Ter içinde aniden uyanmamla kalbim sıkışmıştı. Bir rüyadı evet, ama alt tarafımın sertliğinden nasıl bir rüya belli olmuştur değil mi? Telefonumu açıp saate bakınca alarma 10 dakika kaldığını görmemle iç çekmiştim. Rüyamda harunu görmüştüm ve biz sevişiyorduk...
Evet resmen sevişmiştik. O kadar Şaşkınım ki hala kendime gelemiyordum. Hızla tuvalete gidip elimi yüzümü yıkamıştım, alarma az kaldığından üstümü giyinmeye başlamıştım. Giyinirken aklım rüyada kalmıştı ve dakika başı gözümün önüne seriliyodu resmen. Düşüncelerimi es geçip alt seçmekte zorlanıyordum şuan, annem çoğunu kirliye atmıştı ve 1 tane şortum kalmıştı ama oda gereğinden fazla kısaydı. Hava aşırı sıcak olduğundan mecburdum sanırım. Hazırlanmamın ardından harundan aşağı in mesajı almıştım. Harun... evet harun.
Kapıyı açıp çıkmamla köşede beni beklediğini gördüm, yavaş adımlarla ona doğru ilerlemiştim fakat gözleri sadece şortumda kalmıştı. "Arda bu ne" evet kısaydı farkındaydım. "annem çoğunu kirliye atmış mecbur giydim" sinirle soluyup şortun ucunu indirmeye çalışmıştı. Dokunmasıyla aklıma rüyam geliyodu sadece, ona anlatamazdım ama anlatmazsam da içimde kalır gibiydi.
"Sabır çıldırtıcaksın sabahın köründe. Ulan elalemin göz odağı olucaksın yok olmaz böyle gel benden vereyim sana küçük kalıplı var bende az çok" Söylediği cümleyle sırıtmıştım, neden hoşuma gitmişti bu tavrı? Normalde kedi köpek olurduk ama bu sefer onu dinlemek istemiştim. Onu onayladıktan sonra evine doğru gelip odasına çıkmıştık. Elinde eşofmanla bana dönmüştü. "Giy bakalım bunu. Gelir sana" elime verip yatağın üzerine oturmuş beni izliyordu.
"şey arkanı dönsene utanıyorum ben" gözlerime çapkın bakış atmasıyla hafif arkasına dönmüştü. "utanıyor bide. Sanki yabancıyız" altımı çıkarırken hızla eşofmanı altıma çekmiştim, saniyenin değerli olduğu vakitti çünkü. "bakabilirsin" bana doğru dönüp sırıtarak yanıma adımlamıştı. Aklıma tekrar o rüya gelmesiyle içimde anlamsız harun sevgisi vardı, ne olduğunu bilmiyorum ama bağım sanki daha da artmış gibiydi. Yüzüme doğru bakarken onun dudak kenarını hafifçe öpüp çekilmiştim.
Şaşkın gözlerle bana bakarken iyice kızardığımı hissediyodum. "bende öpeyim mi?" kafamı sallayınca oda aynı noktayı öpmesiyle kalbim hızlanmıştı. Dudağı hafif dudağıma temas ediyodu çünkü, ve sanki bunu bilerek yapıyor gibiydi. "hadi gidelim beratı da alalım" durumu değiştirmek adına bunu söyleyince harun kaşlarını çatmıştı. Beni onaylayarak beraber beratı almaya doğru gidiyoduk. "niye suskunsun bugün hayırdır" kafamdakileri bi kenara koyarak harunun sorusuna bakmıştım. Rüya yüzünden utanıyordum ve ona nasıl diyeceğimi bilmiyordum.
"şey aslında..." bana kafasını çevirip dinliyorum anlamında başını eğmişti. "of tamam söylüyorum. rüyamda ikimizi gördüm" hafif kıkırdamıştı. "ee olabilir niye suskunsun ki bu yüzden mi" of harun of. Anlatsam kesin yanaklarım kızarıcaktı. "Öyle değil. Bişey yapıyoduk seninle" adımı duraksamasıyla bende durmuştum. "derken? açık konuş bana" Başımı eğip ellerimle oynuyordum. "sevişiyoduk işte anlasana" gözleri birden yarılanmasıyla tırsmıştım, sonrasında bıyık altından gülümsemesini fark etmiştim sonra aniden ciddi hal almıştı yüzünü. "alla allah öyle miymiş" şakamıydı bu yaa! dalga geçiyordu resmen.
"sende utandın o zaman" foyam ortaya çıkmıştı, bumm. "ama napiyim hem çok garipti o kadar insan varken neden sen" söylediğim şeyle sinirle solumuştu. "Arda. Bana başka insanları siktirtme ağzından duymak istemiyorum elalemi" ellerini cebine atıp hızla adımlaya başlamıştı. Bende hızlıca onun koluna girerek cilve yapıyordum özür niyetine. Nihayetinde yol sonunda beratın bizi beklediğini görmüştük. Ben Harunun kolundan çıkıp hızla beratın yanına uçmuştum. "kanka biliyorum neden var yanımızda o diye sorucaksın. Hepsini sana anlatıcam çaktırma şimdilik"
kulağına doğru söylediğim şeyle hemen kafasını onaylamıştı. Harun dik dik bakıp yanımıza ulaşırken kolumdan tutup beni yanına çekmişti. Berata kaş göz etmemle anlamıştı durumu az çok. "Merhaba" berat sessizliği bozmak adına haruna soru yöneltmişti. "selam" odun herif ya tam. "bugün işimiz uzun bir tık, hemen gidelim" söylediğim şeyle hızla yola doğru koyulmuştuk.
_____________
"belim koptu ya of çok yoruldum" işlerimizi halletmiştik zora ki. beratla harunun ortasında ikisininde koluna girmiştim ve ağırlığımı onlara vermiştim. "bebe mızmızlanma" beratın dediği şeyle harun anında ona dik dik bakmıştı. Hemen harunun kolunu hafif sıkmamla uyarımı anlamış gibi önüne dönmüştü. "ee berat haftaya görüşürüz o zaman haberleşiriz gün içinde gene" birbirimize sarılıp vedalaşırken beratı evinin önüne doğru bırakmıştık.
"O dilini koparıcam senin az kaldı" kedi köpekler bile bizim kadar sataşmıyodur herhalde. "ne ya hemen çocuğa atılıyosun sende harun" sabır dilenerek başını sıvazlamıştı. Mahalleye doğru geldiğimizde evin ışıklarının kapalı olduğunu fark etmiştim, annem işteydi hala. "ımm bize gelsene film izleriz yarın okul var zaten" bana doğru bakıp sırıtmıştı. "tamam olur"
Eve geldiğimizde eşyalarımızı bir kenara koyarak koltuğa doğru sırt üstü uzanmıştım. "off nasılda yorulmuşuz" yanıma doğru gelip koltuğa oturmuştu. "gel biraz seveyim seni gitsin yorgunluğun" küçük çocuk gibi gülümserken kucağını işaret etmesiyle hemen yerleşmiştim kucağına. İlk saçımı öpmüştü sonrasında burnumun ucunu öperken kıkırdamıştım. "sence bu yaptığımız şeyler normal midir harun" sorduğum soruyla gözlerime derin derin bakmaya başlamıştı. "Diyelim ki normal değil. Ne düşünürsün?"
Aklım çok karışıktı. O benim dostumdu, hep onunla böyleydik. Kucakta oturmak veya öpmek bizim için normal gelen şeylerdi, en azından bana. Ama artık bu yakınlığımız sorgulattırıyodu bana herşeyi. "ımm, yani...bilmiyorum" ellerimi sakallarına atarak okşuyordum. "Doğruları ikimizde duymak istemiyoruz belki?" kalbim hızlanmıştı. Bunları söylerken o kadar yakındı ki, tek kelime dahi edemiyordum.
"Ama benim tek bildiğim doğru seni seviyor oluşum"
Bumm.. Nasıl bitti ama🙈 Hisleri artık dolup taştığı için bu raddeye bile iyi geldiler.
Ne oy var ne yorum, emeğimin karşılığı alınmayınca cidden kendimi kötü hissediyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arkadaş (bxb)
Teen FictionSözde arkadaş ama birbirimizi delice sahiplenip sevdiğimiz bir türden. Sahi, bu ne anlama geliyordu ki?