2. Bölüm

1.9K 334 1.7K
                                    

Merhaba. Kitaba verdiğiniz ilgiden dolayı çok minnettarım. Gerçekten çok kısa sürede ve ilgili yorumlarla ilk bölümden 2k sınırını geçtiniz. Aynı performansı sizden yeniden bekliyorum. Sizin için uzun bir bölümle geldim.

210 vote ve 2k yorum. Bakalım ne kadar sürede hallediyoruz. İyi okumalar.

____

Yeni İsimler

____

Jungkook

Korku.

Korku neydi?

En çok korktuğunuz an neydi?

Ben hiç bu kadar korktuğumu hatırlamıyorum. Varoluşsal deneyimlerimizin doğurduğu çok katmanlı bir duygunun sancılarını fizyolojik bir yapı ile hissedebilmenin yanında, aklımın içinde, içimde doğal ve ilkel bir durumken bunun benim için gerekli olduğunu biliyordum.

Bir adet tehlike sinyali demekti.

Hayatta kalmak ve kendimizi korumak için vücudumuzun ürettiği bir adet mekanizma gibiydi. Bu tehlikeler karşısında vücudumuzda semptomlar gerçekleşebiliyordu. Tireme, terleme, hızlanan kalp atışları, belki bazı kasılmalar, donmalar vücudumuzu tetikleyebiliyordu.

Ancak bazıları bu hisse daha duygusal yaklaşırdı. Adrenalin, deli bir tempo, heyecan! Katilleri de örnek gösterebilirdim. Onları tek tatmin eden, heyecanlandıran şey hayatta buydu! Düzgün akli ve duygu durumu yaşamayan insanların biraz daha hayatı yaşadığını anlaması için işlediği suçun cezasını çektikleri bir yerdi burası ve artık onlardan birine denk gelme olasılığım daha yüksekti.

Maceraperestlerin de sevdiği bir duyguydu öyle değil mi? Onları asla anlayamazdım, ben onlardan değildim. Hayır, olamazdım. Onlar bu duygu ile baş edebilirdi, baş etmeyi severlerdi. Belki bu durum daha farklıydı, evet, suçsuz yere hapse girmek kimsenin heyecan duygusunu olumlu yönde törpülemezdi ancak bence bununla savaşacak kadar güçlülerdi.

Asla onlardan biri olmadım. Hiçbir zaman önemli veya atılgan olmadım. Korktuğum şeyin üstüne gitmedim. Sözümün dinlenmediğini bildiğim halde konuştum ve çok zorlarsa ağladım. Bisikletten düştüğümde, okulda zorbalandığımda, iş görüşmesinde, denizde boğulduğumda, kabuslarımda, sevdiğim birinin ölümünde ve iftiralarda... mesela.

Şimdi ki semptomlarım; hızlı kalp atışlarım, çok yüksekti, avuç içlerim terlemişti. Bir de suya ihtiyacım vardı. Yutkunamayacak kadar kurumuştu her yerim. Sayılır mı?

Arkamda yüksek sesle kapanan kapı sesi hayatımda unutamayacağım anlardan bir tanesi olacaktı. Çok üzgünüm Jungkook. Burada seni anlayacak kimse olmayacak, sadece sen ve ben ha? Öteki gibi hissetmemek için, yalnız hissetmemek için benimle konuşabilir misin?

İçimde bir ses duymam beni korkutmadı. Bu tanıdık ses bana aitti, düşünmekten daha farklı, ağzımı oynatmadan konuştuğumu sanmak gibiydi.

Hayır, delirdiğini düşünme sakın. Henüz bunun için çok erken. Hayat sürprizlerle dolu ve sen suçsuz olduğunu biliyorsun. O yüzden umudunu kaybetmemelisin. Umudunu kaybedersen ben de olmam. Aslında biliyorsun, ben her zaman içindeyim ancak şuan aynı dili konuştuğun tek ben varım, sesimi yükseltme kararı aldım. Senin için.

İç sesinle sohbet Jungkook. Hadi biraz etrafı gözlemleyelim. Biliyorsun, burada öyle heykel gibi dikilmek fazla dikkat çekici, aptal veya ucube gibi görünmene neden olabilir. Koğuş arkadaşların şimdiden orada görüyorsun değil mi? Dikkat çekme bence, buradaki herkes suçlu, kıl olup sana kafayı takmasınlar sonra.

GUARDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin