polise gitmeli miydim? tabiki de gitmeliydim,ne biçim soruydu bu.
ilk önce mesajların ekran görüntüsünü almıştım,ne olur ne olmaz diyeydi. hemen bahçeye adımlamıştım,kereme söylemiyecektim normalde hiç birşey saklamazdım ondan ama bu mesele farklıydı.
tabi geçerken beni görmüştü ve aklındaki soruyu bana yöneltmişti "nereye gidiyorsun barış"
"dışarı çıkacağım biraz ya,çok geçmeden evde olurum" kafasını sallamakla yetinmişti kerem. barışta o sırada eve en yakın karakola yürüyordu.
karakola adımını atar atmaz telefonunu çıkarmıştı cebinden. anlattı oradaki komisere herşeyi,ekran görüntüsünü gösterene kadar kimse tam umursamamıştı barışı ama en sonunda ikna etmişti,şimdi ise konuma gidiyorlardı.
18 yaşına bastığından dolayı araba ile takip etmeyi seçmişti,peşlerinden gidiyordu
yaklaşık bir saat sonra konuma varılmış terk edilmiş binaya ilerliyordu polisler,barış ise tereddüt etmişti.
yazma gereği duydu ki telefonuna baktığında gelen bildirimi görmüştü
semih
bodrumda kilitli odadayım
görüldü
görüldü de bıraktığı mesajın hemen ardından bodruma yönelti bedenini,gidecekti.
hiçbir polise söylemeden gitmişti,birşey olsa artık mekanı cennet olsun denilirdi. kapıyı birkaç kere zorladı,en sonunda omuzu ile denemişti,açılmıştı. kapıyı da aynı teneke kutuya yaptığı gibi yavaş bir şekilde açtı.
içeride hiç bekleyemediği kadar genç ve bir o kadar da temiz yüzlü bir çocuk oturuyordu,evet iki parmağı yoktu serçe ve yüzük parmağı.
"semih,sensin değil mi"
"geldin,gerçekten geldin" o kadar büyük bir heyecan vardı ki üzerinde nefesini bile ayarlayamıyordu "çok teşekkür ederim" beklemişti biraz
"alper" dedim kısık ses ile
"çok teşekkürler alper iyiki varsın asla unutmam bunu ciddiyim"
"tamam ama şuan çok oyalanmadan gitmeliyiz,saat geç oluyor ve polisler öylece dolanıyor" kafasını salladı sadece. ayağa kalktı zar zor ama çıkarmıştım onu buradan. sözümde durmuştum
dışarıda öylece oturuyorduk,aramızda bazı sohbetler başlıyor çok uzun sürmeden kapanıyordu.
"biliyor musun serçe parmağın bende,teneke kutudan buldum" dedim mırıldanarak,bu konuyu açmayacaktım normalde fakat konuşmanın tek yolu buydu.
"nasıl ya"
"teneke kutularla ilgileniyorum,bir tanesinden de bir parmak ve not çıktı"
"benim koyduğum not olmalı"
"hmhm o not olmasa bulamazdık seni zaten,iyi akıl etmişsin"
polislerin çıkması ile susmuştuk,çocuğa bir yaşam yeri bulacaklarını artık güvende olduğunu söylüyorlardı. bana laf düşmezdi
eve gitmiştim daha fazla dışarıda durursam kerem çok süphelenebilirdi,daha fazlasına gerek yoktu.
bu bölümün ne kadar saçma olduğunu biliyorum. ama diğer bölüm düzelicek insallah
bu bölümü sikilmis bir el ve cok ayrı bir sinir ile yazdım,ondan böyle
neyse neyse seviyom sizi
baiiii