Bölüm 1: Sen Kimsin?

906 49 8
                                    

#Serenay

Begüm'le oturmuş, kız kıza sohbet ediyorduk. Hakan internette gezinirken, Turabi ve Hilmicem yeni getirttikleri tahtalarla bir dans pisti yapıyorlardı. Yani, en azından biz öyle biliyorduk.

"Sence bu hafta kim gelecek?" dedi Begüm.
"İnşallah Merve Oflaz gelir. Sen ne diyorsun?"
"Sahra ya da Nadya olabilir. Belki de Hasan abi?"
"Sorun çıkacak isimler gelmesin de.." dedim suratımı ekşiterek.
"Merve Aydın gibi mi?" Gülmeye başladık.

Kulağına eğildim, fısıldadım.

"Evet aynen onun gibi biri."

Etrafta kameralar vardı. Kötü bir izlenim oluşturmak istemedim. Konuyu değiştirdim.

"Begüm?"
"Evet?"
"Sen geçen seneden bilirsin. Hilmicem nasıl biri? Yani sonuçta takımda bir takım kavgalar oldu. İşte örneğin Hasan abi ve Turabi. Onlar kişiliklerini az çok gösterdiler. Ama Hilmicem'i hiç tanıyamadım."

"Oo yavaş konuş Serenay hanım. Neden bu kadar meraklısın Hilmi'ye?" Dedi ve göz kırptı.

"Hayır canım tabiki öyle bişey yok yanlış anlama." Kızardığımı hissediyordum.

"Yok mu dersin?" Dedi tek kaşını kaldırarak.

"Yok." Dedim göz devirerek.

"Tamam tamam öyleyse şöyle açıklayayım sana. Hilmicem biraz huysuzdur. Birisine birşey derse sözünün aksini söylemez mesela. Sonraa...*kafasını kaşır* Kararlıdır. Yapacağım derse sonunda kadar gider. Yani romantik mi bilmiyorum." Dedi son söylediğine vurgu yaparak.
"Begüm kendini boğdurtma kızım."
"Tamam tamam kızma hemen. Artık yemeği hazırlasak mı?"

***

Yemeği hazırlarken Turabi ve Hilmicem içeri girdiler.

"Orta boy tahtayı kim aldı?" Bunu söyleyen Turabi'ydi.
Biz haberimiz yokcasına kafa salladık. Hakana döndü ve tekrar konuştu.

"Hakan bi baksana kardeşim?"

Bilgisayara bakan gözlerini Turabi'ye çeviren Hakan cevap verdi.

"Söyle Turabi."
"Tahtayı sen mi aldın?"
"Hangi tahta?"
"Laga luga yapma kardeşim. Tahta aldıysan söyle."
"Almadım diyorum sana."
"O zaman bunlar uçtu mu birader?"

Turabi alevlenmeye başlamıştı. Begümle birbirime bakındık. Araya girmemeye karar verdik.

"İlk tahtalar kargoyla geldiğinde bir tane almıştım Turabi. Ama o senin tahtan değildi."
"Nasıl değildi lan? Hilmiyle istettik biz onları."
"Bak lanlu lunlu konuşma."
"Konuşurum lan sana mı soracağım?"
"Turabi bak..."

Hakan ayaklandı Turabiye yöneldi. Turabi de aynı şekilde yaklaştı.

"Kitaplık sallanıyordu bi tahta koydum altına. Yedik mi tahtanı?"
"O zaman bana soracaksın birader."
"Nerden sana soracam ya?" dedi Hakan elini kaldırarak.
"Bana el kol yapma kötü olur."
"Naparsın? Döver misin?"

Turabi'nin gözünden alevler fışkırıyordu. Hilmicem Turabiyi tutmaya başladı. Biz de yemeği bırakıp Hakan'ı tuttuk. Biraz çabayla birbirlerine girmelerini engellemiştik.

"Sana varya burayı dar edeceğim! Duydun mu beni! Sen, bu yarışmadan galip çıkamayacaksın duydun mu! Bittin sen oğlum bittin!"
Hakanı içeri odaya çekmeye çalışırken Hakan bağırıyordu bunları. Karşıdan cevap geldi.

"Sen mi burayı bana dar edeceksin birader? Kapıdan çıkarken giyeceğin kıyafeti düşün sen."

"O kıyafeti göremeyecek olman çok üzücü!"

Sonunda Hakan'ı çekmiştik içeriye. Az da olsa sakinleştirmiştik.

"Tamam bırakın ya ben sakinim."
"Hayır değilsin Hako. Biraz bekle şurda."

Begüm elinde bir bardak suyla geldi.

"Sağol Begüm." Dedi suyu yudumlayarak.

Hakan'ı uzun ısrarlarından sonra bırakmıştık. Tabiki gidip Turabi'nin yakınlarında dolaşmaması üzerine söz aldıktan sonra.

Yemeği pişirdik Begümle. Herkes sofraya oturdu.
Turabi'nin Hakan'a attığı bakışlar ortamı çok geriyordu. Hafiften ortamı yumuşatayım derken;

"Ee pisti nasıl yaptınız Hilmicem?" Begüm atladı araya. Olsun, gene de ortamın yumuşayacağına sevinmiştim.
"Valla iyi gidiyor Begüm başka bir parça koyduk ama iyi oldu gibi."

Hilmicem de az değildi, alttan alttan kaşıyordu.
Begüm'ün cevapsız kalması üzerine Hilmicem tekrar konuştu;

"Ee Serenay bugün naptınız?"
"B-biz mi?"
"Evet."
"Sohbet ettik Begümle. Sonra biraz iç dekore hakkında konuştuk. Bu arada en kısa sürede buraya mobilyaları falan alalım."
"Aynen aynen."dedi küçücük bir gülümsemeyle. Gözlemin içine bakarak..

***

Yemek bitmişti. Birden Ütopya çanı çaldı. Bir not gelmişti. Herkes sandıklarına tek tek oturdu. Hilmicem çalan çanla gelen zarfı getirdi ve okumaya başladı.

"Sevgili Ütopyalılar, ne yazık ki..."

Arkadaşlar umarım beğenmişsinizdir. Ne kadar çok vote gelirse bölümler o kadar çabuk gelecek. Sınır koymuyorum. Yorumlarınızla olmasını istediğiniz şeyleri yazmayı unutmayın. Fikirleriniz benim için çok önemli. Hepinizi öptüm!:)

Ütopya ALL STARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin