DİLERİM Kİ

169 46 95
                                    

Buraları biraz ihmal etmiş olduğum için dün diğer kurguya bugün buraya bir şeyler yazmak için çabaladım. Bir tık karmaşık ve yoğun bir sürecin içindeyim ama bitmek üzere. Şimdi sizi bölümle baş başa bırakırken ben de ölmeye çekiliyorum.

Keyifli okumalar dilerim. 🩶

Bölümün şarkısı: DKTT~Dilerim ki
Bölümün sözü:
"Uzun bir aradan sonra göğe bakmak gibisin."
Sait Faik ABASIYANIK

Hande ve Zehra aralarındaki ilişkiye bir isim koyalı birkaç ay olmuştu. Bu süreçte Hande, Zehra'nın çalıştığı ofiste işe başlamıştı. Kendi hayallerini şimdilik ertelemesinin tek bir sebebi vardı, o da Zehra'yı daha sık görmek istemesiydi. Günün büyük bir çoğunluğunu ofiste birlikte geçiriyor olsalar da çoğu akşam mesai bitiminde kendisini Zehra'nın evinde buluyordu Hande. İrem ve Mina olduğu için Hande'nin evinden ziyade daha çok Zehra'nın evine gitmeyi tercih ediyorlardı.

Geçen bu yaklaşık 3 aylık süreçte, ofisin büyük bir telaşla hazırlık yaptığı büyük işi kapmışlardı ve bu iş Eda'nın da dediği gibi gelecek birçok işin kapısını açmıştı. Zaten en çok tercih edilen mimari ofislerinden olsalar da ünlerine ün katmışlardı. Hande, Zehra ve Ebrar sayesinde ofise hızlı adapte olmuştu. Eğitimleri ve tecrübeleri sayesinde birçok işin ilerleyişinde fikri alınan biri olmuştu.

...

Geçen süreçte Saliha birkaç kez Ankara'ya ailesinin yanına gidip gelmişti. Kısa süreli olan şehir değişimleri Ebrar için tam anlamıyla azap olmuştu. Saliha'ya o kadar alışmıştı ki mesai saatlerindeki zorunlu ayrılıklarına bile tahammül edemiyordu. Saliha, Ankara'ya gittiğinde her boşluğunda onu arıyor, mesaj atıyordu. Birine bu kadar bağlanmak hiç Ebrar'a göre bir hareket değildi, o daha çok kısa süreli ilişki insanıydı. Birine bağlandığını görmek arkadaşları için oldukça şaşırtıcı bir şeydi.

Saliha şu an yine Ankara'daydı birkaç hafta sonra ablası evleneceği için Elif'le birlikte hazırlıklara yardım etmek için birkaç gündür buradalardı. Elif sürekli şikayet edip duruyordu.

"Tamam Leyla evleniyor, ne kadar güzel, ooo harika falan da benim burada ne işim var? Sevgilim, karım İstanbul'da. Beni karımdan ayırdınız ne için? Burada abuk subuk şeyleri paketlemem için, bıktım Saliha."

"Eliiiif! Leyla duyacak sonra üzülecek biraz kıs şu sesini. Tamam, anlıyorum İlkin'i özlüyorsun ama burada olmamız gerekiyor ki buradayız di mi? Benim de sevgilim İstanbul'da, ben de onu özlüyorum ama birkaç gün burada olup Leyla'ya ve annemlere yardım etmemiz lazım sonra İstanbul'a gideceğiz. Hem annemler İlkin ve seni biliyor, o niye gelmedi ki?"

"Neden olacak salonun başında duracak kimse yok da ondan. Düğün için zaten ikimizde burada olacağız bir de şimdi gelirse her şey karman çorman olur diye gelmedi. Bir bakıma haklı, ikimiz birden salona gitmeyince işler çok birikiyor. Hande de çalışıyor yoksa o dururdu salonda, İlkin de bizimle gelirdi ama işte maalesef şartlar."

"Anladım, doğru. Biraz sık dişini ablacım az kaldı. İki güne döneriz, istersen çık biraz dışarı, İlkin'i ara konuşun belli ki özlem saatin gelmiş biraz gerginsin."

Elif, Saliha'nın haklılığıyla kafasını salladı. Ablasının yanağına bir öpücük bırakıp evden çıktı. Biraz yürüyüş ve bolca İlkin ona iyi gelecekti.

...

Hande sabah ofise gelmediği için Zehra meraklanmıştı ama ofisteki çoğu kişinin olmadığını fark edince belki de toplantısı vardır diye düşünüp işine başlamıştı. Yeni gelen işlerden birinin dosyasını almış inceliyordu. Ofis normal mesai saatlerine nazaran epey sessizdi. Zehra'nın dışında Ayça ve birkaç kişinin dışında diğer tüm çalışanlar müşteri toplantıları için ofis dışındaydı. Eda ablaları da özel birkaç işini halledeceği için bugün ofise gelmeyeceğini bildirmişti. Zehra işine ara verip Hande'yi aradığında telefon uzunca çalmış Zehra tam kapatmaya hazırlandığında Hande çağrıyı yanıtlamıştı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 3 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SEN BİLMEZSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin