1. Bölüm: Ara sokak

807 23 6
                                    




Gece,gece uyuyamadım bu senaryo aklıma gelince ama pek emin olamadım acaba yazmayı becerebilir miyim diye umarım seversiniz...
Pek sevdiğim yazar JOJO MOYES in çok tatlı bir kitabından esinlenerek yazılmıştır...











Genç adam, yattığı yataktan doğrularak çalan alarmı kapattığında saat öğleden sonra üçü gösteriyordu, bir süre tek gözünü açıp etrafa bakmaya ve zaman algısını kurmaya çalıştı.
Saat üçtü peki gecenin üçü mü, yoksa gündüzün ücü mü? sonra kafasını kaldırıp perdenin çok az açık olan tarafından dışarıyı görmeye çalıştı,evet zaman olarak gündüzdeydi söylene söylene ayağa kalkıp adımlayarak banyoya girdi,girer girmez telefonun çalınmasıyla oflayıp puflayarak banyodan çıkıp tekrar odaya girdi ve

-"Alo ne var lan,ne istiyosun"

-"Senin bu geceki mallar hazır onu haber vereyim dedim ama senin kafa pek ayık değil yine."

-"Sanane lan benim ayılmamış kafamdan, sen malları düzgün hazırla işine bak, gerisine de karışma."

Henüz karşıdan gelecek cevabı beklemeden hızlıca telefonu adamın yüzüne kapattı.
Yarım saat sonra duştan çıkıp hazırlandıktan sonra uzun koridor boyunca yürüyüp merdivenlerden inerken açık mutfak kapısını görüp bahçeye girdi "feriş,annem evde değil mi yaa bulamadım odasında"

Çiçekleri sularken birden sesin geldiği yöne bakarak gülümseyen feriş "Neslihan Hanım bugün nöbete kalmış o yüzden gün boyu yok, hem sen açsındır şimdi hemen bir şeyler hazırlayayım sana"

Alaz ellerini teslim olmuş gibi havaya kaldırarak "Hiç zahmet etme feriş. Ben yemek işini dışarıda hallederim, bi de annem gelince söylersin bu gece yokum Rüzgarların bağ evinde partileyeceğiz boşuna evham yapmasın"

"Oğlummm,kadın kötü bir şey yapmıyo ki seni düşündüğünden biraz üstüne fazla düşüyo"

Alaz bu sözleri ilk defa duyuyormuş gibi yakasını silkerek "Neee, beni mi düşünüyomuş, boğuyo beni annem Feriş, beni çok boğuyo hele bu aralar zırt pırt arayıp nerdesin Alaz? Eve erken gel Alaz,şunu yap Alaz,bunu yap Alaz"

Masanın üzerinde gözüne takılan patatesli poğaçalardan bir tanesini ağzına atıp "neyse ben kaçtım, ha bi de bizim fındık çağla ve minik bıcırık nerdeler?"

"Çağla hanımın bugün dersi varmış o yüzden erken çıktı Ece de arkadaşlarıyla buluşmaya gitti."

"Tamam, feriş sanırım şu an tek işsiz benim diğerleri kadar pek aktif olamıyorum maalesef ki, ha bi de ferişim benim" diyerek kadının yanına adımladı "senin şu yaprak sarmalarından bir tencere sarar mısın yine iki gündür canım çok çekiyo, ben yarın gelince..."

"tamam oğlum, sen hiç merak etme ben bugünden sarar halleder dolaba kaldırırım."

"Bir tanesin Feridem, bir tane" diyerek kadının yanağından kocaman bir makas aldı.

"Neyse ben kaçar,daha bir sürü giyinip hazırlanmam ve partiye yetişmem lazım'

*


Hafif,hafif esen rüzgarın boğuk sesi evin içini dolduruyordu,mumdan yansıyan gölgeler duvarda kocaman,kocaman yanılsamalar bırakıp defterin üzerine düşüyor genç kızın alıp verdiği nefes ise incecik yanan mum ışığını titretiyordu.

Kafasını kaldırıp duvardaki saate baktı "ohooo saat gecenin bir buçuğu olmuş bile" dedi elindeki kalemi bırakıp arkaya doğru gerinip esneyerek.

"offf ,bugünlük bu kadar ders yeter geometri de yarına kalsın. Yorgunlukla gözlerini ovuşturup doğrularak ayağa kalktı perdenin açık kısmından biraz dışarıyı izledi yağmur çok güzel yağıyordu çalan telefonun tiz sesiyle daldığı hülyadan kendine gelip telefonu tuşladı.

Biri Otuz Geçe.. //Aslaz//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin