bölüm düz yazı ve ben düz yazıda asssla iddiali değilim 😔🥺 gidişat için de bu bölümün düzyazı olması gerekiyodu napim
umarım güzel yazabilmişimdir. söyleyin tamam mı nası olduğunu 🥺🥺🥺
hadi iyi okumalar size
🎄🌟🎅🏻
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
☆
" birini mi bekliyorduk? seungmin?"
seungmin çalan zille heyecanla kalkıp kapıya koşarken arkasından seslenen sarı saçlı hyunguna şirince gülümsemişti. pekala hyunjin' leri davet ettiğini jisung dışındaki kimseye söylememişti henüz. eğer söyleseydi chan hyungu daha cümlesinin başından hayır diyerek reddederdi fakat şimdi hayır deme şansı da kalmıyordu çünkü çoktan gelmişlerdi.
seungmin aynadan kendisine bakıp gözlerinin önüne gelen saçını düzeltmiş ve heyecanla bir nefes verip kocaman gülümsemesiyle açmıştı kapıyı.
" yongbok nim dedi... bana dedi... kim seungmin bana hoşgeldin dedi..."
seungmin kendi kendine sessizce mırıldanan uzun sarı saçlı çilli hyunguyla kıkırdayıp elinden tutarak onu nazikçe içeri çekiştirirken hyunjin' se kocaman kırmızı yılbaşı kazağının içinde kaybolmuş çocuğun şirinliğinden istemsizce dişlerini sıkar halde buluyordu kendini.
seungmin gerçekten çok güzeldi. parlak gözleri, gülümsemesi, yumuşacık olduğu iki metre uzaklıktan bile belli olan ipek gibi parlak saçlarıyla -ki tanrı biliyor ya hyunjin parmaklarını o saçlardan geçirmek için bir çok şeyini vermeye hazırdı- çok güzeldi seungmin. büyüleyici görünüyordu ve dışardan bakan her insan hyunjin'i ne kadar büyülediğini de fark edebilirdi.
seungmin elini felix' in ellerinin arasından nazikçe - pekala biraz zor olmuştu çünkü minik eller elini asla bırakmıyordu- çekip hala kapıda bekleyen hyunguna dönmüş ve üzerindeki bakışlarla yanakları kızarırken şirince gülümsemişti.
" içeri geç lütfen hyungie!"
" ha?"
hyunjin' den gelen şaşkınlık nidasıyla kendine daha fazla engel olamadan kıkırdamış ve felix' e yaptığı gibi hyunjin' in de elinden tutup nazikçe içeri çekiştirmişti onu.
