Ilgaz'dan
Yağmur dindiğinde arabayı park alanından çıkardım ve tekrardan anayola çıktım. Uzay babasının göğsüne sinmiş bir şekilde etrafına ürkek bakışlar atıyordu ama şimdi daha iyiydi.
Arabada beklerken oynadığımız oyunlar işe yaramıştı ve bebeğimiz bir anlığına bile olsa yağmuru unutmuştu.
"Üşüyor musun, yıldızım?"
"Ihıh."
Yanımdaki ikili konuşurken ben sonunda arabayı park edebilmiştim. Onlara beklemelerini söyleyerek bagajdan bebek arabasını çıkardım ve Anıl'ın kapısını açarak Uzay'ı kucağıma aldım.
Oğlumu beşiğe benzeyen bebek arabasına yatırdım ve öndeki kumaş kısmını fermuar yardımı ile kapattım. Anıl da arabadan inerek kapısını kapatınca arabayı kilitleyerek ona elimi uzattım.
Eşim bana kocaman gülümseyerek ona uzattığım elimi tuttu ve parmaklarımızı iç-içe geçirdi. Boşta kalan sağ elim ile bebek arabasını sürmeye başladım.
Restorana girdiğimizde garson bizi güzel bir masaya yönlendirmişti. Anıl ile karşılıklı oturarak bebek arabasını da masanın yanında durdurmuştuk.
Üzerimizdeki ceketleri çıkarırken Uzay bebek arabasında huysuzlanmaya başlamıştı. Onu kucağıma alarak yanağından öptüm ve eline yıldızını vererek yanıma oturttum.
Garson bize iki tane menü getirince elimi kırmızı kitaba atarak önüme çektim. Oğlumun boncuk gözleri ile merakla elimdeki kitaba baktığını görünce gülümseyerek kitabı elime aldım ve onun görebileceği bir şekilde tuttum.
"Ne yiyelim bebeğim?"
Uzay işaret parmağını ağzına götüreceği sırada minik elinden nazikçe tutarak durdurdum onu. Anıl bana oğlumuzun yıldızlı emziğini uzatınca onu Uzay'ın dudakları arasına bıraktım.
Uzay şimdi emziğini emerek elimdeki menüye bakıyordu. Ben yavaş yavaş sayfaları çevirirken çoktan ne yiyeceğime karar vermiştim. Oğlum meraklandığı için sonuna kadar bakmıştık menünün.
"Ben dokuz numarayı alacağım, Uzay'a da mercimek çorbası alalım."
"Tamamdır."
Garson yanımıza dondüğünde ona siparişlerimizi vermiştim. Anıl sebze yatağında bonfile istemişti. Ben kendime karışık et tabağı ve oğluma da sıcak bir çorba söylemiştim.
Anıl oğlumuza bir şeyler anlatırken ben cebimden telefonumu çıkarmıştım. Hızlıca gelen mesajlara yanıt verdikten sonra pazartesi günü işe gitmem gerektiği aklıma gelmişti.
Ben işimi düşünürken birden kolumda hissettiğim dürtüklenme ile solumda oturan oğluma çevirdim bakışlarımı. Emziğini emerken sol kolunu kaldırarak bana ceketini göstermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STAR
General Fiction❁ Eşcinselliğin ve Ageplay'in normal karşılandığı bir evrende. ❁ Ageplay kitabıdır. ❁ BxBxb içerir. ❁ Babalar ve bebek arasında aşk yoktur! ❁ Cinsellik bulunmamaktadır. ❁ Homofobikler uzak dursun!