siirsare: vakit geldi ha
keremakturkoglu: geldi..
Hiç gidesim yok
siirsare: gitme ya
Neyse parası biz topar veririz
keremakturkoglu: neden hayatıma daha erken girmedin ki
siirsare: ben senin hayatına girmedim
Sen benim hayatıma girdin
Hatırlatırım
keremakturkoglu: iyikide girmemiş miyim ama
siirsare: iyiki girmissin 🙃
Cikma teklifini geri getirsinler//
Bu ne boyle//
Reis biz simdi neyiz//
keremakturkoglu: gelmeyecek misin beni geçirmeye
siirsare: çok istiyorum ama
Ailen olacak
Nasıl olur ki
keremakturkoglu: ne olacak ki
Seni görmek için can atıyorlar//
Flört nasıl ediliyor aq//
Biz direkt sevgili olsak olmuyor mu//
siirsare: bilmem
Yani
Ailen sonucta
Son kez kendi kendinize vedalaşmak isteyebilirsiniz
keremakturkoglu: Sare
Sende benim için çok değerlisin
Aynı onlar gibi
Gel lütfen
Gelmezsen çok üzülürüm
siirsare: geleceğim
-
keremakturkoglu: sen bana ne zamandır hikâye anlatmıyorsun
Hadi anlatda bi havamız değişsin
Kafayı yemek üzereyimde
siirsare: sarılsak gecer mi?//
Şiir değilde
Beğenebileceğin bir hikâye anlayacağım ben sana
Kardelen ve Hercai'nin hikâyesi
Kardelen ve Hercainin hikâyesi ;
Çok uzun zaman önceymiş. İki kır çiçeği birbirlerine âşık olmuşlar. Bahar
gelince, diğer tüm çiçekler gibi açmışlar, güneşe merhaba demişler. Sonra
çiçeklerden biri diğerine, biz sıradan çiçekler gibi olmayalım demiş. Kışın
ortasında, herkesin soğuktan korktuğu bir günde açalım ki, bütün doğa bize
hayran olsun. Biri açmak için, kışın gelmesini beklerken diğeri o yaz açmış. O
gün bugündür, sevgilisine bekleyip karda açan çiçeğe kardelen, sevgilisini
yarı yolda bırakan çiçeğe de hercai denir..keremakturkoglu: ben simdi hercai miyim
Başka bir takıma gidiyorum..
siirsare: of Kereem
Gecende kendin dedin
Sen Galatasaray'ı bırakmıyorsun
Şuanda bir taraftarsın
Sen Galatasaray'ın oyucnusu değilsin ama bu Galatasaraylı olmana engel değil
keremakturkoglu: dimi
Ben hep Galatasaraylıyım
Onları gururlandırmaya gidiyorum ben
siirsare: basaracagin konusunda hicbir suphem yok 💓
/
Üstüme ilk buluştuğumuz gün girdiğim kıyafetleri giydim,başka ilkleri çağırsın diye.
Annemler giderken şoförde onlarla birlikte gitmişti ama benim için gelen geçici bir şoför vardı. Gelip beni aldı, havaalanına doğru giderken karşımda GS Store tabelası olan bir yer gördüm.
"İki dakika bekler misin"
Arabadan inip koşa koşa oraya girdim. Kerem'in t-shirt'ünü bulup satın aldım. Bunu ona imzalatacaktım.
"Gidebiliriz"
-
Karşımda bavullarla duran Kerem'i görünce gözlerim doldu,sanki hep tanışıyormuşuz gibi koymuştu bu ayrılık. Yani 'bedensel' ayrılık.
Ona doğru yavaşça gittim, onunda gözleri doluydu. Elimdeki T-shirt'ü uzatıp
"İmzalar mısın?" Dedim.Ceketinin cebinden bir kalem çıkarak imzaladı,bir gözü bendeydi,ve her an ağlayabilecek şekildeydi.
Sarılmak istiyordum,ama tüm ailesi şuan tam yanımızda bize bakıyordu.
"Bakın bu Sare" bana bakarak cümlesine devam etti "Size hep bahsettiğim"
Hepsi ile tek tek tanıştım ama onlar benim en sevdiğim şairi bile biliyorlardı..
Kekten hepsi yemiş, çok beğenmişler. Hatta Reyyan'a sözüm var, onun için tekrar kek yapacağım.
Herşey gayet iyi güzeldi ama şuan tek isteğim Kerem'e satılmaktadı, ve asla yapamıyordum.
Kerem benden hızlı davranıp beni kendine çekip sarıldı. Bir eli belimde, diğeri saçlarımdaydi. Boynuma birkaç damla göz yaşı düştüğünü hissettiğimde daha sıkı sarıldım.
Vedaları sevmem, Keremle vedalaşmayıda hiç sevmedim. İsterdim ki o hep burda kalsın,ama kariyeri için bunu yapması lazımdı. Onun istediğinin üstünde şeyleri başaracağından adım gibi emindim.
-
Evet maalesef malûm bölüm geldi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kerem gibi | kerem akturkoglu
Fanficsen yanmazsan,ben yanmazsam,biz yanmazsak Nasıl çıkar bu karanlıklar aydınlığa? |Yarı texting|