Yapılan Ufak Hata

4 1 0
                                    

  
        BU KİTAPTA GEÇEN HER ŞEY
    TAMAMEN KURGUDAN İBARETTİR

 
                               🌕🇹🇷

    Gür sesiyle bağırdı ayaz "ALEV TİMİ!"
Aynı şekilde bağırarak hep bir ağızdan cevap verdi Alev timi "Emret Komutanım!". Aynı Ciddiyetle bağırdı Ayaz "Rahat!"dedi, hepsi orantılı bir şekilde rahat pozisyonuna geçti. Tekrar bağırdı "Hazır ol!"dedi,hepsi aynı anda hazır ola geçti. Son kez bağırdı "Sağdan başla!" dedi.

  En sağda duran Demir bir adım öne çıkıp selama durdu ve "Üsteğmen Demir ERGE, Emret komutanım!"
Ayaz başını hafifçe aşağı kaldırıp indirdi ve Demir yerine geçti. Hemen yanındaki Helin bir adım öne atıp " Teğmen Helin Vural, Emret Komutanım!"dedi ve o da baş selamı ile yerine geçti.

  Helin'in yanında ciddiyetle duran Aslan bir adım öne atıp selama durdu "Asteğmen Kıdemli Çavuş Aslan Öztürk,emret komutanım!"
tekrar yerine geçti

Onun yanında duran ve ciddiyetini zorla da olsa koruyan Vural bir adım öne atıp elini alnına koydu "Asteğmen Kıdemli Çavuş Vural ERTEKİN, emret komutanım!"  Yanındaki  Serdar yüzinde milim oynatmadan bir adım attı ve "Astsubay Kıdemli Çavuş Serdar SÖNMEZ, emret komutanım!" Dedi ve yerine geçti.

  En sonda duran ve time en son dahil olan Öykü gözlerini ileriden ayırmadan sert bir adım attı ve asker selamı vererek"Astsubay Çavuş Öykü AKKAN, emret komutanım!"dedi ve yerine geçti.

  Hepsi selamda dururken Ayaz gözleri ile hepsini taradı. Tamamlardı. Bu gün olan göreve fazlası ile hazırlardı.

  Derin bir nefes verip elini havaya kaldırdı ve "Rahat asker"dedi. Hepsi rahat pozisyonuna geçince Öykü gözlerini ona dikip "Komutanım bir şey söylemem gerek"dedi çekingen bir şekilde. Ayaz ona dönüp başını evet der gibi kaldırıp indirdi. Öykü boğazını temizleyip "Komutanım Tunceli'den getirilen terörist sadece sizinle konuşacağını bildirmiş" dedi.

Ayaz'ın kaşları havaya kalktı. Çünkü terörist onu henüz görmemişti bile. Sadece baygın iken gitmişti yanına. İster istemez de olsa tepki vermişti ama  yüz ifadesini hızlıca toplayıp "Öyle mi" dedi alayla. Onu bizzat öldürecekti. Ama onun Azrailini bu kadar çabuk istemesi onu eğlendirmişti.

  Öykü bu sesi yüzünden boş boş göz kırpıştırdı. Oysa kızacağına o kadar emindi ki kendini her şeye hazırlamıştı.
Ama gülmesine asla. Korku ile "Komutanım?"dedi. Ayaz sakince "Efendim Akkan?"dedi. Öykü hemen "Neden güldünüz?"dedi. Ayaz dudak büküp "Bilmem"dedi. Öykü yutkundu ve "Eee? Gidiyor musunuz dağ köpeğinin yanına?"dediğinde Ayaz aynı alayla başını sallayarak "Gidiyoruz dağ köpeğinin yanına" dedi.

  Herkes gülmeye başlayınca öykü başını eğip ensesini ovuşturdu. Bu bir gelenekti. Timde her zaman için en küçükle uğraşılırdı. Henüz üç ay önce gelen Öykü timdeki en küçük olabilirdi.

  Tüm tim gülerek Öyküyle dalga geçerken bir kişi gülmek yerine çok belli belirsiz tebessüm ediyordu. Demir.
Bu küçük asker geldiği ilk aydan beri aklını çeliyordu. Sürekli telaşlı halleri ve pozitif enerjisi ona fazla şirin geliyordu. Tabi bunu dağda beraber adam öldürdüğü bir insana söylemek saçmaydı. Ama umrunda mıydı? Hayır.

  Ona dudaklarında peyda olmuş bir tebessüm ile bakarken Öykü bir saniyeliğine ela harelerini ona kilitledi. Bunu fark ettiği anda gözlerini kaçırdı ama görmüştü büyük ihtimalle. İçten içe kendisine sövse de yüzündeki ciddi ifade bozulmadı.

   Herkes yavaş yavaş dağılınca Ayaz,Öykü'yü de alıp alt kattaki sorgu odasına giden koridora ilerledi. Ayaz ciddiyetle ilerlerken Öykü sessizlikte gerildikçe gerildi ve konuşma gereksinimi ile boğazını temizledi "Komutanım?"dedi sorar gibi bir sesle. Ayaz ona dönmeden "Söyle Öykü"dedi. Öykü bir an şaşırsada şaşkınlığını çabuk atıp "Eee... Şey" dedi.

~LEYLİFER~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin