SON DARBE 🍁

100 10 23
                                    


Ebrar ve Mile bir süre daha yerde kaldılar. Yağmur dinmişti. İkili ayağa kalkıp el ele tutuştular. Ne olursa olsun bir şekilde elleri yine buluşuyordu. Kalpleri birken uzak kalmaları mümkün değildi.

Mile, otele dönünce her şeyi detaylıca anlatacağına söz verdi. Restorana döndüklerinde Yesli ve Zehra yemek yiyorlardı. Ebrar, Yesli'yi görünce tekrardan kanın beynine ulaştığını hissetti. Mile, Ebrar'ın elini okşadı. "Onunla bir ilgim yok" dedi "biliyorsun değil mi?" Ebrar gülümseyerek onayladı.

Kızların yanına geçtiler. Zehra "barışmışlar ayy sonunda. İçimi sömürdünüz. Biz konuştuk, gereken şeyleri öğrendim ben,"  Yesli kızlara gülümsedi. "Tatsızlık için üzgünüm. Böyle olacağını veya böyle bir sorun olduğunu düşünmemiştim," dediğinde Ebrar, Yesli'nin samimiyetine inandı.

Kısa ve olaylardan bağımsız bir sohbetin ardından Ebrar kalkmak için mızmızlanıyordu.

Sevgilisinin, eski tanıdığı olarak adlandırdığı kadınlar muhattap olmak istemiyordu. Restorandan ayrıldıklarında, Zehra'nın arabasıyla döndüler. Otel odalarına döndüklerinde Ebrar yatağa oturmuş, sorgu için bebeğini bekliyordu. Mile uzun zaman sonra huzurla odasına tekrar girebiliyordu.

Ebrar'ın yanına oturdu. "Hazır mısın. En baştan başlıyorum..." dedi. Ebrar merakla sevgilisini dinliyordu. "İlk antremandan sonra, Ali'nin bana mail attığını fark ettim..." Mile tekrar aynı anıların canlanmasıyla kalbinde acı hissetti. Ebrar bunu fark ettiğinde kolunu sevgilisine sardı. Mile kafasında Ebrar'ın omuzuna yasladı.

Sanki ne kadar yakın olurlarsa destekleri daha da artar gibi dokunuyorlardı. "Senin fotoğrafların vardı.. öpüştüğümüz ayrı olarak sana ait fotoğraflar. Zamanında ekipte olduğundan ve nasıl öğrendiğini bilmediğim sırların vardı elinde. Ailevi şeylerin vardı... yaymakla tehdit etti. Belki sevgili olmamızı evet kaldırabilirdik fakat hayatını kabusa çeviren kişi ben olmak istemedim..." Mile'nin yine gözleri dolmuştu.

Bu aralar çok duygusaldı. Hani her şeyi içine attıktan sonra beklemediğin bir an sadece dirseğini kapıya vurur ve ağlarsın ya işte Mile öyle boşluktaydı.

Yine atlatabilmesi için yanında sevgilisi vardı. Ebrar yine yanındaydı. Düşündü olmasaydı kim bilir ne halde olurdu. "Sonra kabul etmek zorunda kaldım. Bir şekilde burada olanlardan haberi oluyormuş... işte bende seninle kavga edip ayrıldım. Yemeğe gidersem her şet çözülür sandım..." Mile başını kaldırmaya gerek duymadı.

Ebrar'ın ne kadar sinirli olduğunun farkındaydı. İçindeki öfke Mile'ye karşı, ona yalan söylediği içindi. Ama bu sadece yüzde yirmilik bir kısımdı. Ali'ye bu hayatı zindan edecekti. Onun biricik sevgilisini kimse korkutamazdı. Kendine bir söz vermişti... Mile'yi koruyacaktı. Kısa bir süre bunu yapamamış olsada artık ipleri eline alma zamanı gelmişti.

Maçlar başlamadan avucunun kaşınmasına son verecekti.

Usulca Mile'nin başını öptü. "Oldu ve bitti. Artık biliyorum. Sen kafana takma sana mesaj atarsa haberim olsun" Mile itaat edercesine kafasını salladı.

Yesli'yi oraya getirende Ali'ymiş. İkili kötü ayrılmadıkları için Yesli'yi koz olarak kullanmış. İki kadın görüşmeselerde ve içlerinde birbirlerine karşı en ufak aşk adında bir sevgi kalmamış olmasına rağmen Yesli'yi meraka düşürmüştü. Mile'nin adından ona buluşma istekleri atmıştı. Önemli bir konuda yardıma ihtiyacı olduğunu söylemişti.Ali, Yesli'nin Hollanda'da olmasını değerlendirmişti.

Fakat ikili arasında bir kavga olmadan Yesli sorunu çözülmüştü.

Ebrar, ne kadar kadının iyi biri olduğunu düşünsede kıskançlıktan deli olmuştu. Restorandan kalkmak için mızmızlanmış hatta ağlama numarası yapıp, uykusunu geldiğini söylemişti. Yesli durumu anlayışla karşılamıştı. Yüksek ihtimalle bir daha görüşmemek üzere vedalaştılar. Kader tekrar karşılaştırmadığı sürece görüşmeyeceklerine masada ki herkes emindi.

EBGAS İS LOVE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin