Bana ima ettiği şeylerin hiçbirini anlayamıyordum. Şu son zamanlarda yaşadığımız şeyleri de anlayamıyordum. O söylediği son cümlesi beni şoka uğratmıştı. Evet, asla hiçbir erkekten ve Araz'dan hoşlanmıyordum fakat son zamanlar bana olan tavrından dolayı kendimden şüphe etmiştim. Hayır, buna izin vermezdim ve kendi duygularımı yönetebilirdim. Duygularımda böyle bir şeye asla yer vermeyecektim. Bu tür erkekleri peşimde süründürür ama onlara asla yüz vermezdim, vermeyecektim. Ben kimseye güvenmiyordum, hele ki ona asla! Gidip odama girdim. Saçımı tekrardan topuz yaptım ve yatağıma girdim. Neredeyse gece olmuştu ve saat zaten gece 23:00'dü. Yarından sonra bu operasyon için yola çıkacaktık.
Az çok buna kafam takılmıştı, o kızların ailesiyle görüşmüş olmamız, belki ağızlarından çıkan bir kaç kelime bize yarayacaktı. Kaç günlerdir kızını merak etmeyen ve hiçbir yere başvurmayan, polise dahi gitmeyen bir aileden ne beklenirdi ki? Her aile evladını düşünmüyordu işte, onun bile bile ateşe gitmesine izin veriyordu, bazen belanın üzerine bile itebiliyordu. Ailelerinde bir şey çıkacak gibi hissediyordum ama hayırlısı. İki gün sonra tekrar başıma bir iş almayım umarım... Burada yaşattıklarını babam bana borçluydu, her ne kadar bunun üzerinde kafa yormayacak olsam da, düşünmemek istesem de beynim buna izin vermiyordu. Tek bildiğim babama kızgın olmamdı ve asla onun yüzünü görmek bile istemediğimdi. Son bir haftadır asla aramıyordu ve daha dün aradığında ise telefonu meşgule vermiştim.
Babam hepsini hakediyordu çünkü.
Kıyafetlerden kurtulup pijamamı üzerime geçirdim. Zaten hava soğuktu ve ben şu tişörtle kalamazdım. Yatağıma öylece oturdum ve yanıma aldığım kitabı okumak için açtım. Daha geçen okuduğum kitabı bitirememiştim, bunu okumak istemiyordum. Kitabın bütün sayfalarında neredeyse ihanet vardı. Konusu ihanet ile ilgiliydi çünkü. Sevmiyordum bu tür kitapları. Çünkü mutlu sonla bitmiyordu. Mutlu sonla biten hayatları, aşkları, kitapları seviyordum ben. Kitabı geri koydum, elime telefonumu aldım ve rehbere girdim. Hiçbir arama yoktu, insanlardan asla beni merak ettiklerini görmek istemiyordum, aradıklarını görmek istemiyordum fakat hiçbiri beni aramamıştı. En önemlisi ise babam aramamıştı, beni hiç mi merak etmiyordu? Tamam, yirmi yaşına gelmiş olabilirdim, çocuk değildim ve de merak edip sürekli aramasını da beklemiyordum fakat beni bir kere dahi olsun hiç mi aramazdı? Canımı yakan şey de buydu.
Ben hiç anne ve baba sevgisi görmemiştim. Babam küçükken beni sürekli azarlar, kızar, hatta ve hatta yeri gelir ondan dayak yerdim. Son zamanlar mesleğimi elime aldığımda sadece merhamet göstermeye başlamıştı. Kendine her şeyi alır parası varken, işten gelirken bana hiçbir şey almazdı, tabii ondan bunu beklemiyordum fakat sadece bana sevgi lazımdı. Babamda o da yoktu! Ama artık canım yansa bile bunları takmıyordum. Bu sebeple rehberden çıktım ve telefonu da bir kenara bıraktım.
Yarın izin günüm bitiyordu ve görev için hazırlıklara başlıyorduk. Korkuyordum, bir kız çocuğunun daha can vermiş olmasından korkuyordum. İçim içimi yiyordu, hiçbir insan câni olmamalıydı bu dünyada. Keşke bu evrene sadece masumları sığdırsalardı da her çocuk ve her genç mutlu olabilseydi... Her ne kadar böyle şeyler için çabalayan insanlar olsa bile, bu yetmiyordu işte. Daha fazla düşünmeyi bırakıp kenardaki örtüyü üzerine örttüm. Sanırım yine gece üçe kadar uyuyamayacaktım.
(İki gün sonra...)
Daha bir gün önce tüm araştırmaları yapmış ve tam da bugün göreve çıkıyorduk. Fakat henüz sabah saat 05:00'ti. Ben daha gün doğmamışken kalkmıştım ve gece üçte uyuyacağım diyerek kendime yalan söylemiş, on ikide uyumuştum. Beş saatlik uyku ile durmak pek bir şey kaybettirmezdi bana. Önce yatağımdan kalktım ve iki dakika duşa girdikten sonra saçlarımı kurulayıp, özel operasyon kıyafetlerini giyip yatağıma oturdum. Gözlerimi bile açamıyorken göreve gitmek oldukça zorlu olacaktı. Saat 07:00'de kalkmak yerine neden iki saat önce kalktım, onu da anlamış değildim fakat beni gece boyu uyku tutmamış ve kesik kesik uyumuştum. Karnımdaki dikiş izine baktığımda son iki haftada yavaş yavaş iyileştiğini fark ettim.
![](https://img.wattpad.com/cover/373867382-288-k618564.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜLLER VE KURŞUNLAR
Akční"Acıların Ardında" Küçüklüğünden beri üvey babasının şiddetine maruz kalan, yıllarca içindeki acılarla başa çıkmaya çalışan Ayda... Hayat, ona hiç kolaylık tanımadı. Her darbede biraz daha kırıldı ama bir o kadar da güçlendi. Üvey babasının gölgesin...