6.BÖLÜM

350 24 2
                                    

İyi okumalar🤍

Olayların üstünden iki gün geçmişti ama benim Ruhum yorgundu ben yorgundum gün geçtikçe daha da çok dibe batıyordum. Daha önce biri bana gelse dese şunları yaşayacaksın hayatta inanmaz güler geçerdim.

Ama şunu anlamış oldumki hayat dediğimiz o şey bize o kadar kötü hain oyunlar oynuyorduki ne olduğunu bile anlayamazdık.

Kalbim o kadar çok ağrıyordu ki bedenim bitap düşmüş yorgunluktan bitkin bir haldeydim.

Acının vücut bulmuş hali gibiydim içimde sessiz çığlıklar fırtınalar kopuyorduda hiçbir şeyi belli etmiyordum.

Bu hayattaki tek temennim ailemle mutlu yaşayabilmekti ama ne yazık ki hayat onları ben daha on iki yaşındayken benden koparıp almıştı.

Acı dolu yüreğim vardı benim tam bir şeyler doğru ilerliyorken kader tekrar kendini göstermiş ağlarını örmeye başlamıştı bile.

Ama bişey daha anlamış oldum
Bu can bu bedenden çıkmayıncaya kadar bana rahat gün yüzü yoktu.

Daldım ta uzaklara daldım geçmişime daldım yüzümde ufak bir gülüşüm vardı tek bir farkla acı bir gülüştü.

Bir şeyleri aslında çok iyi anlayabiliyordum mir ağanın ne istediğinide anlıyordum ama ona o istediğini vermeyecektim herşey bitmişti artık..

Konağın büyük avlusunda onun gelmesini bekliyordum şuan gece saat iki buçuk civarıydı ve onu avluya çağırmış herşeyi ortaya dökecektim.

Bu esaret bitecekti artık bende ondan kurtulacaktım çünkü bu güçsüz kız ben değildim bu iki günde çok düşündüm birşeyleri ve artık bu esaretin sona ermesi için güçsüz bir kız olmayacaktım.

Ona istediğini vermeyecektim.

Arkamdan gelen adım sesleriyle yavaşça arkama döndüm beklediğim kişi gelmişti bile.

Yaklaştı ve tamda karşımda elleri cebinde durdu. Yüzünde o hiç eksik olmayan pişkin sırıtışı da her zamanki gibi yerli yerindeydi.

"Gecenin bu vakti beni niye çağırdın roze" diye büyük bir merakla sordu. Karşımdaki adam benim sahibim ben ise onun bir oyuncağıydım.

Ama artık olmayacaktı öyle bişey kartlar tekrar dağıtılacak ve şartlar eşit olacaktı.

Bir kaç adım daha atıp tamda dibinde durdum korkusuzca güçlü bir şekilde durdum karşısında,
"Hoşgeldin ağam" diyerek aynı onun gibi gülerek karşılık verdim ona.

Gözlerini hafifçe kısarak baktı bana gözü yüzümde dolaştı bir müddet baktı.. baktı.. baktı..
Ama bir kanıya varamadı.

"Hoşbuldum da artık beni neden çağırdığını söyleyecekmisin gülüm"
Sorusuna karşılık yüzümde sahte bir gülüş belirdi.

"O gün beni tehdit ettiğin gün bana verdiğin sözü tutamadın ağam" yüzünde hafif bir şaşkınlık geçti ama anlık bir şeydi hemen kendini toparladı.

"Ben verdiğim sözleri tutarım Rozerin. Ama zamanı gelince" kahkaha atmak istedim bu adamın bu halleri beni bitiriyordu.
O zamandan bahsettiği zaman bu zamandı işte artık bir şeylerin farkına varmalıydı ortada dönen oyunu çözmeliydim.

Bir kez daha ona yenilmemeliydim.

"Sencede zamanı değilmi artık" gözlerimle her bir miniğini takip ettim ama lanet gelsinki tek bir mimik oynamıyor duygularını asla belli etmiyordu.

ÊŞ U EVÎNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin