Anıl'dan
Bu sabah Ilgaz işe gitmişti. Uzay hala bizim odamızda uyurken biz birlikte kahvaltı yapmıştık. Eşimin iş saatleri hiç de fena değildi neyse ki. Sabah on da başlıyor öğleden sonra üç-dört gibi geliyordu.
Şimdi masayı toplarken aklımda bugün yapmam gereken şeyleri düşünüyordum. Siparişlerimi hazırlamalı, bebeğimle ilgilenmeli ve yemek yapmalıydım.
Ilgaz her konuda olduğu gibi yemek konusunda da kendimi zorlamamamı söylüyordu. Birlikte yapıyorduk çoğu zaman yemeği ama artık Ilgaz bey işten gelince bebeğimizle ilginenmeliydi o yüzden yemekle zaman kaybetmek olmazdı.
Elimdeki sarı bezi lavabonun yanına bıraktım ve elime bebek telsizini alarak ofisime girdim. İlk iş olarak pencereleri açtım, içeriye hava girmesi için. Ardından bilgisayarımı çalıştırdım.
Yirmi beş tane siparişin geldiğini görünce hazırda olanların yanına tik attım. Yapmam gereken iki seramik bardak vardı.
Çekmeceden ihtiyacım olan malzeleri alarak büyük masama oturdum. Tam elime hamuru almıştım ki yanımda duran bebek telsizinden mırıltılar duymaya başlamıştım.
Yüzümde beliren gülümseme ile ayaklanarak yatak odasına doğru ilerledim. Hafif aralık duran kapıyı ittirerek içeriye girdim ve beşiğinde yatan oğluma yaklaştım.
Uzay etrafına bakınırken beni görünce kıkırdadı. Eline yıldızını alarak kollarını bana doğru uzattı. Onu bekletmeyerek hızlıca kucağıma aldım ve tombul yanağından kocaman öptüm.
"Günaydın, minik yıldızım."
"Yüyaydın, babam."
"Babam" demesine erirken onu büyük yatağımıza yatırdım ve dolaba yaklaşarak içinden bebeğime kalın kıyafetler çıkardım.
Elimdekiler ile Uzay'a yaklaşarak üstünden pijamalarını çıkardım.
"Iygas babam yeyde?"
"İşe gitti, oğlum. Öğlene kadar yalnızız!"
Uzay'ın kafasından yıldızlı sweatini geçirirken kıkırdamıştı. Oğlum hazır olduğunda onu tekrardan kucağıma aldım ve ofisime indik.
Geçenlerde sipariş ettiğimiz yıldızlı pufu buraya koyma kararı almıştık. Bebeğimi onun üzerine oturttum ve elindeki yıldıza bir bakış attım.
"Yıldızın ismi var mı aşkım?"
"Vay baba, ismi yıydıs hanım."
Benim gülmem ile Uzay da gülmüştü. Bebeğimin saçlarını karıştırarak ona masayı işaret ettim.
"Ufacık bir işim var, aşkım. Sanada hamur vereyim mi?"
Uzay beni kafası ile onaylayınca küçük masayı onun önüne çekerek üzerine biraz seramik hamuru, sulu boya ve fırça bıraktım.
Hayal dünyamız gerçekten çok önemli ve güzel olduğu için oğlumun böyle şeylere karşı ilgisinin olmasını istiyordum.
Bende yerime geçerek hızlıca işe koyuldum. Bardakları halledip bebeğime mamasını yedirmem gerekiyordu.
Yaklaşık yarım saat sonra ilk bardağım hazırdı. Artık elim alıştığı için çok hızlı bir şekilde yapabiliyordum. Onu kenara bırakıp kurumasını beklemem gerekiyordu.
Yarım saattir sesi çıkmayan oğlumu merak ederek bakışlarımı ona çevirdim. Uzay elleri ve yüzü boya olmuş bir şekilde elindeki hamuru boyuyordu.
Yanına bakmam ile üç tane sanat eseri yaptığını görmüştüsm.
"Yıldızım, ne güzel şeyler yapmışsın sen öyle!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STAR
General Fiction❁ Eşcinselliğin ve Ageplay'in normal karşılandığı bir evrende. ❁ Ageplay kitabıdır. ❁ BxBxb içerir. ❁ Babalar ve bebek arasında aşk yoktur! ❁ Cinsellik bulunmamaktadır. ❁ Homofobikler uzak dursun!