Kız topuzundan düşen bir tutam sarı saçını geriye doğru ittirdi ve derin bir nefes aldı. Önünde duran dosyadan yazdığı kağıdı çıkardı ve karşısında sütün masaya yaslanmış ona bakan adamlara döndü. İki üç kez boğazını temizledikten sonra gözlerini dosyaya yöneltti.
"Bir kaç bir şey karaladım yani elimden geldiğince karalamaya çalıştım diyelim şuna."
"Bildiğimiz üzere Yunan Mitolojisinde genelde Hades aşağılanır. Bunu çürütecek birkaç teorim var. Öncelikle Zeusumuz ile başlayalım.
Çok fazla metresi olan Zeus, boğa şekline girerek Europa'ya tecavüz etmiştir. Kendisini taklit eden bir genci yıldırımıyla öldüren Zeus, düğününe gelmek istemeyen bir kadını kaplumbağaya çevirmiş. Çok çirkin diye oğullarından birini Olympos dağından atarak öldürmüş, Prometheus'un ciğerini dev bir kartala her gün yedirmiş.
Zeus'un yaptığı bu şeylere bakarak aslına kendisinin tanrıların tanrısı olmayı hak etmediği bence baya aşikar. Peki herkesin bayıldığı Poseidon?
Çocuk yaştaki Medusa'ya tecavüz eden Poseidon, kız kardeşi Demeter'e de tecavüz etmiş. Bir boğaya, kral Minos'un karısına tecavüz ettiren Poseidon, keyfe keder depremler meydana getirmiş.
Şerefsiz.
Bunları zaten sizin bildiğinizi biliyorum lakin insanlar bunu bilmiyor ya da öğrenciler diyelim ve insanlar popüler kültürün etkisinde kalarak sürekli bilmediği şeyleri yüceltiyor. Gerçekler bu iken neden sevilir Zeus?"
"Peki bu güzeldi peki ama burada sadece 'iyiyi' yermişsin 'kötü' ile ilgili bir şey göremiyorum."
Joshep kendi alanına tekabulen konuşmuştu.
"Evet onu daha hazırlamadım ama Hades ve Medusadan alıntılar yaparım diye düşünüyorum."
"Olabilir." diye araya girdi kahve gözlü adam.
"Açıkçası ne yapacağımı bilmiyorum desem yeridir. Bu ara zaten milyon şeyle uğraşıyorum ve ahhh...."
"Sen üniversite öğrencisisin Lapis gezmeli eğlenmelisin ama kafanı böyle şeylere takıyorsun Bu ödeve özen göster evet ama abartmana gerek yok. hayatını yaşa."
"Demesi kolay."
"Farkındayım ama şunu bil ki gençliğin eline bir kez gelir ve eğer onu kaybedersen yaşamanın bir anlamı kalmaz."
"NE yapmamı umuyorsun?"
"Bilemiyorum bu sana almış. Eroin kullanma da ne yaparsan yap."
Kız bir anda durduğunda adamlar pot kırdığının farkına varmışlardı. Neden özellikle eroin denmişti ki? "Bu-?
"Aaa boşver tamam mı neyse ne." mavi gözlü adam kızın sözünü kestiğinde kız şaşırmıştı çünkü çok sert bir ses tonu ile yapmıştı bunu. Asla olmadığı kadar sertti. Robert onun kulağına sessizce bir şey fısıldarken Joshep sinirle onu dinliyordu.
"Bu kadar yeterli Lapis. Gidebilirsin."
Kız ortamda istenmediğini anlayınca hızla kağıtlarını topladı, asker yeşili çantasının içine koydu ve arsızı bir şekilde tekrar önüne düşen perçemi sinirle geri ittirdi. Sınıftan çıkarken aklında ne olabileceği vardı yani olayın ne olabileceği. Kızdan çok şey saklıyorlardı ve bu rahatsızediciydi gerçi daha yeni tanıştıkları birine bir şey anlatmaları ne kar doğru olurdu o kısım da bir muammaydı ya. Lakin mükemmel acı kahve gözlere sahip olan adam ondan her şeyi anlatmasını istiyordu ama sıra kendisine gelince adeta bir gizli sadıktı. Onlar böyle yaparken kendini dışlanmış hissediyordu kız. Demeli miydi dün Machon'ın onunla konuştuğunu, eğer demezse olmayan güven çerçevesini sarsacaktı belki de. Ne kadar istemese de demek zorunda gibi hissediyordu kendini. Ayakları geriye doğru hareket ederken kendini bir dakika önce terk ettiği kapının önünde bulmuştu bile lakin içeri girmesini engelleyen bir şey vardı. Merak. İki adamın esleri oraya kadar geliyordu ve bu kaçınılmaz bir fırsattı ne kadar ahlaksızca olsa da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nemesis || Robert Downey Jr. (DEVAM ETMİYOR)
Fanfiction"Çünkü kimse seni benim gibi tanıyamaz." Adamın dolgulu dudaklarından akan bu aşikar söz kızın adeta hançer gibi saplanmıştı kalbine. Adam tekrar araladı dudaklarını. "Ve kimse seni benim gibi sevemez... " Kızın yanağından usulca bir damla yaş süzü...