7.Bölüm

138 20 36
                                    


7.Bölüm: Cleo

Deney Laboratuvarının binasının önüne geldiğimiz sırada,ben ağlamamak için kafamın içinde büyük bir savaş veriyordum. Bir taraftan Noa için hıçkıra hıçkıra ağlamak geliyordu içimden fakat bir taraftandan da yanımda Juliet olduğu için ağlayamıyordum. Onun gözlerinin önünde ağlamak benim için çok gurur kırıcı olurdu,bu yüzden ağlamamak için kendimi iyice sıkmıştım.

Benim ağlamaklı gibi gözüktüğünü tahmin ettiğim yüz ifademin aksine, Sakura'nın yüz ifadesi gerçekten çok ciddi ve korkutucuydu. Noa bir keresinde ikimiz yemekhanede yemek yerken, Sakura'nın bir şeye üzüldüğü zamanlarda ağlamak yerine sinirlendiğinden bahsetmişti. Ve şimdi de çok üzüldüğü için çok sinirlenmiş olmalıydı...sanki dokunsam volkan gibi patlayacaktı. O , önümüzden gidip hızlı hızlı binanın giriş kapısının merdivenlerini tırmanırken, Juliet ve ben hemen arkasından sessizce ilerliyorduk. Kimseden çıt bile çıkmıyordu,hepimiz gerçekten üzgündük.

Normalde Juliet ve Noa hiç konuşmazlardı,hatta ben bir kere bile konuştuklarına şahit olmamıştım. Sakura ve ben Maddy ile konuşurduk, zaman zaman Sakura ve Juliet'te tek tük konuşuyordu ama hiç Noa ve Juilet'i konuşurken görmemiştim. Aralarında bir soğuk savaş vardı ve ikisinin de birbirinden çok hoşlanmadığı belliydi. Ama yine de, Juliet'in Noa için üzüldüğünü biliyordum. Şuan rol yapmıyordu ve gerçekten de onun başına gelen kaza için üzülmüştü. Bir şekilde onun ne zaman sahte ya da gerçek olduğunu, ne zaman yalan ya da doğru söylediğini anlıyordum. Onu teknik olarak hiç tanımasam bile sanki uzun yıllar boyunca tanıyormuş gibi hissediyordum.

Onu tanıyormuş gibi hissetmemin en büyük nedeni, aynı evde iki haftadır yaşıyor olmamızdı. Evet, onunla iki hafta boyunca tek kelime dahi konuşmamıştık. Evet birbirimizin yüzüne dahi bakmamştık ve göz göze gelmemiştik. Ama göz göze gelmesek bile, o başka bir işle meşgulken ben hep onu izlemiştim. Mesela geçen hafta bir gün Maddy hastaydı ve mutfağa gelip kendine yemek yapacak hali bile yoktu. O gün onun akşam yemeğini Juliet hazırlamıştı,mutfakta Maddy için yaptığı yemekle uğraşırken ben de televizyon izliyormuş gibi yaparak Juliet'i izlemiştim. Bazen yemeğe hızlı pişmediği için sinirlenip kaşlarını çatıyordu ve o hali o kadar komikti ki... Bir keresinde de odalaramızdan aynı anda çıkmıştık ve neredeyse çarpışacaktık. Juliet bana çarpmamak için hızla kenara çekildiğinde bacağını kapısının pervazına vurmuştu. Fransızca bir küfür mırıldanıp gözlerini devirdiğinde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırmam gerekmişti. Lafın kısası, her ne kadar birbirimize tuhaf davranıp görmezden gelsekte; her ne kadar bakışlarımızı kaçırıp birbirimizi yok saysakta bir şekilde birbirimize iple bağlanmış gibi bir aradaydık.

Üçümüz birlikte binadan içeri girdik. Girişte yan tarafta danışma gibi bir yer vardı, Juliet ve Sakura orada oturan bir kadına baş selamı verdiler. Kadında aynı şekilde onlara baş selamı verdi ve sessizce kordidor boyunca ilerlemeye devam ettik.

Ben ilk kez deney laboratuvarına geliyordum bu yüzden merak ettiğim tonla şey vardı. Normal bir zaman olsa Sakura'ya bir sürü şey sorardım ama şuan hiçte sırası değildi. Zaten her ne kadar merak etsem de bir şey sormaya halim bile yoktu, tek istediğim şey bir an önce Noa'yı görmekti.

Sakura üst kata çıkan merdivenleri tırmanmaya başladığında Juliet'le peşinden ilerledik. Hızlı adımlarla binanın üçüncü yani en üst katına çıktık. Üçüncü kata nihayet vardığımızda,etraf savaş alanı gibiydi.

Öncelikle tanıdık olan yalnızca tek bir yüz vardı,Maddy. Ağlamaktan gözlerinin altı şişmişti ve yüzü kıpkırmızıydı. Daha bu sabah evde neşeli bir şekilde dolaşan kız birden bire harabeye dönmüştü. Ama onu anlayabiliyordum,Noa onun için ayrı bir meseleydi. Daha Maddy'nin bile kendi içinde tam olarak anlamlandıramadığı bir mesele...

Onuncu Seviye (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin