kamp

11 2 42
                                    

sonunda kamp gezisi günü gelmişti. geziye gidecek olan öğrenciler eşyalarını hazırlayıp okula gitmiş, servisin gelmesini bekliyordu.

seoyeon, jiwoo ve minji, çantalarıyla beraber, ayakta bekliyorlardı. bu sırada jeonghan, jaehyun ve jungkook merdiven basamağınında oturuyorlardı.

"bunu getirdim" jungkook ayı gibi çantasından, kıyafet ve ıvır zıvır şeyler çıkarıp arkadaşlarına gösteriyordu. "şu aldığım minik defteri getirdim, başka..."

jaehyun ve jeonghan, jungkook'u sessizce izliyorlardı. jeonghan orta boylarla bir çanta getirmişti. içinde normal getirilmesi gereken şeyler vardı. jaehyun ise okul sırt çantasıyla, içinde sadece beyaz bir tişört ve jenga olan bir çantayla gelmişti.

bir süre sonra servisler geldi. eunyong hoca jeonghan ve seoyeon'u aynı servise koymuştu. tabii ki diğerleride hemen onların bindiği servise bindiler.

eunyong hoca, şoförün yanındaki koltuğa, jeonghan ve seoyeon, şoförün arkasındaki ikili koltuğa, jaehyun ve jiwoo onların bir arkasında, jungkook ve minji ise onların arkasındaydı.

eunyong hoca yolculuk boyunca sürekli jeonghan ve seoyeon'a neler yapmaları gerektiğini anlatıp durdu.

bu sırada jaehyun ve jiwoo aralarında konuşuyordu.

"heyecanlı mısın?" dedi jaehyun.

"evet" dedi jiwoo gülümseyerek.

"ben de, ilk defa kamp yapmış olacağım" dedi jaehyun.

"ben de"

"böceklerden korkar mısın?" diye sordu jaehyun.

"evet, biraz iğrençler" dedi jiwoo yüzünü buruşturup.

"bence de, özellikle karıncalar, değil mi? facebook da onların yakından çekilmiş fotoğrafını görmüştüm, garip kıskaçları var" dedi jaehyun, parmaklarını ağzının kenarına götürüp kıskaç gibi oynattı.

jaehyun, jiwoo'nun yanında oturduğu için çok heyecanlıydı bu yüzden çok konuşuyordu ama jiwoo için sorun yoktu. onu tatlı bulduğu için güldü.

bu sırada onların arkasında oturan jungkook ve minji'nin aralarında bir sessizlik vardı. minji sıkıldığı için telefondan tek internetsiz oyunu, candy crush'ı oynuyordu.

jungkook ayı gibi çantasından telefonunu çıkarmaya üşendiği için minji'yi izlemeye başladı.

"bak şurda var, 5li" dedi jungkook, parmağıyla telefondaki şekerleri gösterip.

"orda da var, kırmızı fasulye" dedi jungkook tekrar.

böyle diye diye, jungkook, minji'nin bütün hamlelerini boşa kullandıttırdı. bu yüzden oyunu kaybettiler.

"ver ben oynarım" dedi jungkook ve minji'nin elinden telefonu aldı.

jungkook dört defa daha oynadı ama kazanamadı. minji'nin bütün canları bitti ve oyunsuz kaldıkları için sessizce oturdular.

daha hala çok erken olduğu için yolculukta uyuyanlar oldu. bunlardan biri jungkooktu. kafasını cama yaslamış, horul horul uyuyordu. servis hoplayınca uyanıyor, sonra geri uyuyordu.

yolculuk, jungkook horlamasıyla, jiwoo ve jaehyun'nun konuşmasıyla, jeonghan ve seoyeon'nun eunyong hocanın konuşmasını dinlemeleriyle sürdü.

saat bir olduğunda kamp yapacakları yere vardılar. güzel ve geniş bir yerdi.
çoğu kişi kahvaltı yapmadan geldiği için hocalar, kahvaltı hazırlamaya karar verdiler.

jeonghan, seoyeon, jaehyun, jiwoo, jungkook ve minji, kızların getirdiği yer örtüsüne oturmuşlardı.

"kurt gibi açım" dedi jungkook.

mjwsyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin