Bir fısıltı yankılanır rüyaların derinliğinde...Her an, her nefes bir yara
Her sessizlikte yankılanan acı
Bir gölge gibi izler beni, kaçsam da.
Ve her uyanışımda hatırlatır
Bir zamanlar kaybettiğimi
Ama unuttuğumu...Şarkı: Birsen Tezer-Kendi Kendime
Soğuk bir Almanya akşamıydı, Melodi, evde kendi halinde Attila İlhan'ın "Yağmur Kaçağı" kitabını okurken annesinden gelen aramayla telefonu açtı. Melodi'ye hazırlanmasını ve bir yere gideceklerini söyledi. Melodi, annesinin başta neden ondan bunu istediğini anlamasa da sonrasında bugünün 12 Mart olduğu aklına geldi. Bugün Melodi'nin doğum günüydü. Melodi, oturduğu koltuktan kalkıp odasına doğru adımladı. Genç kız, doğum günlerinden her zaman nefret ederdi ama annesi her yıl 12 Mart'ta onun doğum gününü kutlamak için işten erken çıkardı. 12 Mart annesi için çok özel bir gündü. Ancak Melodi'nin nefret ettiği bir gün annesi için neden bu kadar önem taşıyordu?
Normalde annesi Melodi'yle hiç iletişim kurmayan biriydi, yalnızca doğum günlerinde Melodi'yi bir yerlere götürür ya da eve Melodi'nin hiç sevmediği pastayı alarak gelirdi. Melodi'nin doğum günlerinden nefret etme sebebiyse annesinin yalnızca doğum günlerinde yanında olmasıydı. Onun dışında annesi geceye kadar çalışıyor, bazen eve hiç gelmiyordu. Bu nedenle hayatı boyunca hep yalnız yaşamayı öğrenmiş hatta annesinin varlığını bile unutmuş bir genç kızdı.
Melodi, kafasında dolaşan bu düşüncelerden uzaklaşmak adına, duş almak için yukarı çıktı. Banyo kapısından içeri girdiğinde üzerindeki paçavralardan kurtularak sıcak bir duşa girdi. Elindeki telefonu dolabın üstüne koyarak sakin bir müzik açtı. Melodi, duş alırken her zaman rahatlamak için sakin müzikler dinlerdi bugün de aynısını yapmıştı. Kısa süre içinde duştan çıkıp üzerine kalın bornozunu alarak odasına ilerledi. Bir süre yatağında uzanıp telefonuna bakındı ancak yumuşak yatağından tekrar kalkmak durumunda kaldı. Dolabına doğru ilerleyip askılıklardan annesinin ona 18 yaşında giymesi için aldığı kısa beyaz elbiseyi çıkardı.
Çok sürmeden hazırlanmaya başladı. Dolabından çıkardığı saç kurutma makinesiyle, önce orta boy kahverengi saçlarını kuruttu sonrasında asla giymek istemediği o beyaz elbiseyi üzerine geçirdi. Melodi, makyaj masasına doğru ilerleyip oturdu yüzüne renkli bir makyaj yaparak, asılı olan parlak çantasını da alıp boy aynasından kendine baktı. Hafif dalgalı olan kahverengi saçlarını düzeltti ve telefonuna gelen aramayla aşağı indi. Ayakkabı dolabından uzun siyah topuklu çizmelerini de giyip evden dışarı çıktı. Karşısında farları açık duran arabayı gördüğünde istemeyerek arabaya doğru adımladı. Bugün Melodi nefret ettiği bir günü tekrar kutlamak durumunda kalacaktı ve asla sevmediği pastadan tekrar yiyecekti. Arabanın yanına vardığında annesinin kapıyı açmasıyla arabaya bindi. Annesi, "İyi ki doğdun tatlım." diyerek ağzındaki sigarayı parmak aralarına aldı. Melodi, annesinin bu samimi sözleriyle biraz irkilmişti sonrasında gülümseyerek annesine teşekkür etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dönüm Noktası
Teen FictionMelodi: Bazen hayatın yükü o kadar ağır geliyor ki tek başıma bu karanlıktan çıkamayacakmışım gibi hissediyorum. Çağatay: Yanında olacağım, seni bu karanlıktan çıkaracağım Manolya. Bu karanlığı birlikte aşacağız, sadece elini tutmama izin ver.