Bölüm 2

138 12 0
                                    



15 Ağustos 2006

"Çıldırmışsın sen!"

Annesi kendisine bağırırken Dusan'ın yaptığı tek şey ağlamaktı, sadece ağlamak. Çünkü ailesi konuşmasına bile müsade etmiyordu.

Esmer çocuk son antrenmanından sonra eve heyecanla gelmişti. Yemeğini yiyecek ve hemen odasına geçip biricik sevgilisiyle konuşacaktı. Her gün yaptığı gibi. Ama ailesi onu sorguya çekmişti eve gelir gelmez. Her şeyi öğrenmişlerdi.

Dusan'ın o günden beri aklından çıkmamıştı Edin, onunla karşılaştıkları günden beri. Yedi yirmi dört onu düşünüyor ve her düşündüğünde kalbi heyecanla tekliyordu. Dusan o boşnak çocuğa çok fena kaptırmıştı kendini. Ona ulaşması kolay olmuştu babasının telefonunda numarası kaldığı için. Birkaç kez telefonda konuştuktan sonra birbirlerine facebook hesaplarını vermişler ve artık daha uzun konuşmak için ikiside bilgisayarlarına yapışmıştı adeta.

Genç ve delikanlıydı ikiside. Birbirleri için heyecanlılardı. Neredeyse her gün konuşmaya başlamışlardı birbirlerine gün içerisinde neler yaptıklarını, ailelerini ve kendileriyle ilgili daha birçok şeyi anlatmışlardı. Her gün ama her gün birbirlerine fotoğraf atmış ve hasretlerini bu şekilde gidermeye çalışmışlardı. Tekrardan görüşmeyi her şeyden çok istemişlerdi ve iki gün önce esmer çocuk ailesine, bir süre önce tatile gittikleri o şehre tekrar gitmek istediğini söylemişti ama tek başına. Bu Dusan'ın ailesinin kabul edemeyeceği bir şeydi ve üstelik oğulların bir süredir garip davranışlar gösterdiğini biliyorlardı.

Yaz tatilinde olmalarına rağmen Dusan erkenden kalkarak bilgisayarın karşısına otururdu Edin'le konuşmak için ve akademiden döner dönmez de bilgisayarın başına geçer geç saatlere kadar kalkmazdı. Bu ailesinin gözünden kaçmıyordu, kaçmamıştı bu yüzden babası bir gün onun sosyal medya hesabını incelerken oğlunun garip davranışlarının cevabını bulmuş gibiydi.

Edin Džeko.

Dusan o gün o şehirde kaybolduğunda onu bulan ve otele kadar getiren gencin ismiydi bu. Oğulları o gençten bahsetmiş ve ismini de söylemişti o gün ailesine. Ama söylemediği bir şey vardı ki o da o gencin bir boşnak olmasıydı. Bu bilgi adamı daha meraklandırırken bugün, oğulları akademiye gittikten sonra onun bilgisayarını açıp bu Edin denen çocukla olan yazışmalarını okumuştu eşiyle birlikte. Ve anlamışlardı Dusan'ın anne ve babası çocuklarındaki garipliğin sebebini. Neden böyle davrandığı ve ne için o şehre tekrar gitmek istediğini anlamışlardı.

Hepsi o Bosnalı oğlan içindi, onun yüzündendi.

"Seni tehdit mi etti?"

Babasının söyledikleriyle ağlamaktan kızarmış gözlerle bakmıştı ona. Ciddi olamazlardı, tüm bu söylediklerinde ciddi olamazlardı diye düşünüyordu Dusan. Ailesi sürekli bağırıyor, kendisine kızıyor ve Edin hakkında ırkçı söylemlerde bulunuyorlardı.

"Onunla konuşman için seni zorladı mı?"

Babası annesine nazaran biraz sakin bir sesle yaklaşmıştı oğluna. O da en az eşi kadar sinirliydi fakat bağırarak oğlunu konuşturamayacağını anlamıştı. Elini oğlunun omzuna bıraktığında okşamıştı yavaşça.

"Oğlum bize her şeyi anlatabilirsin o boşnak sana bir şey mi yaptı sonra da seni korkutarak tehdit mi ediyor? Bu yüzden mi onunla konuşuyorsun?"

"Hayır baba!"

Onlara onu sevdiğini söylemişti ama ailesi kendisini duymuyormuş gibi sürekli Edin'de bir kusur aramaya çalışıyor onu suçluyorlardı.

Fire on fire | Edin Džeko • Dusan TadićHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin