Ep.⁴

22 12 21
                                    

"Kahve nasıl?"

Jihoon, Asahi'yi odasına davet edeli ve beraber kahve içeli yaklaşık beş dakika olmuştu. Asahi, kahveden bir yudum bile almamıştı. Aklı Mashiho'daydı. Demek Jihoon bu şirkette CEO'ydu Hyunsuk gibi... Ha Hyunsuk'la konuşmuş ha Jihoon, ne fark ederdi? İkisi de şirket yöneticisiydi ne de olsa.

"Jihoon Bey, ben kahve içmeye gelmedim."

Jihoon kahvesini dipliğe bıraktı. "Biliyorum ama iç yine de, misafirimizi bu şekilde yollayamayız... Demek Hyunsuk ile görüşecektin... O şu an oğlu ile fabrikaları geziyor, denetleme yapıyor. Bana söyleyebilirsin, ben de yöneticiyim burada. Ha, bir de Jihoon de sadece lütfen. Bey çok resmi geldi."

Asahi derin bir nefes alıp verdi. Jihoon zaten Mashiho'nun hasta olduğunu biliyordu bu yüzden onu anlayabilirdi.

"Jihoon Be- yani, Jihoon... Mashiho'nun durumunu biliyorsun. Hasta ve tek bir tedavi yöntemi var. Fakat içtiği ilaçlar onda yan etki yapıyor. Sürekli bayılıyor, güçten düşüyor, omu huysuz ve aksi biri yapıyor. Bu yüzden bir hafta boyunca ilaç vermeyi bıraktık. İlaç almadığı zaman daha enerjik ve neşeli. Üstelik bayılmıyor. Yine ilaç vermeye başladık ama, ilaçları alalı üç gün oldu ve çocuk yine bayıldı, hastaneye kaldırdık. Buraya gelmeden önce doktorla konuştuk. Tek tedavi yöntemi bu, ilaçları almazsa kesinlikle iyileşemeyeceğini söyledi... Doyoung da Hyunsuk ile arkadaşmış bayadır, o söyledi bana Hyunsuk'a git, o ilaç endüstrisinin başı, iyidir, yardım eder size dedi..."

Jihoon başını salladı, bir süre düşünceli bir şekilde duvarla bakıştı. Asahi gerginlikle parmaklarıyla oynuyordu. Mashiho'nun iyileşmesini her şeyden çok istiyordu. Diliyordu ki Jihoon'un bir çözümü olsun.

Jihoon kahvesini masaya bıraktı geri ve ciddi bir ifadeyle misafirine baktı. Asahi o an anladı bu işin çıkarı olmadığını. Kendini cevaba hazırladı.

"Asahi... İnan bana biz de şu an bu hastalığın ilacı için çabalıyoruz. Laboratuvarlarımızda deneyler yapılıyor ama henüz bir başka ilacı bulunamadı... Keşke yardımcı olabilsem, çok üzgünüm gerçekten. İlaçları kullanmayı derhal bırakın, Mashiho'nun hastalığını daha çok ilerletir."

Asahi başını salladı ve başını eğip iç çekti. Yapacak bir şey yoktu. Yavaş yavaş sandalyeden kalktı. Jihoon üzgün bakışlarla onu izledi. Asahi onun bakışlarındaki mahçup ve üzgün ifadeye uzun uzun baktı.

"Vaktinizi aldım, üzgünüm. Gideyim ben o zaman..."

"Estağfurullah, her zaman beklerim. Lütfen arada uğra, sohbet falan ederiz... Çok geçmiş olsun yine, Asahi. Umarım bir mucize olur da Mashiho iyileşir."

Asahi umutsuzca başını iki yana salladı ve sırıttı. "Sanmıyorum. Bizde o şans yok."

Ellerini cebine koyup kapıya yöneldi.

Onu izlerken Jihoon yüzünü elleri arasına aldı, sıkıntılı bir şekilde iç çekti. İlaç bulunmuştu ama henüz kimse bilmiyordu, denek lazımdı ona. Eğer denek hasar görmezse ve ilaç işe yarasa bile piyasaya düşmesi çok düşük bir ihtimaldi... Endüstri onu satmak istemezdi. Sıradan tedavi yöntemleriyle hastaları hasta hasta daha uzun yaşatıp eninde sonunda öldüreceklerdi yine.

Asahi çıkamadan kapı açıldı ve Hyunsuk içeri girdi. "Jiho-"

Asahi'yi fark ettiği zaman kısa bir an bakıştılar. Hyunsuk ellerini arkasında birleştirdi. "Ha, Asahi sensin demek."

Jihoon oturduğu ofis koltuğundan kalktı. "Hyunsuk hyung, ben de tam sana gelecektim... Asahi, gel otur lütfen. Hyunsuk'la da konuşalım."

Üçü de yerleşti ve konuyu baştan konuştular. Hyunsuk başından beridir ciddi bir yüz ifadesiyle izliyordu. Jihoon onun böyle bir şeyi kabul etmeyeceğini anlamıştı. Boşuna dil döküyorlardı.

Industry | Jisahi | TREASURE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin