10. bölüm

17 1 2
                                    

  Kacchan:
  Demek kaçmaya çalıştın hemde bu halde...

Ona sinirliydim fakat bı o kadarda şimdi yapacagimdan dolayı benden nefret etmesinden korkuyordum zaten doğru düzgün tanışmamıştik ama garip bı şekilde onu önemsiyordum
  Ben ona kırgınlıkla bakarken doktor çantasından maskeyi çıkartmışti.
Ben dekunun kollarını iki yanda tutarken o maskeyi taktı ve uyku gazını enjekte etti bu sırada deku korkuyla çırpınıyordu
   O çırpındıkça benim canım aciyordu ama gitmesinde istemiyordum. Yavaş yavaş tuttuğum kollar direnmeyi bıraktı ve gözlerindeki korku yerini uykuya bıraktı...

  ( İzukunun ağızindan )

   Nefes nefese uyandım. Kafam çok dağınıktı tek düşüne bildiğim boğazımdaki kuruluktu ne yapmam gerektiğini bilmiyordum bı kaç kez yutkundum ama yeterli gelmedi uzandigim yerden doğrulup etrafa baktim daha önce hiç görmediğim büyük bı oda da geniş bı yataktaydim.
    Yatağın ucunda bı masa vardı ve üstünde de içi su dolu bı bardak sanırım insanlar bogazlarindaki acıyı böyle geçiriyordu bardak düşmesin diye iki elimle sıkıca sardım ve ağzıma dökmeye çalıştım çalıştım diyorum çünkü suyun yarısı üstüme ve yatağa dökülmüştü pullarım parlıyordu.
 
   Bı an durdum neden buradayım bana ne olmuştu, anılar birer birer aklıma dolmaya başladı.
   Kacchanin kaçma girişimime kızması doktorun ağzıma garip bişey takması ve bayilmadan hemen önce gördüğüm özürler dileyen o yakut gözler...
  Aklıma ilk gelen sesim oldu çünkü kaçmama kizdiysa şuan bunu engelleyebilecegi tek şey sesimdi bardağı yere fırlatıp dolu dolu gözlerle boynumu kontrol ettim ve evet orada garip bişey vardı çıkarmaya çalıştım ama hiçbir faydası yoktu
   Tırnaklarimla derimi ve şu boğazıma takılan minik aleti sökmeye çalıştım bı yandan onu çıkarmak için çirpinirken bı yandan da bağıra bağıra ağlıyordum
  Canım yanıyordu ama bunu yapanin kendi tırnaklarım olduğunu henüz anlamamıştım
   Ben ağlarken birileri odaya daldı kim olduğu yada niye geldiği umrumda degildi tek istediğim şu lanet şeyin vücudundan çıkmasıydi
   Ben boğazımı biraz daha tirmalarken iki el bileğimi tuttu canımın acısıyla daha sesli bağırdım

Deku:
AGH! CANİM YANİYORR, CANİM ACİYOR!!

  Ellerimi kurtarıp o şeyi çıkartma çabalarıma devam ettim her ne kadar canım yansada durmak istemiyordum

???:
  SİKTİR! SAKİN OL KENDİNE ZARAR VERDİGİNİ ANLAYAMİYORMUSUN ÇEK ELLERİNİ BOGAZİNDAN!

   Kendi çikliklarimdan kimin olduğunu anlayamadigim kişi bilegimi tekrar tuttu bu sefer daha sıkı tutuyordu ben çırpınmaya devam ederken ellerimi bırakıp bı anda bana sarıldı bı eli ve kafasıyla boynumu sardı bu ne kadar daha iyi hissettirsede duramiyordum tırnaklarımı bu seferde kim olduğunu anlayamadigim kişinin sırtına bastırdım o ise diğer eliyle sırtımı sivazlayip bişeyler söylüyordu

  ???:
    Sakin ol...Rahatla bişey yok sakin sakin... Evet böyle...

Daha iyi olduğumda tırnaklarımı sırtından çekip  ellerimi iki yanıma bıraktım kafamı biraz kaldırdığımda karşımda bana acıyan gözlerle bakan iki kişi vardı birini tanımıyordum ama diğeri muhtemelen kacchana kaçmaya calistigimi söyleyen Denkiydi hayal kırıklığı ve kızgınlık dolu bakışlarımı anlamış olmalı ki kafasını eğdi
  Kafamı biraz çevirip bana sarılan kişiye baktım bu kacchandi korkuyla onu itip sırtım yatağın başına gelene kadar geri gittim dizlerimi kendime çektim. Her ne kadar işe yaramayacağını bilsemde bı elimi boynuma götürüp kasiyordum
  
   İzuku:
Ben-benden uzak dur

Dedim korkuyla, sesim titriyordu. O ise bana yalvaran gözlerle bakıyordu sanki korkma diyor gibiydi

   Kacchan:
Senden özür dilerim. Gerçekten amacim sana zarar vermek değil yemin ederim sadece kacmani isteme-

  İzuku:
NEDEN BAHSEDİYORSUN SEN BANA ŞU SAÇMA SAPAN ŞEYİ TAKTİN ZATEN DAHA NE KADAR ZARAR VERİREBİLİRSİ- ÖHK ÖHGK ÖĞH!

  Bagirmamin sonucu olarak öksürürken denki hareketlendi ve herkese dışarı çıkmasinı söyledi kacchan pek istemesede kırmızı saçlı yabancı omzuna dokununca sonkez bana bakıp o da çıktı. Şimdi denkiyle baş basaydik.
  Sinirliydim çünkü benim tarafımda olduğunu söylemişti ve beni yüz üstü bırakmıştı...
  Bana bakmadan odanın köşesindeki dolaba gitti bı şeyler arıyordu
   Tam ona bunu neden yaptığını sormak uzereyken benden önce o konuşmaya başladı

Denki:
Biliyorum bana kizginsin ama inanki bunu kendi isteyimle söylemedim çok ısrar etti eğer söylemeseydim muhtemelen daha kötü şeylerde olabilirdi. Özür dilerim...

  Dedikleri doğruysa harbiden onun suçu yoktu ama genede üzülmüştüm beni bu şeyi takmaktan kurtaramamisti
  Bulduğu merhemle yanıma geldi ve az önce kendi tirnaklarimla cizdigim boynuma sürmeye başladı. Gerçekten kötü çizmiş olmaliyimki eli ne kadar hafifde olsa acıyordu

İzuku:
Haklısın suç sende değil. Kendini suçlama

  Biraz daha sürdükten sonra kremin kapağını kapatıp aldığı yere koydu

  Denki:
Biraz yürümek istermisin?
 
Dediğine güldüm çünkü yureyemiyordum ama o bunu unutmuş gibiydi

   İzuku:
Yürüyebilecegimi sanmıyorum

  Dedim gülerek o da anlamış olmalı ki o da güldü ve kapıdan uzanıp dışarıdaki birinden tekerlekli sandalye istedi
  Biraz bekledikten sonra bı adam denkiye sandalyeyi verdi o da beni sandalyeye yerleştirip dışarı çıkardı .

____________________________________________

Degerli okuyucularım mantıksız bulduğunuz şeyleri bana iletebilirsiniz ( hayatımda hiç deniz oğlanı görmedim beni horgorun bu yüzden)

Deniz Oğlanı {BKDK}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin