3.bölüm

2 0 0
                                    

Güç, sadece bir araç değil; aynı zamanda bir yüktür. Onu kontrol altında tutmak, özgürlük için bir mücadeledir.
Barış, çocukluğunun karanlık köşelerine doğru bir yolculuğa çıktı. Ailesinin geçmişindeki sırları öğrenmek için hazırlıksızdı, ama içindeki merak onu oraya sürüklüyordu.
Bir gün, evlerinin bodrum katında gizli bir kapı bulmuştu. Bu kapı, onu karanlık bir odaya götürdü. Odanın duvarları, eski kitaplarla doluydu. İçlerinde sırlarla dolu bir dünyaya açılan kapılar gizliydi. Barış, en dikkat çekeni olan bir kitabı eline aldı. "Ailemiz ve Güçlerimiz" başlıklı bu kitap, ona her şeyin başlangıcını anlatıyordu.

Kitabı okurken, annesinin sesi kafasında yankılandı: "Güçlerimiz, bizden önce gelenlerden miras. Ama bu miras, her zaman bir yük taşır. Onu doğru bir şekilde kullanamazsak, sevdiklerimize zarar verebiliriz." Annesinin gözlerindeki korkuyu hatırladı; babasının kaybolan gücünün ardından gelen sessizliği.

Barış, o an anladı ki, gücü reddetmek bir seçim değil, aynı zamanda kendi doğasına ihanet etmekti. "Beni kabul etmezlerse?" diye düşündü, içinde büyüyen korkuyla. Laranın yanında hissettiği sıcaklıkla bu korku arasında bir denge bulmaya çalışıyordu. Laranın, kendi gücünü kabul etmesini istemiyordu. Ama aynı zamanda, onun yanında olmak, kendi gücünü keşfetmesi için bir fırsattı.

Geçmişin hayaletleri peşini bırakmıyordu. O an, Barış'a çok yakın olan ama bir o kadar da uzak bir dünyayı düşündü. "Eğer bu gücü kabul edersem, Laranın hayatını tehlikeye atabilir miyim?" sorusu kafasında dönüp duruyordu. Kendi içsel savaşını kazanmak için gereken cesareti bulması gerektiğini biliyordu. Ama bu cesaret, onu Laranın yanına daha da yaklaştıracak mıydı, yoksa ondan uzaklaştıracak mıydı?

Barış, bu sırları gizli tutmak zorunda kalmaktan ne kadar rahatsız olduğunu fark etti. Laranın yanında olmayı, ona duygularını açmayı hayal ederken, içindeki korkular onu durduruyordu. O, sevgi ve güç arasında bir seçim yapmak zorundaydı. Geçmişiyle yüzleşmek, geleceğini şekillendirecekti.

Barış, gözlerini kapattığında, çocukluğunun karanlık anılarına geri döndü. Küçük yaşlarındayken, evin bahçesinde sık sık annesiyle oyun oynardılar. Ama bir gün, annesi onun elini tutarak, "Bazen güç, görünmeyen bir yük taşır," demişti. O zamanlar bu sözlerin anlamını kavrayamamıştı.

Bir akşam, bahçede oyun oynarken, aniden bir şey hissetti. Sanki etrafındaki hava değişmişti; bir sıcaklık dalgası vücuduna yayıldı. O an, içindeki gücün kendini göstermeye başladığını hissetmişti. Ancak, ne olduğunu anlamadığı için korkmuştu. Annelerinin onu sıkı sıkı kucaklayıp, "Her şey yolunda, Barış," demesi üzerine korkusu geçse de, o anı hiç unutmadı.

O gün, annesi ona eski bir kitap vermişti. Kitabın sayfalarında ailelerinin gizemli güçlerinin köklerini bulmak mümkündü. Barış, o günün ardından kitabı okumaya devam etti, ama her defasında içindeki güç onu korkutuyordu. "Eğer bu gücü kontrol edemezsem, ne olur?" diye düşünüyordu. Uçuşan hayallerinin içindeki korku, onu sıkıca sarhoş ediyordu.

Zamanla, Barış bu güçle bir daha karşılaşamadı. Uçup giden çocukluk hayalleri, karanlık bir kabusa dönüştü. Kendi gücünü bastırmayı öğrenmişti, ama aynı zamanda Laranın yanında olmaktan dolayı hissettiği sıcaklık, ona başka bir kapı açıyordu. "Acaba gücüm tekrar ortaya çıkar mı?" sorusu kafasında yankılandı.

Geçmişindeki o anları hatırladıkça, Barış'ın içsel savaşı daha da derinleşiyordu. Laranın yanında olmak ve kendi korkularını yenmek için savaş vermek zorundaydı. Geçmişteki çocuk, bugün bu cesareti bulabilecek miydi? Bu sorular, onun karanlık odada bulduğu kitabın sırlarını aydınlatmak için gereken cesareti bulmasına yardımcı olabilirdi.

İki dünya arasındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin