Mat Ruj

216 9 0
                                    


Ara bölüm olarak yazdım,bilerek kısa tuttum olayların akışı için her neyse...
Tatliş,tatliş okumalar dilerim💙

Kasım 2023...

Şöminenin alevleri karanlık odayı aydınlatırken sallanan sandalyenin gıcırtı sesi odayı dolduruyordu,mutfaktan belli belirsiz yükselen müzik sesine tiz bir kadın sesi eşlik ediyordu pencereden bakıldığında uzaklarda çok uzaklarda işitilen köpek havlamaları ve buna eşlik eden ıslık sesi gibi keskin rüzgar uğultuları kulaklarına doluyordu

sırılsıklam, ter içinde,korkuyla etrafına bakınmaya başladı odanın karanlığından karşı duvardaki saati bir türlü seçemiyordu sesi titreyerek yüksek sesle çığırmaya başladı

"A-Asi"

Tekrar etti

"Asiii"

Ses gelmeyince durdu içinde bulunduğu ânı anlamlandırmaya başladı sol tarafına dönünce komodinin üzerinde telefonunu gördü elleri titreyerek kilidini açtı ve gözüne takılan tarihle birlikte bir kere daha dünyası başına yıkıldı

Bu Asisiz geçen yüz kırk ikinci günüydü
Bir kere daha kendine lanet okuyarak ayaklandı odanın ışığını açtı sandalyenin üzerinde can dostu Ateşin salındığını gördü uykusuna eşlik eden gıcırtı seslerinin kaynağı buydu anlaşılan üzerini giyinip odadan çıktı vestiyerden paltosunu giyindi kafasına kasketini geçirip şemsiyesini eline aldı kapıyı ardından çekip ağır adımlarla merdivenleri inmeye başladı

evinden bir kilometre kadar uzaklaştığında karşı kaldırıma geçti kafelerden birinin yoldaki kişiyi yansıtan camından kendine bakınırken içeride sandalyeye iyice yaslanmış kısa,kıvırcık saçlı o kadını gördü yine aynı yerde aynı masada önündeki diz üstü bilgisayara gömülmüş bir şeyler karıştırıyordu derin bir nefes alıp kafenin kapısını yavaşça ittirdi içerisi sıcaktan iyice buğulanmıştı içerinin baskın ve boğucu havası yine şaşırtıcı gelmemişti kasketini yüzünü gizleyecek şekilde içeriye adımladı kendisini fark eden satıcı

Bonjour Monsieur (merhaba Efendim)

Kısık sesle Bonjour diyerek o kadının tam çaprazındaki

(kadının fark etmeyeceğine emin olduğu yere)

yuvarlak masaya geçip oturdu yanına gelen garsona siparişini hızlıca verip karşısında tüm ihtişam ve güzelliğiyle önündeki işe uğraşan güzelparesini izlemeye koyuldu, iki hafta önce bulmuştu onu başlarda hayal gördüğünü zihninin onu yanılttığını ya da benzettiğini düşünüp uzaktan seyrediyordu bir süre sonra onun her gün burada olduğunu ve onun Asi kendi Asisi olduğunu fark ettiğinden beri kendisi bunu rutine bindirerek her gün aynı saatte aynı yerde oluyordu güzelparesi bugün pudra rengi dar elbisesi ,bir yıl önce de çok sevdiğini unutamadığı kırmızı mat rujunu dolgun dudaklarına sürmüştü hâlâ aynı güzellik hâlâ aynı doğallıktaydı değişen tek şey geçen yılların rakam sayıları ve saçlarında fark edemediği doğruyu söylemek gerekirse kullanmayı bıraktığını düşündüğü renkli tutamlarıydı

ne saçları eski saçı ne de rengi eski renkti olabildiğince rengini kestaneye yakın açmıştı salınmış ufacık saçlarından fırlayan ufak ön tutamlar gözlerinin önünü kapatıyordu işine o kadar ciddi abanmıştı ki etrafındaki hiçbir şey ilgisini çekmiyordu

Ne kadar süre sessizce onu izlediğini bilemiyordu kol saatini çevirip baktığında yarım saat boyunca izlediğini fark etti

İçinden bir ses yanına gidip her şeyi anlatmasını,kendisini çok sevdiğini ,onu asla terk etmek istemediğini,kendini berbat,sefil bir insan olarak gördüğü için terk etmek zorunda kaldığını anlatmak istedi, yinede de bunu yapacak cesareti bir türlü kendinde bulamıyordu eski Asiyi düşündü eğer onu bu hâlde kendi ayakları üzerinde yürüyebildiğini görse mutluluktan bayılırdı belki yine öyle olabilirdi Asinin hiçbir şeyden Alazın tedavi olduğundan asla haberi yoktu ki içi içini bu düşüncelerle yerken az önce kendisinin girdiği kapı gürültüyle açıldı kapının açılma sesine kafasını kaldırıp bakan genç kızın yüzünde kocaman gülümsemenin oluştuğunu fark edince zorlukla yutkunarak kimin geldiğine baktı uzun boylu,esmer kendinden yapılı bir adam Asiden tarafa doğru adımlıyordu Asi hızlıca ayağa kalkıp koşarak ona sarıldı o an Alazın kafasından adeta kaynar sular döküldü uzun bir sarılmanın ardından adam Asinin yanaklarına birer tane öpücük kondurup geri çekilerek

"güzelim seni o kadar özledim ki"dedi

duydukları karşısında Asi adama bir kere daha sarılınca Alaz tarafından ip kopmuştu hemen hesabı ödeyip sinirle ayağa kalktı hızlı adımlarla kendini dışarı zor attı bir türlü nefes alamıyordu kendini zorlamaya başladı ne yaparsa yapsın ciğerlerine bir Türlü havayı dolduramıyordu gözlerinden hızlıca yaşlar süzülünce ağladığını o an fark etti elleriyle yüzünü kurulayıp koşar adımlarla evinin yolunu tuttu....

Bölüm sonu....













Biri Otuz Geçe.. //Aslaz//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin