18.

418 61 15
                                    



kendimi korkunç bir kabusun içinde kapana kısılmış gibi hissediyordum. ida çaresizce arkasına baktı. o an geriye giderek kaçmak istediğini anlamıştım. fakat arkamızda da büyük siyah bir araba vardı. etrafımız ise adamlarla çevriliydi. inip kaçamazdık. çaresiz gözleri en sonunda bana döndüğünde ağlamak istedim. o kadar üzgün, endişeli bakıyordu ki içimde bir şeyler kopmuştu. elini uzatıp alnımdan akmaya başlayan kanıma hafifçe dokundu. "ben ineceğim. sen şoför koltuğuna geçip gideceksin," sesi endişeli ve itiraz kabul etmez bir şekildeydi.

"hayır," dedim hızla. "seni..." sözümü hızla böldü. "sakın itiraz etme."

"ida, yapamam." onaylamaz bir şekilde başımı salladım. o ara başıma sert bir ağrı girdi fakat bunu ona belli etmemek için dişlerimi sıktım. güzel bir gün geçirmiş sadece evimize gitmek istemiştik.

"beni seviyorsan."

"benden bunu isteme..." gözlerimden yaşlar süzülüyor çaresizce ona bakıyordum. onu asla geride bırakmazdım, bırakamazdım.

hangi ara arabanın yanına birinin yaklaştığını fark etmemiştim. camı tıklattığında ida sıkıntılı bir nefes bırakarak arabadan indi ve kapıyı kilitledi.
adamla birlikte yürümeye başladığında onların arabasına binmeden önce son kez bana baktı. göz yaşlarım hızla süzülmeye başladığında sadece öylece baktım.

arabadan inmek koşup onun yanına gitmek istiyordum. bu çok mantıklı olmasada bunu yapmak istiyordum. arabanın içini telefon sesi doldurduğunda çalan telefon idanındı ve ateş arıyordu. telefonu alıp çağrıyı yanıtladım. belki ateş yardımcı olurdu.

"ida nerdesiniz? eve geçtiniz mi?" endişeli sesi oldukça seçiliyordu.

"ateş benim." dedim hızla göz yaşlarımı silip. "ida ile eve gidiyorduk. iki tane araba önümüzü kesti. idayı aldılar."

"siktir! ona söyledim. senide alıp kaçmasını söyledim."

ağlamam şiddetlendi. ida ile konuşma fırsatımız olmamıştı haliyle hiç bir şey bilmiyordum.

"biz geliyoruz tamam mı? korkma sakın." dedi endişeyle. görebilecekmiş gibi başımı onaylar bir şekilde salladım. o ara idanın bindiği arabanın kapısının açıldığını gördüm. ida söylenerek indi ve hızlı adımlarla bana geldi. önce kapının kilidi açıldı hızla bindiğinde anlaşmış gibi kollarımızı birbirimize sardık.

"bebeğim çok mu korktun? korkma, hallettim. şimdi evimize gideceğiz." yatıştırıcı bir şekilde konuşup biraz beni sakinleştirdi. yavaşça ayrıldığında gözleri dikkatle yüzüme baktı, alnımdaki yarada biraz oyalanmıştı.

"çok acıyor mu?" diye sordu kısık sesiyle.
çenesini sıktığını görebiliyordum.

"hayır," dedim. buna ikimizde inanmamıştık.

ilk yardım çantasını alıp yaramla ilgilendi.
daha sonra ona ateşin onu aradığını söyledim. ida ona geri döndü ve iyi olduğunu söyledi. bende o sıra hasar kontrolü yaptım. iyiydi. yani görünürde bir şey yoktu. ida arabayı çalıştırdığında ikimizde sessizdik. eve geldiğimizde ateş ve edizin bizden önce eve geldiklerini görmüştük.

"iyi misin?" ediz ilgiyle yüzüme baktı. edizi seviyordum. tanıştığımız günden itibaren arada konuşuyorduk ve çok tatlıydı. yani dışarıdan soğuk dursada tanıdıkça öyle biri olmadığını anlamıştım.

"iyiyim," dedim buruk bir tebessüm oluştu dudaklarımda.

"verdin mi belgeleri?" diye sordu ateş. ilk sorusunun bu olması canımı oldukça sıkarken ona öfkeyle baktım. iyi misin demesini beklerdim.

ida sessizce başını salladı. onu böyle görmek beni mahvediyordu. kaburgalarım acıyordu.

"sana inanamıyorum. biz o belgeleri alabilmek için neler yaşadık. ediz ölümden dönmüş benden o yüzden ayrılmış..." öfkeyle konuşan ateşi ediz susturdu. eğer ediz araya girmeseydi ben araya girecektim ve kesinlikle yüzüne sert bir tokat yiyecekti. belki de vurmalıydım.

"sakin ol. yarın konuşalım."

"hayır, şimdi konuşacağız. sana dedim peşindeler git buradan ortalıktan kaybol dedim. neden verdin?"

ida inanamayarak ateşe baktı. birkaç adımla ateşe yaklaştım ve sertçe yanağına bir tokat attım. başı yan döndü kısa bir süre. şaşkınlıkla baktı.

"bunu gerçekten sordun mu?" dedi ida. yüzünde hayal kırıklığı vardı. "sevdiğim kızla tehdit edildim. eğer o belgeleri vermeseydim dersuyu öldüreceklerdi."

"özür dilerim." dedi ateş her ikimizede bakarak. fakat gözleri daha çok idadaydı. "çok öfkeliyim ve size bir şey olmasından çok korktum. mantıklı düşünemiyorum."

"ateş git." dedi ida sadece.

"ida..."

"siktir git!" bağırarak araya girdim. "seni istemiyor. hadi yürü."

ateş sıkıntılı bir nefes bıraktı ve edizle ellerini birleştirip evden çıktılar. yorgunlukla koltuğa uzandım. ida'da yanıma uzanmadan önce gülerek bana baktı. kaşlarımı hafifçe çattım. "neden öyle bakıyorsun?"

"kızımın beni savunması çok hoşuma gitti. nasıl attın tokatı?"

tebessüm ettim. "seni üzen karşısında beni bulur." dedim hafif alayla.

yavaşça başucuma oturdu ve başımı kaldırıp dizlerine koydu. elleri saçlarıma gitti ve onları yavaşça okşamaya başladı. alttan ona baktım. "ateş çok aptal." düşünmeden konuşmuştum.

ida sessiz kaldı sadece beni izledi. "başım çok mu kötü görünüyor?" diye sormadan edemedim. sürekli sıkıntıyla oraya bakıyordu. izinin kalacağını mı düşünüyordu?

"hayır," dedi kısık sesiyle. "sadece böyle olması canımı sıkıyor. ayda yılda bir arkadaşlarınla dışarı çıktın dönüşte olana bak..."

"ida, problem değil. sen iyisin ben iyiyim." bacaklarından doğruldum dudaklarına uzanmadan önce fısıldadım. "sana o kadar aşığım ki..." sıcak dudaklarını yavaşça tadını çıkartarak öpmeye başladım. o da benim yavaşlığıma uydu ve karşılık vermeye başladı. bedenimi kucağına çektiğinde kollarımı boynuna sardım ve hafifçe kısa bir süre bacağına sürtündüm.

onu o kadar çok istiyordum ki kelimelere dökemiyordum. idanın elleri yavaşça yüzümü okşamaya başladı. okşayışı şefkatliydi. bir kedi gibi mırıldandım. mırıldanmamla dudakları hafifçe kıvrıldı. kaç dakika öyle öpüştük bilmiyorum ama kapının arka arkaya çalması ile birbirimizden zorda olsa ayrıldık.

ida kapıya bakmaya giderken üstümü düzeltip peşine takıldım. kapıyı açtığında duyduğum ses şaşkınlıkla kalmamı sağladı.

"selam canım!"

bu ses ablamın sesiydi.



sizce dersunun ablasının tepkisi ne olacak? bide bu kızın ablasının adı neydi? ben hatırlamıyorum ve aramakta zor geliyor hatırlayananız var mı? varsa nolur söyleyin!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 15 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İda (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin