1

6 0 2
                                    

Üniversite sınavda dibe vurduğum günden beri 24 saatlik günün 25 saati sırasıyla bir annemden bir babamdan duyduğum 'Senden bi sikim olmaz. Aldığımız test kitaplarına, sana harcadığımız paralara yazık.' şiirlerinden bıkkınlık gelmeye başlayınca kafamı yastığıma gömüp uyumaya çalışıyordum. Kapımın çalındığını duyunca bulunduğum pozisyonu değistirip sesli bir şekilde "Gel" dedim. Kapının arkasında kim olduğunu biliyordum zaten çünkü bizim evde nezaket kurallarından bihaber yaşamayan tek kişi Rober'tı.

Sallana sallana gelip yatağıma oturup benim gibi bağdaj kurup öylece beklemeye başladım. Anlaşılan konuşmaya niyeti yoktu.

"Sanırım odama yatağıma oturup öylece beni izlemek için geldin ha Robert."

Ona neden abi demediğimi merak etmişsinizdir sanırım. Bunun sebebi Robert ile bir kan bağımızın olmaması. Annem ile babam yıllarca çocuk yapmayı denemişler, doktorlara da gitmişler ama doktorlar ikisinde de bir sorun olmadığını söyleyip yollamışlar onları. Artık ikisi de eşeyli üretmekten umudu kesince ortak kararla bir çocuk evlat edinmeye karar vermişler ve işte o çocuk Robert. Robert bu eve geldiğinde yanlış hatırlamıyorsam 3 yaşındaymış.

Robert'ın evlatlık alınmasından 2 yıl sonra da sürpriz bir şekilde annem bana hamile kalmış. Ben doğduktan ve aklım yavaş yavaş başıma gelmeye başladıktan sonra Robert'ın gerçek abim olmadığını bana olabilecek en yumuşak şekilde anlatmışlardı. Tabii bilirsiniz... Bu tip bir bilgiyle küçük bir yaşta başa çıkmak hiç kolay olmamıştı. Ama zamanla ikimiz de bunu aşıp birbirimize hiç olmadığı kadar bağlandık ve aramızdaki bağ artık abi-kardeş bağından bile sağlam.

"Söyleyeceğim şeyi kabul etmeyeceğini bildiğim için bir süre kafamda söyleyeceklerimi toparlamaya çalışıyorum sadece"

"Bütün gece burdayız ha?"

"Tom dinle, biliyorum mezuna kaldın  ve dershaneye gitmek istemiyorsun, öyleyse sana bir teklifim var."

"Açıkçası çok iç karartıcı bir başlangıçtı ama sanırım şuan seni dinlemek dışında bir seçeneğim yok Robert"

"Süper. Şimdi şöyle ki: dershanenin zaman kaybı olduğunu düşünüyorsun ve bu konuda haklı sayılırsın. Ama benimle aynı dönemde okuyan ve atanamamış bir coğrafya öğretmeni tanıyorum. Bölümünün en iyisiydi ve sosyal becerileri cidden mükemmel. Sanin adına ona rica ettim ve yarın öğlenden itibaren sana coğrafya ve alanında iyi olduğu birkaç derste yardımcı olacak. Yani eğer sen de istersen."

Sırtımdan aşağı kaynar sular döküldüğünü hissetmiştim. Nasıl olur da benden izinsiz benim adıma plan yapıp gözümün içine baka baka kabul etmemi isterdi?

"Sen yine ne saçmalıyorsun Robert? Eğer çok meraklıysan gidip arkadaşınla o dersleri kendin işleyebilirsin çünkü benim planlarım arasında üvey abimin meslek hayatında bir sikim becerememiş nerd arkadaşlarından ders almak yok!"

"Hadi ama Tom, birkaç gün dene, hoşuna gitmezse Chris'e gelmemesini ben kendim söylerim zaten."

Robert'ın yüzünde hain bir gülümseme oluştu ve dirseği ile karın boşluğumu dürtükledi.

"Üstelik nerd dediğin çocuk bodycilere taş çıkartır, belki iyi de anlaşırsınız."

O aptal aptal gülmeye devam ederken göz devirip Robert'ın sırtına elimi koyup onu yavaşça kapıya ittirmeye başladım.

"Sanki bana bir seçim şansı sunmuşsun gibi konuşman cidden çok tatlı ama şimdi odamdan çıkarsan mutluluk duyacağım Robert."

Robert tökezleyerek odamdan çıkarken arkası dönük şekilde konuştu.

"Öyleyse yarın Chris bizim evde. İlk günden çocuğu kaçırma sakın Tommie."

Burnumdan derin bir nefes verip onun çıkarken arasından kapattığı kapının üstüne bir yastık fırlattım. Anlaşılan beni yarın baya uzun bir gün bekliyor...

Sınav sonuçlarım açıklanalı birkaç gün olduğu için rahatlıkla uyuyabileceğimi düşünerek yatağıma uzandım.

Tabii ki uyuyamadım. Abimin Instagram hesabına girip takip ettiği kişilerden yarın karşılaşacağım atanamamış öğretmeni bulmaya çalıştım.

Neydi adı?..

Charlie?
Christian?
CHRIS!

Arama çubuğuna Chris yazdığımda ağzım açık kalmıştı. Bir sürü Chris vardı burada.
Chris Hemsworth, Chris Pratt, Chris Evans, Chris Pine, Chris Colfer ve daha fazlası...

"Hay sikeyim ya! Ülkenin yarısının adı Chris mi cidden?"

Telefonu kilitleyip yastığın altına koydum ve tek bir sert hareketle sırt üstü dönüp tavana bakmaya başladım.

"Uyu Tom, zaten yapabileceğin başka bir halt yok."

Göz kapaklarım yavaşça ağırlaşınca direnmemeyi seçerek kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Göz kapaklarım yavaşça ağırlaşınca direnmemeyi seçerek kendimi uykunun kollarına bıraktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çek kardeşim çek, uyurken çek.

Gays & guys ilk buluşma için fikri olan varsa yazsin yoksa ben bunlarla yapicam bir şeyler haberiniz olsun.

LUV UUU

Mezun Asko   |   GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin