BENİ SEN İNANDIR

323 58 174
                                    

Keyifli okumalar dilerim...

Hande ve Zehra'nın restoranda karşılaşıp sohbet etmelerinin üzerinden birkaç gün geçmişti. Ebrar ve Zehra planladıkları tatile gidememişti, Ebrar'ın spor salonunda yaşadığı talihsiz olay sebebiyle İstanbul'da kalıp dinlenmeyi tercih ettiler. Tabii bu karar alınırken Saliha'nın Ebrar'ı eve bırakırken 'evini de öğrendim, sık sık durumunu konrtol etmeye gelirim' demesinin payı epey fazlaydı. Ebrar aşık olduğu kızla zaman geçirme fırsatını her zaman gidebileceği bir tatil için geri çevirmek istemiyordu. Zehra da hem tek gitmemek için hem de kardeşleriyle bir şeyler yapmak için tatil fikrini ertelemeyi seçmişti.

Geçen birkaç gün içinde; Saliha bir kez elinde yemeklerle Ebrar'a gitmişti, bir kez de kahveyle. Ebrar da ne vardı bilmiyordu ama spor salonunda onu gördüğünden beri bir şekilde kendini onun yanında buluyordu. Ebrar'ın kendisine ilgisi olduğunu az çok anlamıştı, bu durum hoşuna da gitmişti ama amacı bu ilgiyi kullanmak falan değildi. Saliha hiçbir zaman öyle biri olmamıştı, sebebini henüz bilmese de içinden gelen büyük bir istekle Ebrar'la vakit geçirmek istiyordu. Eğlenceli biriydi, sohbeti insanı sarıyordu, komikti, biraz heyecanlı bir yapısı vardı ve özellikle Saliha ile bir şeyler konuşurken hafiften utangaç halleri Saliha'nın içini ısıtıyordu. En son ne zaman biri ona böyle hissettirmişti hatırlamıyordu hoş hatırlamak istediği de yoktu.

Saliha sporunu yaptıktan sonra kardeşi ve İlkin'le vedalaşarak az ilerideki restorandan Ebrar ve kendisi için yiyecek bir şeyler alıp içindeki anlam veremediği duygularla birlikte kısa saçlı kızın evine doğru ilerledi. Dudaklarından bir şarkı dökülüyordu, o güzel sesi bir şarkıyı taçlandırıyordu. Sırıtarak mırıldanmaya devam etti Saliha.

"Ateşle barut ah yan yana durmaz
Gönül dilinden anla biraz
Bir dokunursan ah dokunursan
Ellerin mızrap olur bedenim saz
...
Gözlerin gözlerimden geçerken
Ah yine tövbelerim bozulur
Kim bilir kaç senedir sana ben
Hazırım böyle hadi gel hemen hemen

Fırtına bu, bu afet, deprem
Yıldızları gel topla benden
Sarsıntılar dağıtsın bizi gel
Yeniden doğuş bu vazgeç kendinden

Ateşle barut ah yan yana durmaz
Gönül dilinden anla biraz
Bir dokunursan ah dokunursan
Ellerin mızrap olur bedenim saz

Eriyorum bak mum gibi
Damlaya damlaya sel oldum al beni sar
Al darmadağın al doludizgin
Ruhum bedenime dar
..."

Saliha şarkının sonuna geldiğinde arabasından inmiş ve birkaç gündür gelmeye alıştığı apartmana ulaşımıştı. Ebrar'ın dairesinin ziline bastıktan sonra beklerken şarkıyı mırıldanmaya devam etti.

"Ateşle barut ah yan yana durmaz
Gönül dilinden anla biraz."

Ebrar kapıyı açtığında Saliha susmuştu. Kısa saçlı kız açtığı kapıya yaslanarak gülümsedi.

"Sesin çok güzelmiş, neden sustun ki?"

Saliha utandığını hissetmişti, muhtemelen yanakları kızarmıştı. Ebrar'ın yüzündeki gülümsemenin büyüdüğünü görünce kaşlarını çattı Saliha. Ebrar'ın eline poşetleri tutuşturup içeri geçti. Ebrar onun arkasından bakarken gülümsedi.

"İltifatın için teşekkür ederim ama benimle uğraşma Karakurt."

"Rica ederim. Uğraşırsam ne olurmuş Şahin?"

Ebrar kapıyı kapattıktan sonra salona geçip oturan kızın yanına oturup ona doğru eğilerek sordu sorusunu. Saliha kısa bir süre bakışlarını Ebrar'ın yüzünde gezdirdi 'tatlı' diye geçirdi içinden. Ebrar'ın kendisine fazla yakın olduğunu fark ettiğinde yutkunmadan edemedi Saliha. Bu hareketi Ebrar'ın gülümsemesine sebep oldu.

SEN BİLMEZSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin