Ömer yataktan fırlayarak uyandı. Ağzı yüzü her yeri ter içindeydi. Atleti ıslanmış sırtı sucuk gibi olmuştu resmen. Gördüğü rüya aşırı korkunç ve ürkütücüydü. Acaba rüyanın anlamı neydi ? yoksa bu Ömer'in sonunu gösteren kısa bir fragman mıydı ? Ömer biraz hava almak için merdivenlerden inerek sokağın yolunu tuttu. Biraz yürüdükten sonra kendine gelmeye başlamıştı. O ilk uyandığı an kalbi küt küt atarken şuan daha normal bir şekilde atıyor , daha sakin nefes alıp veriyordu. Biraz yürüdükten sonra ilk okul arkadaşı Sılayı gördü biraz muhabbet ettiler.
**
''Merhaba Sıla nasılsın bakalım görüşmeyeli.''
''İyiyim Ömercim nasıl olsun sınavlara çalışıyorum işte, geçmiş olsun bu arada hastaneye kaldırmışlar yeni duydum bende.''
''Doğru ya önemli bir şey yokmuş sadece bayıldım sanırım fazla gerildim bu aralar.''
''Hadi ya neyse tekrardan geçmiş olsun bir şey olursa buradayım ben her zaman arayabilirsin. Parka falan gideriz beraber kafa dağıtırız biraz çekirdek kola falan.''
''Tamamdır akşama aramaya çalışırım görüşürüz kendine iyi bak.''
''Sende Ömer.''
Tokalaşıp öpüştükten sonra ayrıldılar. Ömer yürürken Sevilin çalıştığı mağazayı gördü. Uzaktan Sevili görmeye çalışıyordu.Fakat çok uzaktı Ömer'inde gözleri uzak mesafedeki birini göremeyecek kadar kötüydü. Biraz daha yakınlaşıp Sevili görmek istedi.Sevilin kendisini nasıl üzdüğünü ve kırdığını biliyordu , ama ona olan karşı sevgisini bir türlü kıramıyordu.Biraz daha yaklaştı ve Sevili bu sefer görmüştü. Biraz solgundu yüzü yorgun gibi duruyordu sanki. Sanırım Ömer'in başına gelen olaylardan sonra baya bir üzülmüştü. Tam o sıra Ömer kafasını kaldırmış Sevili daha net görmeye çalışıyorken, Sevil Ömer'in onu izlediğini fark etti.Yanına gitmek için yerinden ayrılıp Ömer'in yanına gitmek istedi. Ömer Sevilin ona doğru geldiğini görünce hızla geldiği yolu geri gitmeye başladı. Onu sevse de onunla konuşacak değildi. Kalbini kırmıştı Ömer'in. Sevil umutsuzca Ömer'in gidişini izliyordu. Onu ne kadar kırdığının kendide bilinci içindeydi. Ama Sevil'de başka birinden hoşlanıyordu işte. Tıpkı Ömer'in ona Aşık olduğu gibi. Sevil kafasını iki yana da sallayıp düşüncelerini yok etti ve mağazaya geri döndü. Ömer ayağını yerdeki taşlara sinirli bir şekilde vuruyor ve her vurusunda "Kahretsin" kelimesini tekrarlıyordu. Deniz kenarına doğru koştu. Banklardan birine geçti. Düşünüyordu. Zaten düşünmekten başka yapabileceği bir şey yoktu. Artık Sevil'den sonra kimseye Aşık olabileceğini düşünmüyordu. Sevil istemedi başkası mı isteyecek beni diyordu. Ama yeni bir hayata da başlaması gerektiğini düşündü. Bazı huylarından vazgeçmeliydi. Mesela aşık olmak gibi. Yoksa çok üzülecekti. Sonra bu yumuşak yapısını sert bir yapıyla değişebilirdi. Böylece daha az üzülecekti. Artık kendinden ve ailesinden başka kimseyi düşünmemeliydi. Zaten gözleri iyi değildi.Farklı bir hayata başlamanın yepyeni bir yaşamayın onu daha iyi,cesur,kendine güveni olan sosyal biri yapacağını biliyordu. Ayağa kalkarak hemen eve koştu. Ömer eve gelip zili çaldı.Kapıyı annesi açmıştı.
''Anne nasılsın.''
''İyiyim oğlumda ne oldu sana böyle nefes nefese kalmışsın''
''Şuan çok mutluyum aşırı mutluyum meşgulüm hemen işlerime koyulmam lazım''
''Hay Allah ne işin var olum terlemişsin bak hasta olacaksın gene''
''Ya merak etme bir şeycikler olmaz bana tamam mı? Annelerin bir tanesi.Dur gel öpeyim içimden geldi.''
''Ay olum dur ben senin derdini anladım ne istiyorsun bakayım sen.?''
''Annecim bana çok azcık birazcık mini minnacık para verebilir misin.?''
''Anlamıştım zaten bu şirinliğin nereden geldiğini.Ne kadar lazım bakayım.?''
''Ya bende biraz var aslında yetmiş lira ama sen biraz daha verebilirsin lazım olabilir yani.''
''Tamam tamam al şu iki yüz lirayı ama bak dikkatli kullan boşa da harcama sakın.''
''Merak etme boşa harcamam ben annelerin en tatlısı.Hadi ben kaçtım görüşürüz.''
Annesine sarılıp öptükten sonra dışarı çıktı. En sevdiği yakın arkadaşı ve komşusu da olan Melih'in evine.Zili çaldı.Kapıyı Melih'in annesi Hava hanım açmıştı.
''Hava ablacım merhabalar nasılsınız.''
''Aa iyiyim çocuğum sen nasılsın.''
''Bende iyiyim teşekkür ederim Melih evde miydi? acaba.''
''Evde oğlum evde dur bir çağırayım.Der ve bağırır.''Melih gel oğlum bak Ömer seni görmeye gelmiş.''
''Tamam geliyorum anne 1 saniye çorabımın tekini arıyorum ahanda buldum bekle bekle geldim geldim geldim heh giymeyi başardım sonunda. Nasılsın dostum özledim seni bak hiç aramıyorsun kırılıyorum ama ha .''
''Ahaha bende özledim malum evden çıkmıyorum pek biliyorsun. Müsaitsen biraz işlerimiz var yardımına ihtiyacım var.''
''İşim yokta ne gibi bir yardım.?''
''Sen gel ben sana yolda anlatırım.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Engellerim var benim
Teen FictionEngeller bizi her zaman kısıtlar , fakat engellere karşı yaşamayı bilmeliyiz.Eğer engelleri aşamıyorsak yanımızda her zaman bi hayat arkadaşımız olması gerekir.Yalnız kaldığımda şahsen boş bir tavanı değilde 2 çift ela gözü seyretmeyi tercih ederim...