11.Bölüm

165 28 34
                                    


11.Bölüm: Koşuşturma

3 ay sonra



Victoria'nın anlatımından

O kadar uzun süredir koşuyordum ki,artık daha fazla adım atacak gücüm kalmamıştı. Bacaklarım her an haraket etmeyi bırakabilirdi ve yüzüstü yeri boylayabilirdim. Fakat devam etmek zorunda olduğumun farkındaydım,son nefesime kadar koşmak zorundaydım.

Şuan yakalanamazdım. Bunca zamandır Juliet'le uğruna savaştığımız her şey boşa giderdi yoksa.

"Dur! Sana dur dedim! Emirlerime karşı gelmeye devam edersen ateş etmek zorunda kalacağım!"

Yüzüme yayılan alaycı sırıtışa engel olamadım. Mermilerin beni korkutacağını mı sanıyordu gerçekten? Ölümden korktuğumu mu sanıyordu?
Gerekirse ölürdüm ama asla yolumuzdan vazgeçmezdim.

Asla.

"Dur diyorum! Bu bir polis emiridir, yasalara karşı geliyorsun!" Adım sesleri giderek yaklaşıyordu. Yakalanmam an meselesiydi ve hızımı arttırmazsam beni tıpış tıpış çıktığım deliğe sokacaklardı. Beni tekrar akademiye göndereceklerdi ve oradan kaçtığım için hükümet kimbilir bana nasıl bir ceza verecekti? Ayrıca yakalanmam demek planladığımız her şeyin sona ermesi demekti... Juliet'in gördüğü kaçınılmaz geleceğin yaşanmaması için yakalanmamam gerekiyordu. Bacaklarım bir daha yürüyemez hale gelse bile bugün yakalanmayacaktım.

Ne olursa olsun yakalanmayacaktım.

Önüme çıkan banka rağmen hızımı kesmeyip kalan bacak gücümün son kırıntılarıyla bankın üzerinden atladım. Biraz sendelesemde dengemi sağlamayı başarıp koşmaya devam ettim. Dar bir ara sokağa saptım ve izimi kaybettirmeye çalıştım. Fakat dakikalar sonra bile adım sesleri hala peşimdeydi,koşarak bu polisleri atlatmam mümkün değildi.

"Siktir..." ağzımdan kaçan mırıltıya engel olamadım. Durum benim için iyi gözükmüyordu fakat ne olursa olsun umutsuzluğa kapılmamalıydım. Çünkü benim yerimde Ada olsa o asla umutsuzluğa kapılmazdı.

Onun hayatta kalmasına ve kaderimizi değiştirmesine yardım etmek için ölümü bile göze almıştım. Umutsuzluğa kapılmanın sırası değildi, koşmaya devam etmeliydim. Bu polisleri bir an önce atlatıp asıl görevimle ilgilenmeye dönmek zorundaydım. Juliet ve benim ayarlardır uğraştığımız her şeyin boşa gitmesine izin vermezdim. Noa'nın asla uyanmayacağı bir komada sıkışıp kalmasına izin veremezdim. Daha bir araya gelmeden dağılmaya başlamış ailemizin yok olmasına izin veremezdim.

"Hemen dur yoksa ateş edeceğim!"

Gücümün en ihtiyaç duyduğum anda çalışmıyor olması dünyanın belki de en trajikomik şeyiydi. Eğer onuncu seviyeye ulaşmış olsaydım, gücüm sınırsız olacaktı ve istediğim her an her yere ışınlanabilecektim.

Fakat yedinci seviyede uzun zamandır sıkışıp kaldığım için gücüm sınırlıydı ve yeniden kullanabilmek için biraz beklemem gerekiyordu.
O yüzden kendimi güvenli bir yere ışınlamak için gücüm yoktu ve bacaklarımın beni taşıdığı yere kadar kaçmaktan başka bir opsiyonum yoktu.

Evet,bazen bu güçten gerçekten nefret ediyordum.

Yanımdaki duvardan sekerek düşen kurşun,ölümün bana ne kadar yakın olduğunu bir kez daha anlamamı sağladı. Benim gücüme ihtiyaçları vardı fakat beni kontrol altına alamazlarsa öldürmek isteyeceklerdi,piyonları olmayı kabul etmezsem hükümet beni yaşatmayacaktı. Bana ihtiyaçları vardı ama egolarını tatmin etmek için öldürebilirlerdi. Ölüm sandığımdan daha da yakındı.

Onuncu Seviye (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin