İmdat...

0 0 0
                                    

Uyandığımda hastanedeydim. Başımda kimse yoktu. Oda oldukça soğuktu. Üşüyordum ve aynı anda yüzüm ile kafam çok acıyordu. Telefonumdan Ivan'ı aradım. Beni almaya geldi. Yolda ona bağırdığım için özür diledim. Yurt odasına geldim. Fakat bir sorun vardı. Anahtarımı unutmuştum.

Evden çıkarken sadece telefonumu aldığıma inanamıyordum. Resmen buz gibi soğuk bir havada dışarda kalmıştım. Yardım çağırıp odama girdim. Hemen Emel'i aradım. Yolda bayıldığımı ve yanına gelemediğim için mahçup olduğumu belirttim. Bana çok olmasa da iyi olduğunu söyledi. Hastanede emin eller altında olması beni mutlu etti. Haberlere baktım. Soğuk büyük bir hızla tüm düyaya yayılıyordu. Bu çok korkutucuydu. Hemen ailemi arayıp iyiler mi diye sordum. annemin sesi sanki soğuk almış gibiydi. Galiba burnu tıkanmıştı. Kışın erken geldiğini söyledi. Bir şaka yapıp iyi olduğunu söyledikten sonra uyumam gerektiğini çünkü saatin geç olduğunu söyledi. O tatlı mizacı hep aynıydı. Annem hep annemdi!

Uyudum biraz ama benim bir alışkanlığım vardı. Hep ayaklarım dışarıda uyurdum. Uyku tutmadı. Işığımı açtım. Bacaklarım mosmordu! Hemen bir yetkiliyi arayıp hastaneye gittim. Ayaklarım resmen buz kesilmişti. aileme bu haberleri vermiyordum. Korkmaları istemediğim bir durumdu. Ayaklarımın durumu ciddi olmasa da hemen gelmemin doğru bir karar olduğunu söylediler. Biraz müdahaleden sonra odama dönebileceğimi çünkü artık bir sorunumun kalmadığını öğrendim.

yurt odama dönünce battaniye sayımı arttırıp battaniyeleri yatağımın altına geçirdim ve bu şekilde yattım. ama yarın olacaklardan bihaberdim...

Dondurucu soğuk ~Where stories live. Discover now