Gerçek, bazen en beklenmedik anlarda karşımıza çıkar. Bizi önce korkutur, sonra içine çeker. Kaçmak istesek de adımlarımız hep ona doğru gider. Çünkü her gizemin ardında saklı bir cevap vardır, ve o cevap bizi ya daha derine iter ya da ışığa çıkarır.
Şarkı: Neyse - Siyah (Esved)
Melodi, annesinin sinirle odadan çıkmasının ardından birkaç saniye boyunca olduğu yerde kalakaldı. Gözlerinde öfke ve hayal kırıklığı vardı, elleri boşluğa düşmüş gibi hissediyordu. Kendini bir anda yatağa bırakıp sağ eliyle tişörtünü sıktı. Babasına dair öğrendiği bu ipucu, kalbinin en derinlerinde bir yangın yakmıştı. Annesi onu susturmaya çalışmıştı, kağıtları elinden çekip almıştı. Ancak Melodi’nin içinde bu sırrı çözme arzusu gitgide büyüyordu. Artık her şey daha belirgin, daha yakındı. Babasıyla ilgili gizemin içinde kaybolmak istemiyordu. Annesi kesinlikle bir şeyler saklıyordu.
Melodi, anlık bir öfkeyle harekete geçti. Aceleyle annesinin yatağından kalkıp kapıya doğru ilerledi. Kapıyı açtığında, annesinin evden çıktığını fark etti. Derin bir nefes alarak odasına doğru adımladı. Bir saniye bile tereddüt etmeden odasındaki vestiyerde asılı olan ceketini kaptı. Kapıya doğru yürürken içindeki kararlılık onu hızlandırıyordu. “Nereye gidiyorsun, anne?” diye mırıldandı kendi kendine. Gerçekleri öğrenmek için ne yapması gerekiyordu? Babasının adı bir sır gibi karşısında dururken, annesi neden bu kadar ketumdu? Annesinin ondan daha fazla şeyler sakladığına artık emindi ama bu sırları nasıl açığa çıkaracağını bilmiyordu. Bu sefer, annesini takip edecekti. Annesinin sırlarını öğrenmenin başka yolu yoktu.
Melodi, aceleyle odasından çıktı, merdivenlerden hızla inip masadaki anahtarı adı, kapıyı açtı ve sertçe kapatıp sokağa çıktı. Gecenin serin havası yüzüne çarptı ama bu soğuk, içindeki öfkenin yanında sönük kalıyordu. Emel’in hafifçe titreyen adımları uzakta, karanlık sokağın sessizliğinde ilerliyordu. Melodi, annesini gözden kaybetmemek için acele etti. Sessiz adımlarla aradaki mesafeyi koruyarak onu takip etmeye başladı. Annesi, apartmanın köşesinden dönüp ara sokağa doğru yöneldi. Melodi dikkatliydi, fark edilmemek için biraz daha geriden ilerliyordu.
Bir süre sonra Emel’in adımları hızlanmaya başladı, sanki bir yere yetişmeye çalışıyor gibiydi. Melodi, annesinin adımlarının hızlanmasıyla içindeki şüphe hissi daha da arttı. “Bu kez peşini bırakmayacağım, anne.” diye mırıldandı. Kapüşonunu başına çekti ve annesini kaybetmemek için daha dikkatli ilerlemeye başladı. Annesi gecenin bu saatinde nereye gidiyor olabilirdi? Üstelik bu kadar gergin bir tartışmadan sonra?
Adımlarının sesi, boş sokağın sessizliğinde yankılanıyordu. Melodi, gözlerini annesinden ayırmamaya çalışarak mesafeyi korudu. Emel’in içinde bir telaş vardı, kızının onu takip ettiğini çoktan anlamıştı. Adımlarını hızlandırsa da arkasına bir kez bile bakmıyordu. Birkaç dakika sonra Emel, telefonunu cebinden çıkardı ve bir numara çevirdi.
Bora, ofisinin penceresinden dışarı bakıyordu, sol eli cebindeyken sağ elindeki viskisini yudumluyordu. Telefonuna gelen aramayla, elinde kalan viskiyi tek bir dikişte bitirip kenara koydu. Diğer elini de pantolonunun cebine koyup yavaş adımlarla masasına doğru ilerledi. Masasının üzerinde duran telefonu eline alıp ekranda yazan ismi gördüğünde hafif sırıttı. Telefonun ekranında "Emel" yazıyordu. Bora, sandalyesine yayılarak oturup Emel’den gelen aramayı açtı ve telefonu kulağına götürdü. “Emel?” dedi masanın üzerinde duran purosunu yakarak.
Emel, telefondan gelen kalın sesle biraz irkildi. Derin bir nefes alıp olan biteni anlatmaya başladı. “Bora, bugün Melodi babasının adının yazdığı evrakları gördü. Aramızda küçük bir tartışma geçti ve şu anda peşimden geliyor. Onu fark etmediğimi sandı ama hala peşimi bırakmıyor. Bana yardım etmek zorundasın. Melodi’yi bu gibi işlere sürükleyemem.” dedi sessiz ama sert bir ses tonuyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dönüm Noktası
Teen FictionMelodi: Bazen hayatın yükü o kadar ağır geliyor ki tek başıma bu karanlıktan çıkamayacakmışım gibi hissediyorum. Çağatay: Yanında olacağım, seni bu karanlıktan çıkaracağım Manolya. Bu karanlığı birlikte aşacağız, sadece elini tutmama izin ver.