(D):
-Hadi Doğa,kaldır o kıçını da in aşağı! Geç kalıyoruz.
-Geliyorum.
diye seslendim ve son kez makyajımı kontrol ettim. Çantamı alıp merdivenlerden inmeye başladım. Yeni bir pazartesi günü .. ve yine Buketin aceleci tavırları.
-Iki dakika beklesen götün patlayacak dimi. Dedim merdivenin son basamağındayken bi taraftan kapıyı açıp bi taraftan bana laf yetiştiren Bukete bakıp.
-Evet bebeğim her an patlayabilir. Ayrıca bayan ağrızanın dersine de yetişemiyecek olmak da var.
Elimdeki çantayla öylece kalmıştım. Buket kapının yanında, çıkmam için dikiliyordu. Dudağımı ıstırdığımı görünce sordu.
-Doğa herşey yolunda mı?
-Lanet olsun.
-Ne oldu.
-Lanet olsun binlerce kere lanet olsun! Buket proje ödevini unuttuk.
-Ah şu mesele. Galiba unuttum diyecektin çünkü..
Hızlı bir hamleyle elini çantasına götürdü ve bir tomar kağıt çıkarttı.
-Ben ödevimi yaptım. Diyerek kağıtları salladı.
-Senden nefret ediyorum buket. Neden bana hatırlatmadın?
-Merak etme doğa o kadar onemli değildir.
-Önemli değil mi.
-Sa-sanirim .
Bir süre elindeki kağıtlara baktı. Sonra bir fikir bulmuş edasıyla sırıttı.
-Suphi.
-Suphi??
-Evet o senin ödevini yapacaktır.
-Suphi de kim buket.
-Ah , hadi ama. Şu en önde oturan kavanoz dibi gibi yuvarlak gozluk takan sınıfın inegi.
-...
-Doğa sınıfın inek öğrencisinden bahsediyorum .
-Ah , hatırladım tamam.
-Anlaşılan çocuğu beynine inek öğrenci diye kazımışın.
-Oylede denebilir de neden benim odevimi yapsın ki?
-Ciddi misin? Şimdiye kadar yaptığın projelerin nerdeyse yarısını Suphi yapti. Mutlaka şimdi de senin icin fazladan bir ödev hazırlıyor.
Evden çıktık ve arabaya binip lisenin yolumu tuttuk.
****
-Biraz geç kaldınız sanki kızlar?
-Özür dileriz trafik çok yoğundu efendim.
Bir süre suratımıza öylece baktiktan sonra gozleriyle geçin işareti yaptı.
Joseph Clark .. (Hakkinda bildiğim tek şey öğretimini Turkiyede tamamlamis olmasi ve çoğu Ankaralıdan iyi Türkçe konuşması) Muhtemelen lisenin en sevilen ingilizce öğretmeniydi . Bunun sebebi zeki ve bir okadar da güzel olmasıydı. Seksi fiziği ve mini etek takıntısı yuzunden devamli meydanda olan ince ve uzun bacakları erkeklerinn ders boyunca uyumamalarını sağlıyor. Arkamdan gelen sesle irkildim. Buket bana not uzatma çabası içindeydi. Notu aldım ve Bayan Clarka belli etmemeye çalıjşarak botu okudum.
"Suphi sana kafayı takmış. Sınıfa girdiğimizden beri seni izliyo. Ayrıca tahminlerim doğruymuş. xx"
Dönüp Suphiye baktım elini çenesine koymuş hipnotize olmuş gibi bana bakiyordu. Gülümsedi. Bende zorla yüzüme belli belirsiz bir gulumseme yerleştirdim sonra tekrar Bukete döndüm.
-Ödevimi göremiyorum dedim kısık bir sesle. Buket önce başını kaldırıp Bayan clarkı kontrol etti. Sonra bana döndü fısıldayarak konuşmaya başladı ;
-Ödevi kucağında tutuyor. Ve.. Garip bir şekilde sürekli sarılıyor. Bana kalırsaa..
Biraz daha öne eğildi ve devam etti;
-Ödevinle sevişiyor Doğa.
Güldüm. Hatta kahkaha attım bile denebilir. Tamam dozunu biraz fazla kaçırmış olmalıyım ki Bayan Clark Azrail gibi tepemizde dikiliyordu.
(Buket):
Yüzümüzdeki gülümsemeler kaybolmuştu. Ve sınıfa sinir bozucu bir sessizlik hakimdi.
-Derste notlaşmak mı ? Hiç hoş değil. (Her sınıfta her boka atlayan gerizekalı tipler olurya bizimkide Melisa.)
-Biri şu kızı susturabilir mi? Dedim.
-Bakıyorumda başkalarının hayatına da karışmaya baslamisiz Buketcik cik.!
Arkamı döndüm ve öğretmeni takmadan içimi döktüm.
-Kapat o siktiğimin çenesini Melisa?
-Hey çocuklar ne yaptığınızı sanıyorsunuz.
-Sana sikmeyi gösteririm Buket!
Ayağa kalkıp Melisanın üzerine yürümeye çalıştığım sırada Bayan Clark beni tuttu.
-Buket dışarı çık. Melisa sende !!
Sinirli bir şekilde çantamı aldım ve dışarı çıktım.*****
Ertesi gün okula geldigimizde , bahçedeki kalabalıkla karşılaştık. Kapısı açık bir Range Rover'in önündeki kalabalığa yaklaştık. Tanımadığım biri seslendi;
-Buket sen misin?
Etrafima bakindim, sonra biri kolumdan tuttu ve kalabalıktan uzaklaştırdı.
-Buket sensin galiba.
-Evet.
-Kavga seninle ilgili. Bence olaya el atmalısın.
-Benimle ilgili mi ?!
Kalabalığı yararak içeri doğru ilerledim. Şaşkın bakışlar içinde meydana ulaştım ve.. Ne ??!!!
-Ne-neler oluyor burda! Burak?
(Evet yalnış duymadınız Burak tam karşımdaydı ve yerde yüzü kanlar içinde yatan bi kız vardı.)
Daha dikkatli bakınca bunun Melisa olduğunu fark ettim. Doga da yanima geldi ve Melisayi o halde görünce kala kaldı. Dudağı kanamisti ve gözü fatk edilebilecek derecede morarmıştı. Patlayan kaşını da unutmamak lazım. İnsanlar arasından sıyrılarak gelen Senayı gördüm. (Melisanin sürtük arkadaşı)
-Melisa!! Ne oldu sana !
Burak gözlerini benden ayırarak Senaya baktı.
- Al bu sürtük arkadaşını, defol git. Ayrıca eğer bidaha Bukete bulaşırsanız. Ikinizide bellerim anladınız mi ?!
Sena Melisayi yerden kaldirdi ve ikiside Buraga ters ters baktılar .
-Anladınız mı dedim !
-Bizim Bukete bulastigimiz falan yok Burak!
-Olmamasi lazim zaten!
-O sürtük sevgilin sürekli bizle uğraşıyo! Bize bagiracagina onunla ilgilen!
Buraga baktim sinirle kasılan çenesini gördüm.Sena ya yaklaştı ;
-Ne dedin sen !!!
Çok kısa bir sessizlikten sonra Burak Senayı cenesinden tutup sırtını arabanın kapısına bastırdı.
-Tekrar et !
-B-bırak!
-Az önce dediğini tekrar söyle ! Dersini almadın galiba Bukete bulaşırsan sana hayal gücünün ötesinde şeyler yaparım!
Sesi biraz oncekinin aksine sakin ve ciddi çıkıyordu. Buragin elini iyice sıktığını görünce yanina koşup gevşetmeye çalıştım.
-Burak bırak lütfen. Beni dinlemiyordu.
-Burak öldüreceksini onu çek şu lanet elini!
Sesimdeki sertlik onu şaşırtmıştı. Burak bi an duraksadi ve :
-Hayir öldürmeyecegim ama bu tekrarlanirsa..
Elini Senanin cenesinden cekti ve boğazına götürdü ;
Emin ol bunu yapmaktan hiç çekinmem.*******
-Neden bunu yapıyorsun?
-Neyi? , deyip elindeki sigara paketini acti içinden bir tane çıkartıp dudaklarına götürdü. O sigarasını yakarken konuşmaya devam ettim.;
-Bütün bu olanlar Burak. Neden ?
-Volta atmayı kes Buket.
Gözlerimi devirip duvara yaslandım ;
-Beni doğru dürüst tanımıyorsun ve bir haftadır sürekli peşimde dolaniyosun.Melisaya yaptiklarına bak! Küçücük bir tartışma yüzünden kocaman bir olay çıkarttın. Ya sen - sen kimsin ya. Kimsinki benim cevremle uğraşiyorsun?
Bir süre arabanın kapısına yaslanıp oylece beni izledi. Sonra doğruldu ve bana yaklasmaya basladi. Ah , hadi ama. Yine mi tepesi atti bunun.. Elim boynumdaki kolyeye gitmisti. Korkmusmuydum? Biraz. Bunu belli edecek miydim ? Hayır. Yani en azından çalışıcam. Hızlanan nefesimi düzeltmeye çalışırken parmakları sacimda dolasmaya başlamıştı. Elini nazikçe ittim ;
-Derse girmeliyim.
Yürümek icin harakete gecmistim ki bilegimi tuttu ve kendimi birden ön kapinin onunde buldum.
-Bin arabaya.
-Ne ? dedim anlamayarak.
-Bin arabaya.
-Burak ne diyorsun sen bırak gideyim.
-Bin lan şu arabaya !
Korkarak ve yavaşça arabaya bindim ve onden dolaşıp kendi koltuğuna geçen Burağı izledim . Kapısını sertçe kapattı ve gaza yüklendi. Hızla yol alırken okuldan kısa sürede uzaklaştığımızı fark ettim. Ve bir süre sonra sormakta geciktigim bir soruyu sordum.;
-Nereye gidicez ?
Burak bakışlarını bana çevirdi.
-Beni tanımıyorsun diyodun bende bir fırsat sunuyorum.
Son hızla gittiğimiz icin gidecegimiz yere ulasmistik. Yani benim evime...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mor Papatya
Novela JuvenilKitaptaki karakterleri siz belirlersiniz. Aynı şey görünüşleri için de geçerli hikayenin medya kısmında karakterlerin resimleri veya gifleri olmayacak çünkü o kısmı sizn hayal gucunuze bırakıyorum.