşmamız gereken bazı şeyler var gibi." dedi. Lan Wangji ne kadar gitmek istemese de başını sallayıp odadan çıktı. Karşsında abisini görünce onun yanına gitti ve beraber dışarı çıktılar.

Jiang Cheng ise sinirle soluyordu. Wei Wuxian ise ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Jiang Cheng elinde Subian'ı Wei Wuxian 'a gösterdi ve kınından çıkarttı "BUNUN SEBEBİ NE? KİMSE SUBİAN'I KININDAN ÇIKARAMAZKEN BEN NİYE YAPABİLİYORUM!" diye bağırdı.

"LAN WANGJİ 'NİN DEDİĞİNE GÖRE ALTIN ÖZÜN YOKMUŞ ONA ALTIN ÖZÜN ERTEN EL TARAFINDAN YOK OLDUĞUNU SÖYLEMİŞSİN." diye bağırmaya devam etti. "Ama Hayalet General 'in kendi kendine konuşurken duydum ve dediğine göre altın özünü bana vermişsin? " cümlenin sonunda Jiang Cheng 'in sesi kısık çıkmıştı.

Wei Wuxian ise gördüğü şey ile şok olmuştu. Jiang Cheng 'den bunu saklamak için çok uğraşmıştı ama şu an emekleri boşa gitmiş gibi hissediyordu.

Jiang Cheng ise Wei Wuxian'nın bu sessizliğine daha da sinirleniyordu "WEİ WUXİAN CEVAP VER!" diye daha çok bağırdı.

Wei Wuxian ise derin bir nefes alıp verdi
Artık saklamanın bir çaresi yoktu."Jiang Cheng. Altın özün eridiği vakit depresyona gitmiştin ve kimse seni benden iyi bilemez. Senin intikam alman lazımdı ve gelecekte de klan lideri olucaktın o zamanlar hem güce olan takıntını da çok iyi biliyordum. Yiling denetleme ofine gittiğimiz vakitte altın özünüm yok olduğunu söylediğinde ilk işim Wen Qing 'in ne kadar tıp kitabı varsa hepsini okumak oldu. İmkansızdı. Altın özünü etilen biri daha altın özü oluşturamazdı ama illa ki buna bir çare var diye bütün tıp kitaplarını okudum. Hatta tarihte belki bunu yapan biri vardır diye tarih kitaplarına bile baktım ama bir sonuç bulamadım. Bu seferde tıp parşömenlerine baktım ve orada ameliyat ile altın özünü aktarmayı buldum. İki hafta boyunca Wen Qing'in bu ameliyat'ı yapması için peşinden koştum. Baktı pes etmiyorum en sonunda kabul etti. Beni vazgeçirmek için şey 'Bu ameliyatın yüzde elli başarısız olma olasılığı var. Yanlış bir şey de hem sen ölürsün hem de altın özün yok olmuş olur.' demişti. Verdiğim cevap ise 'O zaman yüzde elli de başarılı olma olasılığı var. Fikrimden vazgeçmeyeceğim.' olmuştu." dedi.

Jiang Cheng ise duydukları karşısında şok olmuştu. Ne demesi gerektiğini kestirmiyordu.

"Seni ikna etmek ise kolay olmuştu. Ailem'in bana böyle bir durum olduğun da Baoshan Sanren'in bulmam gerektiğini söylemiştim sana hatırlıyorsan. Bir dağa çıkmıştık ve yarısına geldiğimizde gözlerini bağlayıp tek başına dağa yollamıştım seni. Sen ileri ye doğru giderken Wen Ning yanıma geldi ve tekrardan bu konuda emin olup olmadığını sorunca verdiğim cevap 'Jiang amca zaten beni bulup eğitmeseydi bir altın özüm olmayacaktı.' olmuştu. Sen Baoshan Sanren diye konuştuğun kişi ise Wen Qing'di. Seni bayılttığı vakit de ben geldim ve ameliyatta başladı. Altın özümü çıkarıp sana verdi." diye konuşmayı bitirdi.

GEÇMİŞ'İN İZLERİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin