Dünya ikiye bölünmüştü ve onlar bu yarığın her iki yanında duruyorlardı...
Lara pencereden giren güneşin ilk ışıklarını hissederek uyandı. İçinde bir şeyler onu uyandırdı,belki de içindeki güçleri keşfetmek üzereydi. Üniversitenin boş koridorlarında Barış'ın onu izlediğini hissedebiliyordu. Ancak aralarındakı mesafe bir sır gibi iki gencin yüreklerindeki duyguları saklamaya devam ediyordu.
Lara vakit kaybetmeden derse gitmek için hazırlanmaya başladı. Her gün olduğu gibi bugün de Barış'ın gözünde daha güzel görünmek istiyordu. Lara kendine has tarzı olan çok güzel bir kızdı. Yatak odasındakı aynada kendine bakarken derin düşüncelere dalmıştı. Barış'ın yanında olduğu her an kalbindeki duygular daha da güçleniyordu. Belki bugün ilk kez ona olan hislerini itiraf etmeye cesaret edebilirdi.
Dersten sonra üniversitenin geniş koridorlarında Lara Barış'ın kendisiyle aynı yerde olduğunu hissetti. Kısa, düz saçları ve sert yüzü her zamanki gibi hemen dikkat çekti. Barış arkadaşlarıyla kendinden emin bir şekilde konuşuyor ve gülüyordu. Lara onu izlerken içinde bir heyecan duygusu yükseldi. Her zaman olduğu gibi onun yanına gitmekte zorlandı. İçindeki duyguların yarattığı kaygı bugün kendisini farklı bir şekilde ifade etmesine neden oldu. Hem kaygı hem umutla, 'Belki de bugün cesaretimi toplamalıyım' diye düşündü.
Lara, derslerin bitmesini bekleyerek derin bir nefes aldı. Kararını vermişti. Biraz cesaret toplamalıydı. Barış'ın yanına yaklaştı, kalbi heyecanla çarpıyordu. 'Selam, Barış!' - dedi, biraz titrek bir sesle. Barış, ona döndü ve gülümsedi. Selam, Lara! Nasılsın?
'İyiyim, teşekkür ederim. Seni görmek her zaman hoş,' - dedi, içindeki huzursuzluğu bir nebze gizlemeye çalıştı. Barış'ın gülümsemesi onu biraz daha rahatlatmıştı. 'Bugün ders nasıldı?' - diye sordu. 'Her zamanki gibi, çok yorucuydu,' - Lara gülümsedi, ama içindeki gerginlik hala devam ediyordu. Lara Barışla daha fazla zaman geçirmek, onu daha iyi tanımak için Barışa birlikte kütüphanede ders çalışmayı teklif etdi.
Barış, bir an şaşırdı, sonra gülümseyerek: 'Neden olmasın,çok iyi fikir'- dedi. Lara, o anın onun için ne kadar değerli olduğunu anladı. İçindeki hisleri ifade etmek için bir fırsat daha doğmuştu. 'Belki de, bir gün daha yakın dost olabiliriz,' - diye ekledi, kalbinin atışını hissederek.Barış, Lara'nın sözlerini duyduğunda içindeki gerginliğin arttığını hissetti. Düşünceleri birbirine karışıyordu. Barışın iç sesleri susmak bilmiyordu:
'Lara, sen çok güzelsin ama senin yanında olmak benim için çok zor. Sen, her şeyde benden daha yüksektesin. Senin gibi bir kızla olmak, benim için bir hayaldir. Seni kaybetmekten korkuyorum. Ya beni tanıdıkdan sonra sevmezsen?..
Barış, bu duyguların içinde boğulmuş gibi hissediyordu. 'Onun yanında olmak istiyorum, ama bunu ona bildirmekten çekiniyorum.
Bu an, Lara'nın gözlerindeki parıltı onun düşüncelerini sarhoş etti. 'Belki de, kendime daha çok güvenmeliyim,' - düşünerek içindeki korkuları bir kenara itti. 'Ama bazen hayat sürprizlerle doludur. Bilmeden bir gün, bu dostluk daha da ilerleyebilir.'
O, bu düşüncelerde kayb olarken, Lara'nın gülüşünü, onun gözlerindeki ışığı gördü. 'Belki de, bu yolda bir gün daha yakın dost olabiliriz,' - diyerek içinden geçirdi, ama hâlâ bu düşüncelerini bir kenarda saklamaya karar verdi."
Barış iç seslerini susturub tam da Laraya cevap verecekken arkadaşları Barışı seslediler. 'Üzgünüm, Lara, gitmem gerek'...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki dünya arasında
Fantasía"Sevgi, kaybetme korkusu ve sihirli güçler arasında sıkışıp kalan iki gencin, iki farklı dünya arasında yaşadıkları macera dolu ve gizemli bir yolculuk. Kahramanlarımız hem kendilerini hem de birbirlerini keşfederken, karşılarına çıkan beklenmedik t...