4

4 0 0
                                    

Chris'in evden ayrılmasının üzerinden birkaç saat geçmişti ve Robert sonunda kendini eve atmıştı. Üstüne değiştirip odama uğradığında yüzünde meraklı ve dalga geçer gibi bir ifade ile bana baktı.

"Ee küçük mezun, nasıl geçti ilk ders. Memnun musun yoksa işleri yokuşa mı süreceksin?"

Eforsuz şekilde beni sinir etmeyi başarıyordu. İnanılmaz...

"Fena değildi, fena değilmiş işinde Chris dediğin adam. Bir süre devam edeceğim sanırım derslere."

"Aksini düşünmemiştim zaten."

"Ne demeye çalışıyorsun Robert? Arkadaşının ilgimi çektiği falan yok."

Robert teslim olan bir suçlu gibi iki elini havaya kaldırdı.

"Böyle bir şey söylediğimi hatırlamıyorum. Ama neyse, yarası olan gocunur demişler."

Hayatı makara üzerine kuruluydu gerçekten...

"Birkaç saniye ciddi kalsan ölürsün değil mi Robert?"

Yüzünde sahte bir üzüntüyle bana baktı.

"Evet Tom, ciddiyete alerjim varmış."

"Her neyse, bugün gördüğüm derslerin tekrarını yapıp kafama tekar oturtmam lazım. Çıkarken kapıyı çekersin."

Ağzından alaycı bir 'hah' sesi çıktı ve koluma yavaş bir yumruk attı.

"Şuna bak, beni kovuyor. Tamam ulan gidiyorum! Daha da bulamazsın beni."

"Tabii öyle olur, görüşürüz."

Robert cevap vermeden kafasını iki yana sallayarak odadan çıkınca ben de çalışma masama yöneldim.

Sıkıcı geçen dünün ardından bugün yapılacak gençlik festivalini ve yeni öğretmenimin, yani Chris'in derse geleceğini hatırlayarak yataktan kalktım. Rutin banyo işlerimi hallettikten sonra kahvaltıda Robert'a katıldım ve sessiz geçen kahvaltının ardından odamı hazırlamaya başladım. Bugün planlarım arasında dersimizi odamda işlemek de vardı.

Robert gün boyu evde olacaktı, eğer mutfakta işleseydik saçma sapan hareketler ve imalar ile dikkatimi dağıtabilir, daha da kötüsü Chris'in bir şeyleri yanlış anlamasina sebep olabilirdi.

Her şeyi bitirip elimi anlıma atıp sahte bir şekilde anlımdaki terleri siliyor gibi yaptım. Derin bir nefes verip eksik bir şey kaldı mı diye etrafa baktım.

"Geriye Chris'i beklemek kald-"

Cümlemi bitirmeden kapı çalmıştı. Kapıyı açmak için odamdan çıkınca Robert'ın Chris'i çoktan karşıladığını ve kapıda bir şey konuştuklarını gördüm. Üst katın merdivenlerinden yavaşça aşağı indiğimi gören Robert hızla son sözlerini edip Chris'ten bir adım uzaklaştı.

"Çok şüpheli davranışlarda bulunsanız ve bu tuhafıma gitse de hoşgeldin Chris. Beni takip et, bundan sonra dersleri benim odamda işleyeceğiz."

"Hoş buldum Tom, sen önden yürü ben takipteyim."

Ben odasıma kadar gidip kapıyı aralık bırakarak içeri girdikten sonra arkamdan Chris de girmişti odaya. Ama ne girmek... Chris'in gözleri odanın her yanında dolaşıp yarısı kaslı ve yarı çıplak erkeklerin yarısı koreli erkeklerin posterleri ile dolu duvarda durunca vücudumdaki bütün kanın yanaklarıma pompalandığını hissettim. Kendimi bir açıklama yapmak zorunda hissettiğimde elimi enseme atıp kaşımaya başladım.

"O korelilerin posterleri yıllardır orada. Ergenken yapıştırdım ve şimdi onları sökersem duvar kağıdının da kopacağını düşündüğümden onları çıkartamıyorum."

Mezun Asko   |   GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin