Aşk-ı mardin Bxi

17

Bakışlarmı kalbin aynasıydı yoksa sözlermi gerçeklerimi güzeldi yoksa
yalanlarmı

Gerçeklerde çok kötüydü yalanlar gibi
yalanlar en mutlu gününde çıkar ortaya yok ederdi seni

Gerçekler ise alıştırırdı insanı olanlara ve olacaklara karşı diri tutardı bedeni

Bakışlar bazen yakardı bazen delirtirdi insanı sözlerin ise kimin ağzından çıktığı önemliydi

En sevdiğin insanın kötü bir sözü ömrünün sonuna kadar bırakmazdı seni normal bir insanın iyi bir sözü ise hemen unutulurdu

Bu dünyada senin nerde olduğun değil
senin onların kalbinde nerde olduğun nasıl olduğun önemlidir...

Nefesim vücuduma yetmiyordu artık boğuluyormuydum sanki içimden birşey akıp gidiyor gibiydi

O koca damarlı elleri vücudumda keşfe çıkmıştı her yere dokunuyordu her yeri inceliyordu sanki

Ezberliyor gibiydi sahip olduğu bu bendeni tanımak istiyor gibiydi yıların hasretini gideriyordu sanki

Dokunuşlarıyla heran o koca elerinde  kalabilirdim bana verdiği bu koca zevk nefes kesiciydi

Anlatamazdım...

Tenime değen sıcak nefesi vücudumu cayır cayır yakıyordu her saniye beni
en büyük ateşe sürüklüyordu sanki

Kulağıma öyle güzel sözler söylürduki beni öyle güzel kandırıyorduki buna inanmak istiyordum

Sesi o kalın güzel sesi tıpkı en sevdiğim şarkının melodisi gibiydi herzaman buymak istediğim bir sesti bu

Dokunuşları esir bırakıyordu beni ve bedenimi kendine tıpkı bir sanat eseri gibi özenle ve güzelce izlerini bırakıyordu vücudumda

Onun olmak benim için herşey demekti geceyi sabaha bağlamak gibiydi ayın ve yıldızların buluşması gibiydi

Eşsizdi...

Bacaklarımın arasına araladı kendi için bir o kadarda bencildi alta olma görevi neden bendeydi bilmiyorum

Ama alta olamak daha zevkili geliyordu bana zaten üste olmazdım o çapkın kötü bakışlarını görünce başımı diğer tarafa çevirdim

Utanıyordum ne kadar koca olsada bu benim için bir ilkti sonuçta çok normal di başımı çevirmeden önce

dudaklarını ısırdığını görmüştüm ve bu beni dahada çok geriyordu " hadi artık savaş...." dedim isyan eder bir şekilde

içimi çok dolu hissediyordum ama onu da istiyordum benimin ona ait olmasını istiyordum

" sabırlı... ol küçüğüm " 

Alay eder gibi konuşmasına karşılık istemsizce sinirlenmeye başladım benim gergin halimin aksine o çok rahatı

Başımı geriye doğru attım bedenime dokunuşu beni cayır cayır yakıyordu artık " birkan gi- ağh..." lafımı devam etiremeden içimde birden hissetiğim doluluk ille derince inledim

Bu acı çok kötüydü çok çok fazlaydı sanki elinin arasından kayıp gidicektim ölüyordum sanki

içimde hissetiğim hareketlenme ille bu acı azalmaya yerine tatlı acı karışımı  bir zevk almaya başladı

Çok güzl- bezersizdi anlatamazdım aslında güzel desem az kalırdı sanki çok farklıydı benzerdi

Tekrar hisettiğim o yoğun acı ille elimi ona doğru attım ve sinirimi sırtına uzun tırnaklarım ille çıkartım

Onun her içime vurması ille tırnaklar ımı dahada batırıyordum sırtına ben çekiyorsam oda çekecekti

Ama biraz daha zaman geçtikten sonra ellerimi sırtından çekip tek eliyle yatağa sabitledi hemen " uslu bir kedi ol bebeğim kocana tırnaklarını hemen çıkartma yoksa- " dedi

Kalın sesi öyle boğuk ve sert çıkmıştıki etkilenmemek imkansızdı usulca bana yakın olan dudaklarına yaklaştım

Kurnaz bir şekilde hem gözlerine hem de dudaklarına bakıyordum " yoksa ne  ağh.. dayanamıyormusun bana aslancık seni... " dedim sıcak nefesimle dudaklarına fısıldadım

Bunu dememin hemen ardından tekrar dudaklarıma yapıştı hareketleri öyle sert ve kabaydıki anlatamam

Gözlerinde koca bir ateş vardı hiç dinmeyen ve her saniye dahada körüklenen bir ateş " aslancık bu gece seni çok yorucak ama cesur kedicik hmm...  " dedi

Bir nevi beni alenen tehdit ediyordu aman ne komik ama

" biliyorum...

....

Sabahın ilk ışıkları tüm şehri sarmaya başlamıştı artık gece onlar için aslında güneş için fazla yorucu geçmişti

Birkan durmamıştı doyamamıştı ona bencilikti bu yaptığı ama elinde değildi her zeresini istiyordu

Her anını istiyordu...

esmer adam eşinin beline sardı kolarını güneşin halsiz bedeni artık çok yorgun düşmüştü

Birkan genç oğlanın saçlarının arasını öptü sıkıca ve gelen güzel kokuyu içine çekti " bal oğlanım benim bu gece  çokmu yorulmuş kurban olurum ben sana birtanem " dedi

Onunla olmak onu hissetmek çok başka birşeydi hatta bam başka birşeydi genç oğlan sokuldu birkanın göğsüne birkan
daha da sardı kolarını sıkıca ona

Dün gece öyle bir geceydiki onlar için yeni den doğuş gibiydi başka biri içinde ölümdü o gece

derler ya gecenin zifirisi en karanlığıdır en çok o zaman ağlarmış insanlar kimsesiz gibi

Gece çöker acı inermiş dünyaya her masum her suçsuz her kimsesiz için gece yarısı başlarmış

Genç kadın elindeki koca valiz ve içindeki dinmeyen nefret ateşi ille indi uçaktan

Buraya yıllar sonra gelmek istediği birşey değildi ama gelmek zorunda kalmıştı

Çünkü hırs gözunü kör etmişti....