seungmin yanaklarına öpücükler konduran bedenin cevabıyla kızardığını hissederken dudaklarından eksik olmayan gülümsemesiyle hyunjin' e bakıyordu.
" o kadar heyecanlıyım ki hyunjin! diş tellerim çıkacak sonunda! çıkacak değil mi? bir ay daha beklemeyecek hemen çıkacak değil mi aşkım?"
hyunjin gözlerindeki heyecanla kendisine bakan bedenin tatlılığı karşısında dişlerinin kamaştığını hissederken sevgilisinin heyecanını kırmamak için cevaplamıştı hemen.
" çıkacak tabiki bebeğim. şu dişlere bak! o kadar güzeller ki! en çok senin diş tellerin çıkacak."
seungmin büyüğünün cevabıyla kıkırdarken elini sevgilisinin göğsünden çekip nazikçe yanağını okşamış ve aralarındaki azıcık mesafeyi sıfırlayıp sevgilisinin dudaklarını öpmüştü.
" hyunjin ya... çok tatlısın..."
☆
" of! çok çirkin oldu işte!"
seungmin bir kere daha gördüğü görüntüyle sızlanıp burnunu çekmiş ve arabanın aynasını hışımla kapatıp sweatinin koluyla kızaran yanaklarını silmişti.
" öyle bir şey ihtimal dahilinde bile değil."
yanından gelen sesle kaşlarını çatıp ters bir şekilde sesin sahibine bakmış ve göz devirerek dizindeki parmakları ittirmişti seungmin.
" yalan söyleme! çirkin oldu işte görebiliyorum ben de hyunjin! gözlerim var benim! niye yalan söylüyorsun?!"
" güzelim yalan söylemiyorum. niye yalan söyleyeyim? çirkin falan olmadın. uğraşsan da olamazsın zaten. ağlama artık daha fazla. bebeğim şu burnuna bak, silmekten kıpkırmızı ettin..."
yaklaşık on beş dakikadır otoparkın içindelerdi çünkü seungmin yaklaşık on beş dakika boyunca ağlıyordu ve bunun tek bir sebebi vardı.
diş telleri çıkmıştı.
diş telleri çıkmıştı ve o görüntüye o kadar çok alışmıştı ki onlarsız kendini çok çirkin hissediyordu.
