Kayıp Melekler

233 22 228
                                    

Öncelikle merhaba. Bu benim ilk ficim olacak ve elbette mükemmel yazmıyorum. Herhangi bir mantık ya da yazım yanlışıyla karşılaşırsanız güzel bir şekilde belirtirseniz sevinirim.

Karakterlere küfür edebilirsiniz elbette bunda bir sorun yok benim için ama kendime ya da aileme karşılık bir hakaret görmek istemiyorum.

Söyleyeceklerim bu kadardı. Daha doğrusu ne söyleyeceğimi de bilemiyorum. Umarım beğenirsiniz. Okuduğunuz için teşekkürler.

Medya: Avril Lavigne - I fell in love with the devil

(Not: yavsak kardeşim burdan sana sesleniyorum herhangi bir spoi verirsen önce buradan seni engeller ardından odana gelip seni döverim 😊🔪)

...

"Ve şayet şeytan bir gün tanrının önünde eğilip ondan af dilerse işte o zaman cennet ve cehennem birleşecek. Kötülük kalplerden temizlenecek ve her canlı en başta olduğu gibi iyilikle kuşatılacak."

Bizi iblisler ve şeytanla ilgili bilgilendirmek için görevlendirilen melek olan Bay Choi'nin cümlesinin bitmesi ile alandaki meleklerden biri söze girmişti. "Peki böyle bir şey mümkün mü? Bize şeytanın tanrıya isyanını ve öfkesini anlattınız bunca zaman. Nasıl bir durum şeytanın af dilemesine sebep olabilir ki?" demesiyle sessizlik oluşmuştu.

Sözleri mantıklı gelmişti. Tanrıya isyan edip savaş başlatacak kadar gözü dönen bir yaratık, nasıl bir durum karşısında af dileyebilirdi ki? Merakla gözlerimi Bay Choi'ye çevirdiğim de bu sorunun onu da düşündürdüğünü fark etmiştim. Cevabı o da bilmiyordu anlaşılan.

"Bunun cevabını benim ya da bir başkasının bileceğini sanmıyorum. Ama şeytanın bir gün tövbe edeceğine dair bir kehanet var. Biz buna dayalı konuşup sizin gibi bebek melekleri bilgilendirmekle görevliyiz sadece." şeklinde konuşmasını bitirmişti. Bebek melekler demesine karşılık gözlerimi devirmek gibi bir reflekste bulunmamı da engelleyememiştim. Ve anladığım kadarıyla göz göze geldiğim arkadaşım da bu hareketimi görüp gülümsemiş kafasını onaylamazca iki yana sallamıştı.

Bay Choi'nin, bugünlük bu kadar yeterli dediğini duymamla beraber oturduğum çimenlerin üstünden anında kalkmıştım. Benim gibi diğer melekler de ayaklanırken Jimin anında gülümseyerek yanıma gelmişti.

"Gözlerini şöyle yapıp durma en sonunda öyle kalacaklar. Ayrıca yaptığın çok ayıp Bay Choi görse çok kızardı. Bir meleğe yakışmadığına dair uzun bir konuşma yapardı eminim ki."

Bu dediklerine karşı gülümsesemde söylenmeden edememiştim. "Ama ne yapabilirim. Kocaman melekleriz ve bedenlerimiz erişkinliğe ulaştı. Buna rağmen bize bebek şeklinde hitap etmeye devam ediyorlar. Çok saçma."

Söylediklerimle beraber Jimin tekrar konuşmaya girmişti. " Hadi ama Jeongguk sana kaç defa söyledim bunun sebebini. Aramızda binlerce yıldır yaşayan melekler var. Vücudumuz erişkinliğe ulaşmış olabilir ama onlar için bir bebekten farkımız yok. Binlerce yıldır yaşayan bir meleğin senin gibi yirmi bir yıldır yaşayan bir meleği bebek olarak görmesi çok normal. Takılma artık şu konuya."

Dedikleri mantıklıydı aslında ama bir yandan da mantıklı gelmiyordu. İstesem şuan biriyle evlenip çocuk bile yapardım. Kimse buna bir şey söylemezdi bile. Buna rağmen hala bebek olarak anılıyorduk. Saçmaydı işte.

Kendi düşüncelerime dalmış bir şekilde ilerlerken tekrar Jimin'in sesini duymamla ona dönmüştüm. "Bırak şimdi bebeğini falan sana bir şey söyleyeceğim. Ama daha sakin bir yere geçelim." diyerek etrafı göstermişti. Bende kafamı kaldırıp baktığımda bir çok meleğin kendi işleriyle meşgul olduğunu görmüştüm. Onu kafamla onayladıktan sonra adımlarım meydana göre daha sakin duran ormana doğru ilerlemişti.

Devil's Paradise | TKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin