Bölüm 4 : Hiç sevmezdim zaten Berk'leri

25 2 0
                                    

Kûlübemsi bir yerde uyandım. O kadar üşümüşümki uzaktaki şöminenin sıcaklığını hissediyordum. Ayağa kalkamadım başım dönüyor, boynum ağrıyor, midem bulanıyor,kollarım ve bacaklarım tutmuyordu. Sürüne sürüne şöminenin yanına gittim. Sıcaklığı hissetsemde bedenimi ısıtamıyordum. Kapı sesi geldi. Gelen Beril'di. Odun kesmiş. Neden bu kadar kötü hissettiğimi sordum. Boynumu ısırıdığında aslında şahdamarımı parçalamış ve şahdamar yoluylada kalbime vampir zehri enjekte etmiş. Vampir zehri öldükden sonra işleve giriyormuş. Yani şu an ölüyüm ve vampir zehri yavaş yavaş etkisini gösteriyor. Kollarımı ve bacaklarımı hareket ettirememe sebebim ise kollarıma ve bacaklarıma kan gitmemesiymiş. Ama artık damarlarımda vampir kanı akıyordu.
Uyumaktan başka yapabileceğim hiç bir şey yoktu.

Sabahın 4'ünde Beril beni uyandırdı
-Kalk artık peşimize düşmüşler bile
-Kim ?

-Avcılar

-Bu halde nasıl gidebilirim ?
-Senin bedenin senin beynin sen ne dersen o olur. Sadece biraz odaklan.

Beril'in bu sözleri beni çok gaza getirmişti fakat hâlâ yürüyecek kadar gücüm yoktu.

-Beril çok hızlı nefes alıyordu.
-Beril ben yapamıcam.
-Nasıl ya ? Olması lağzım.
-Konsantre olamıyorum.
-Ah lanet olsun.
Beril beni kucağına alıp koşmaya başladı. Bu durumdan hoşnut değildim. Bilirsiniz işte bi kız beni taşıyor,ne kadar utanıyorum bilemezsiniz.

Yaklaşık 45 dakikadır Beril'le yoldayız ve utancımdan yerin dibine girmiş bir şekildeyim.
İnce bir sesle" İstersen biraz dinlen."dedim. Demez olaydım. Öyle bir baktı ki dövse,sövse daha iyi.

Bir süre sonra"Aslında haklısın hava soğumaya başlıyor"dedi. Şaşırmıştım.

-Bahadır
-Efendim
-Buralarda bir yerde seni bırakıp çalı,çırpı toplamaya gidicem. Kar yağmaya başladı 1 saate kadarda güneş batar.
-Tamam.

Hemen hemen 25 dakikadır Beril gelmedi. Ormanın derinliklerinden sesler gelmeye başladı. Burada elim ayağım bağlı oturmaktan nefret ediyorum ! Umarım Beril'e bir şey olmamıştır .

Zaman geçmek bilmiyordu. Ne yapacağım hakkında hiç bir fikrim yoktu. Sağ , sola bakındım ve çalıların arasında bişey farkettim. Ne olduğunu bilmiyordum. Kaçmasın diye onu fark etmemiş gibi yaptım büyük bir ihtimâl beni izleyen bir kişiydi.
Karnım çok açtı. O çalıdan ne çıksa yiyebilirdim.
Sanki bacağımı hareket ettirebiliyordum. Çalıdaki şey herneyse onu ürkütmeden çalıya hızlı bir şekilde koştum. Umduğum gibi bir hayvandı. Ve buna sevindim. Galiba bir gelincikti. Hızlı hızlı ormana gittim. Ağzımdan biri tuttu,ağacın kenarına çekti. Saçları turuncuydu.
-Ben Beril'in küçük erkek kardeşiyim adım Berk.Babamla birlikte ablamı bulmaya geldik. Ablam ve babmı yakaladılar. Ben o sırada tuvaletimi yapmaya gitmiştim.
-Nereye götürüldüğünü biliyorsun ?
-Onları takip ettim. Ormanın derinlerindeki eski bi kampda.

Hemen yola koyulduk. Kampın girişinde iki adam vardı. Berk adamların boynunu kırdı. Ben koşa koşa içeri daldım. Beril bir sandalyede bağlıydı. Ağzını çözdüğümde "Bu bir tuzak ! Tavandaki mühürden hiç bir vampir çıkamaz." dedi. O sırada içeri Berk geldi
-Berk ! Buda ne ?
-Sadece bir mühür.
-Sana güvenmiştim.
-Onu ablamla kaçıp gitmeden önce düşünseydin.
-Ben nereden biliyim !
-Sus konuşma. Kendini yorma
-Ahh lanet olsun bittin sen buradan kurtulayım varya.

-Abla ?
-Bana Abla deme !
-Peki. Nede olsa bir gün sinirin geçer.
Bir kaç kez mührü zorladım fakat cidden geçemiyorum. Sanki görünmez bir duvar var.
Berk Beril'e bıçak fırlattı beni sinirlendirip benle eğleniyordu."Nede olsa ölmüyor" diyip  bıçak fırlatmaya devam ediyordu. Beril'in canının acıdığını fark ediyordum.
Bariyeri yumrukluyordum . Barıyerdeki kırılmayı gözümle görebiliyordum. Tüm gücümle bariyere abanmaya başladım. Aynı noktaya sürekli vurmaya başladım yumruklarım kanamaya başlamıştı. O kadar canım acıyordu ki Berk  bile fark edip gülüyordu. Berk bıçaklarını bileyerek benimle dalga geçiyordu.
Beril " Sen melezsin ! O duvarı yenebilirsin ! " dedi. Fena gaza gelmiştim. Son bi yumrukla mührü yerle bir ettim. Bariyeri kırar kırmaz Berk'e koştum. Yüzünü yumrukluyordum. Tek eliyle beni havaya uçurdu yere nasıl düştüğümü fark edemedim.Berk:
-Sen melezsin senin tek yumruğun benim 2 yumruğum.
Yerden kalktığım gibi üstüne koştum. Boğazından tutup havaya kaldırdı. Boynumu sıkıyordu. Karnına tekme attım, eğildi. Kafasını bacaklarımın arasına alıp sıkmaya başladım. Acı çektiğini hissedebiliyordum kafası kopmak üzereydi. Beril "Dur ! Ne olursa olsun o benim kardeşim ! " dedi. Bırakıp Beril'in yanına döndüm iplerini çözdüm o sırada Berk bana art arda bıçak fırlattı fakat hiç biri bana gelmedi. Berk neredeyse ben hariç herşeyi vurmuştu. Gözüm dönmüştü. Sinirim tavan yaptı sağ gözüm turuncuya dönüştü. Berk'e doğru atıldım. Altıma aldım vurmaya,parçalamaya başladım. Beril beni zor durdurdu. Beril'in bana bakışları değişmişti. Sesi titreyerek bana
"GÖZÜN ! " dedi...

TurunçgillerdenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin