4

519 39 8
                                    

Yorum ve Vote armayı unutmayın arkadaşlar.

🎤

Bol sohbetli, keyifli ve kahkahalı geçen yolculuğun sonunda iki katlı, büyük bahçesi olan bir evin önünde durdu araba.

Ben etrafı incelerken Barış Alper "Güzelim bahçe kapısı açık, sen geç içeriye bende arabayı garaja park edip geliyorum."dedi.

"Tamam."diyerek kemerimi çözdüm ve çantamı alıp indim arabadan.

Barış Alper birkaç metre uzaklıkta olan garaja arabayı park ederken bende bahçe kapısından içeriye girdim.

İlk dikkatimi çeken bahçedeki renkli çiçekler oldu, onlarda yetmezmiş gibi birkaç tanede meyve ağacı vardı. Bunların Barış Alpere ait olduğunu hiç sanmıyorum.

Dışardan bakılınca çiçekle, böcekle uğraşacak bir insan gibi görünmüyor.

Ben bahçedeki çiçekleri incelerken belimde bir baskı hissetim. Geri çekilmedim, çünkü bu kişi Barış Alperden başkası olamazdı.

Belime koyduğu ellerini karnıma sürterek karnımın üzerinde birleştirdi ve beni kolları arasına haps etti.

"Çiçekleri sever misin?"diye sordu ve çenesini omuzuma yasladı.

"Hem de çok Seninki kadar olmasa da Londra'daki evimde büyük bir bahçem vardı. Kendim bakıyordum hepsine. Hepsini orada bırakmak zorunda kaldım, umarım evin yeni sahipleri de benim kadar iyi bakarlar."diyerek ellerimi ellerinin üzerine koydum.

"Bunları sen dikmedin değil mi?"diye sorduğumda kıkırdadı

"Hayır güzelim. Bu güzel görünümünün mimarları annem ve babam."dediğinde başımı ben anlamıştım der gibi salladım.

"Anlamıştım zaten, çiçekle toprakla uğraşacak bir insana pek benzemiyorsun."

"Allah, allah nasıl bir insana benziyorum?"diye sordu Barış Alper.

"Bahçede top koşturan ve topunla çiçeklere zarar veren birine benziyorsun."dediğimde güldü.

"Doğru, sonra annesinin gözü gibi baktığı çiçeklere zarar verdiğinden dolayı annesinden dayak yiyen bir erkek çocuğuyum."diye anlattığında bu sefer gülen taraf bendim.

"Haketmişsin."dediğimde beni dikkatli bir şekilde kendiside doğru döndürdü.

"Tüm hatalarımı misliyle telafi ettim güzelim."dediğinde hiç şüphem yoktu.

Bu zamana kadar zarar verdiği çiçeklerden daha fazlasını ve daha güzellerini kesin almıştır annesine.

"Hadi eve geçelim, hava soğuk biraz üşütme."diyerek sağ elimi sol avucunun içine aldı ve benimle birlikte kapıya doğru ilerledi.

"Çiçekleri sevdiğin kadar hayvanları da sever misin?" Diye sordu.

Neden böyle bir soru sorduğunu tabikide anlamıştım, küçük, sevimli ve tüylü bir dostu vardı. Ondan rahatsız olup olmayacağımı soruyordu.

"Bu geçen üç gün boyunca onun profilinde yatıp kalktığımızı belli etme Masal,rezil oluruz." Diyerek konuştu iç sesim benimle.

Sportscaster / Barış Alper Yılmaz +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin