sette

340 10 11
                                    

Barış Alper
Günaaydıın

Yıldız🩵💐
Günaymıışş

Bugün akşam üstü gidiyoruz değil mi Yıldıız

Eveett

Bu kadar rize fazla bize
Düzgün görüşemedik

Yalan söyleme her gün görüştük

He doğru
Bugün boşsun dimi

Evet seninle tesise geleceğim öyle konustuk ya

Eveet
Konum at

📍konum

20 dakikaya oradayım hazırlan

Telefonu kapatıp hazırlanmaya başladım. Şaka gibiydi. Barış ile birlikte tesise gidecektim. Bana bir heyecan basmıştı.

Hazırlanıp evden dışarı çıktığımda Barış beni kapının önünde bekliyordu. Önce Barış'a sarılıp sonra arabaya bindiğimde benim ardımdan Barış da bindi arabaya. Kemerlerimizi bağladığımızda tesise doğru yola koyulduk. Barış heyecanlı gibiydi. Anlamamıştım. Radyoyu açtığında rastgele bir radyo kanalı açılmıştı. Bir şarkının ortasındaydı.

Şarkı o kadar ilginçti ki, gerçekten aklımı kaçırmak üzereydim.

"Ormandan inip şehre gelirler
Biraz ağırdır, hantaldır ama
Armudun iyisini ayılar yerler"

Barış Manço'nun çocuk şarkısıydı. Barış'la göz göze geldiğimde kendimi tutamayıp kahkahalarla gülmeye başladım. Barış ta gülerken radyo kanalını değiştirdi.  Şarkı çok tanıdıktı.  Ama daha başıydı.

Şarkı ortalara geldiğinde anlamıştım.

"Seviyorum, seviyor musun?
Ağlıyorum, gülüyor musun?
Özlüyorum, gidiyor musun?
Sevdikçe itiyor musun?"

Barış büyük bir enerjiyle şarkıyı söylerken aynı enerjiyle eşlik ediyordum.

Tesise vardığımızda Barış herkesle selamlaşıyordu. Ben ise olanları izliyordum. Yanımıza gelen Yunus, Kerem ve Berkan'la birlikte bakışlarım Barış'a döndü. Barış sağ elimi elinin içine aldı, ve hiç bırakmayacakmış gibi tuttu. Ellerim onunkilerin yanında bir hayli küçük kalıyordu.

"O yengem merhaba!" Diye bağıran Yunus'a baktım.

"Selam. Tuğçe de geldi mi?" Diye sordum. Ancak o rahatlatırdı.

"Gelecek birazdan."

Hepsiyle sarıldıktan sonra soyunma odasına gitmeye başladık. Bu sırada da öylesine konuşuyorduk. Tuğçe de gelmiş bize katılmıştı tabiki.

Biz resmi olarak sevgili değildik ama sevgiliydik.

Tuğçe ve ben soyunma odasının kapısında beklerken Barış'lar ise giyinmeye gitmişti.

"Siz nasıl tanıştınız Yıldız?" Diye sordu Tuğçe. Doğruyu söylemem lazım galiba

" şimdi şöyle ki Barış'ın kuzeni mobilyacı, bana da kendi numarasını değil Barış'ın numarasını vermiş. Bende yazınca öylelikle tanışmış olduk."

♡☆

Barış'ların antrenmanı bitmişti. Sonrasında ise Fişekhane'ye geçecektik. 
Tuğçe ile Barış, Yunus, Berkan ve Kerem'i bekliyorduk.

Geldiklerinde arabalara geçtik. Sessiz geçen yoldan sonra Fişekhane'ye varmıştık. Hemen bir masaya geçip oturduk.

"Yunus üstüme yatmasana insanlar bakıyor!" Diye söylenen Tuğçe ile gülmeye başladım.

"Ama Tuğçe insanlar bakıyor işte. Bakmasınlar sevgilime." Diye açıkladı kendini Yunus.

"Söyle korumacı erkek kaldı mı ya, Tuğçe sefasını sür bence." Diye gülerek katıldım konuşmalarına.

"Bende mi üzerine yatayım illa," Diye fısıldadı Barış kulağıma.

Gözlerimi onunkilere çevirdiğimde, çok güzel bakıyordu. Çok tatlıydı. Adeta küçük bir çocuk gibi bakıyordu bana. Sarı kıvırcık saçları da onu bir o kadar tatlı yapıyordu.

"Bakışmanızı bölüyorum da kıskanıyorum ben. Nazar değmesin diye uyarıyorum." Diye hafiften bağıran Berkan ile ikimizin de kafası ona döndü.

Yanımda oturan Barış bana biraz daha yaklaştı. Ardından bir eliyle elimi tuttu.
Elleri sıcacıktı.

"Ellerin minicik." Diye sessizce söyledi.

"Öyle mi?" Diye sordum masum bir sesle.

"Çok tatlı." Diyerek devam etti.

"Ya ben kime diyorum abi amına koyayım?" Diye yine sesini yükselten Berkan oldu.

"Tamam Berkan bulacağız sana da birini." Diyerek belki de hayatımın en büyük sözünü verdim.

Hem kendime, hem Berkan'a.
Berkan'a en acilinden birini bulmak lazımdı.

"Harbi mi yenge?" Diye sordu heyecanlı bir sesle.

"Tabi oğlum yengenden yalan söz çıkar mı?" Diye söylendi Barış.

"Hem bende yardım ederim." Diyerek tamamladı sözünü.

"Sen nereye yardım ediyorsun Barış? Konuştuklarından birini ayarlayacaksın herhalde." Diye söylendim.

"Ne münasebet. Yazmasınlar diye yeni hat almıştım. Çünkü artık bir hanımım var." Diyerek sakın bir ses tonuyla anlattı.

"Yenge bırak yardım etsin, benim de hanımım olsun." Diyen Berkan ile Kerem de dahil herkes gülüyordu.

"Ya arkadaşlar, ben bir şey söyleyeceğim. " Diye söze girdi Kerem.

"Buyur söyle kardeşim." Diyen Yunus olmuştu.

"Ben Avrupa'ya gidiyorum, yani transfer olacağım. Düşüncem Benfica." Diyerek yüzümüze bakmadan söyledi.

"Ne güzel kardeşim. Kariyerin için en doğrusu. Git ve bizi gururlandır." Diyen Yunus oldu. Gözleri dolmuştu. Masadaku herkesin gözleri dolmuştu.

"Yolun açık olsun çikom.." Diyen Barış'tı. O da üzülmüştü haliyle.

"İlk iznimde yanına geleceğim. Beko'ndan kaçışın yok Kerem." Diye mutlu olmaya çalışarak söyledi Berkan bunları.

"Sizleri seviyorum. Teşekkür ederim bana desteğiniz için." Diyerek söyleyeceklerini sonlandırdı Kerem.

Masadaki herkese bir üzüntü çökmüştü.

"Üzülmeyin, benim kalbim sizinle bir atacak hala. Daima sizinleyim." Diyerek arkadaşlarını teselli etti. Kimsenin üzülmesini istemiyordu.

Kısa oldu ama yazasim gelmiyor. Kerem ile vakit geciremeden çıkarmak durumunda kaldım çünkü gerçek zamanla zamanlı gitmesi lazım gibi hissediyorum.

Mobilyacı// Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin