"Arda gel lan buraya!" kantinde oturup yemek yerden duyduğum sesle irkilmiştim. Hasım olduğum çocuğu sinirlendiricek son damlayı yapmıştım çünkü, onun ismini çıkarmakla. Birden yanıma doğru gelince yumruğu yüzüme savurmasıyla bi o yandan bende savrulmuştum. Herkes bize bakıyordu, ben kaşınmıştım haklıydı. Üzerime doğru adımlayıp elleri yakamı bulmuştu. "Amına koduğumun millete geçip ibne olduğumu söylemişsin hayırdır" evet haddimi aşmıştım Sanırım.
Birden üzerimden alınan çocukla afallamıştım, geldi benim kahramanım. "lan pezevenk napıyosun çocuğa" harun çocuğu alıp diğer yere savrulacak şekilde atmıştı, o esnada yanıma hemen gelip elini yüzüme koymuştu. "iyimisin lan" yüzüm fena acıyodu yalan yok, ama ben kaşınmıştım hak etmiştim. "Dağılın lan işinize bakın" insanlar hemen ayrılmıştı harunun dediğiyle. Okulun bir numaralı serseri lakaplı harun, kızların gözdesi onlar içinse bad boy olarak adlandırılan harun. İnsanlar ondan o kadar korkardı ki, Yanlarından dahi geçmek hayati bi meseleydi.
"yüzüm acıyo of" nazlanırken omzumdan tutup adımlarımızı revire doğru götürüyoduk. "Kim o şerefsiz arda anlatıyosun derhal" revire girdiğimizde beni otutturmuştu o sırada hemşirenin gelmesini bekliyoduk. Elini çeneme atıp yüzüne doğru çevirmişti. "Ya bana sataşıyodu boyumdan dolayı. Yok kısasın yok cücesin en son bende onun homofobik olduğunu öğrendim" kaşları çatık şekilde dinliyodu beni. "İşte bende millete ibne o dedim sonra böyle oldu işte olay" İç çekerek elini saçının arasına atmıştı stresli şekilde. "Kurban olduğum bana neden söylemedin? onun sana dokunan ellerini kırmadığıma dua etsin" dediği şeyle sırıtmıştım ister istemez.
O en yakın arkadaşımdı, hatta arkadaş bile az kalır ahiretliğim desem daha iyi olur. Sadece samimiyetimiz diğer arkadaşlıklara göre daha farklıydı. İçeriye giren hemşireyle yanımdan ayrılıp yana doğru geçmişti. Hemşire yüzüme pansuman yaparken ellerimi yumruk yapmıştım acısından. "tamamdır bitti. Ufak sıyırık olduğu için 1-2 gün suyla temas etme ki kolay iyileşsin" kafamla onayladıktan sonra odadan çıkmıştı. O esnada telefonum aniden çalmasıyla elimi cebime atmıştım ama yoktu. "telefonum nerde benim ya" istem ederek söylediğim cümleyle harun cebinden telefonumu çıkarıp ekrana bakmıştı.
"Kim bu arda?" elinden çekmek isterken kendisini geriye çekmişti. "aşk tanem. Hayırdır oğlum sevgili mi yaptın sen bu isim ne" Başlamıştık gene. Kedi köpek gibi resmen hep bunun kavgasını yapardık. Benden uzun olduğu için telefonuma uzanamıyordum bile. "Ya harun bıraksana. Sevgilim değil ayrıca sana geçen bahsettiğim kurstaki arkadaşım" kaşını çatmıştı. Elime vererek telefonu kapıdan dışarıya çıkmıştı.
Sinirlendiği için çıkmıştı yoksa gerginlik daha da büyücekti farkındaydım. Telefonu açma tuşuna basmıştım en azından rahatça konuşabilirdim.
+Napıyosun la arda
-Napim valla biriyle kavga ettim de yeni revirden çıkıyodum
+kim naptı oğlum sana
-of sorma valla anlatırım kursta sana. Şimdi kapatmam lazım ararım sonra seni
+tamam tamam dikkatli ol.
Sırıtıp kapattım teli. Aşk tanem diye kaydetmiştim çünkü harundan sonra en yakın arkadaşımdı. Ama harun onu asla sevmezdi, sadece onu değil çevremde ki tüm insanları.
Off ben yeni hikayeyle geldim..
Bunun kurgusu aklımda o kadar iyi ki tek istediğim oy ve yorum çünkü ona göre hareket edeceğim 🤧
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arkadaş (bxb)
Teen FictionSözde arkadaş ama birbirimizi delice sahiplenip sevdiğimiz bir türden. Sahi, bu ne anlama geliyordu ki?