bir

576 20 7
                                    

Efsun Aktürkoğlu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Efsun Aktürkoğlu

19

Kerem Aktürkoğlu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kerem Aktürkoğlu

25

****

"Efsun hazır mısın?" topladığı bir diğer valizinde sonuna gelmişti. Bu sonuncusuydu. Sanırım gitmeye hazırdı. Keremin sorusunu cevapladı.

"Hazırım gidiyor muyuz?" Kerem Efsunun elini tuttu.

"Efsun sırf annem seni buna zorluyor diye benimle gelmek zorunda değilsin." Gözlerini Keremin gözlerinden çekti. Zorunda olduğu için gitmiyordu ki, deliler gibi aşık olduğu adam nereye derse bir saniye bile düşünmeden giderdi Efsun.

"Kerem gelmem en doğrusu bunu sende biliyorsun" başını salladı Kerem.

"Özür dilerim Efsun." 

"Ne için?"

"Senide kendimide bu durumda bıraktığım için, o gün babama Efsun benim kardeşim gibi diyemediğim için." Efsun uzun zaman sonra duyduğu bu kelimeyle yüzünü buruşturdu.

 Kardeşim gibi çocukluğundan beri Keremin ağzından milyonlarca defa duyduğu o söz kardeşinin ötesine geçemeyeceğinin farkındaydı ama bir şekilde hayalleri gerçek olabilir sanmıştı. Şimdi aile zoruyla evlenip aynı evi paylaşmak zorunda olan iki yabancıdan fazlası değillerdi.

"Hadi Efsun geç kalmayalım." Efsun başını sallayıp çantasını aldı ve Keremin yüzüne bakmadan evden çıktı. Kırıldığını anlamasını istiyordu ama anlamayacağını biliyordu. Kerem kendisini hiçbir zaman anlamamıştı ki.

****

"Efsun akşam tanışma yemeği gibi bir yere gideceğiz." Geleli bir kaç gün olmuştu ama Efsun henüz bir yere çıkmamıştı. Dil kursuna yazılmayı düşünüyordu en azından zaman geçerdi. Üç gündür evde olmak fazla sıkmıştı Efsunu. 

"Efsun güzelim duydun mu?" Durduk yere kullanmasaydı şu kelimeyi en ufacık bir şeye bile zaten kalbi hızlanmaya yer arıyordu. Gerçi Kerem ona küçüklüğünden beri güzelim derdi o yüzden bir anlam yüklememeliydi.

"Tamam hazırlanayım ben o zaman." 

Ne kadar uğraşırsa uğraşsın giydiği elbisenin fermuarını çekememişti. Bir kaç kere daha uğraşsada olmayacağını anlayınca Kereme seslendi. 

"Kerem elbisemin fermuarını çekemedim. Yardım eder misin?" Kermin kızı içinde gördüğü elbiseyle kaşları çatılmıştı. Bununla mı gelecekti. Efsunun giydiklerine hiç karışmazdı gerçi giyim tarzında bir problem olmadığı içinde karışmıyor da olabilirdi. Bu elbise çok fazlaydı. Üstelik kızı bilmediği bir ortama sokacaktı. 

"Bunu mu giyeceksin?" Sesini sakin tutmaya çalıştı.

"Kötü mü olmuş? Yani daha tam yerleşemediğimiz için çıkarttığım kıyafetler arasında en uygunu buydu ama beğenmediysen değiştireyim." Efsunun arkasına geçip temasta bulunmadan fermuarını çekti. Nasıl kötü olmuş diyebilirdi ki kıza. Ne giyse yakışıyordu. Güzel bir kızdı Efsun bunu inkar edemezdi. Küçüklüğünden beri hep kardeşi gibi korumaya çalışmıştı. 

"Güzel." Efsun yüzünü Kereme döndü. Beğenmemişti. Onun beğenmediği bir şeyi giymesinin anlamı yoktu.

"Yok ya rahat edemedim ben bununla başka bir şey giyeyim. Kilo almışım herhalde dar oldu. Senide uğraştırdım." Kerem kızın fermuarını açtı. Efsun ise elbisenin üzerinden düşebileceğini hesaplayamamıştı. Kerem gözlerini hızla çekti Efsunun üzerinden, Efsun ise aynı hızla elbiseyi üzerine çekti. Utançtan kıpkırmızı olduğuna emindi.

"Sen hazırlan içerideyim ben" Keremin odadan çıkmasıyla kendini yatağın üzerine bıraktı. Fazla mı sıcak olmuştu? Eliyle kendini serinletti. Daha fazla oyalanmamak için dolaptan bulduğu ilk düz siyah elbiseyi giydi. 


sonsuz ol -kerem aktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin