(Bol bol yorum bekliyorumm💌)
Pazartesi 13.56
Meriç Atakul: yaklaşık bi 5 saat yazamicam. Şimdi hemen yazayım dedim.
Siz: çok az bir süre sonra zil çalacak zaten.
Siz: çok konuşamayız zaten
Meriç Atakul: eeee ne yapıyorsun?
Siz: iyi, siz?
Meriç Atakul: bende iyiyim...
Siz: sizinle ne konuşmalıyım bilemiyorum doğrusu
Meriç Atakul: ben size neden yazdığımı bile bilemiyorum
Siz: şiir sever misiniz?
Meriç Atakul: pek dinlemem
Siz: bende dinlemem. Niye sordum ki zaten?
Siz: işler nasıl gidiyor?
Meriç Atakul: iyi gidiyor...
Siz: sizi tanıyanilirmiyim?
Siz: fotoğrafınızı atabilirmisiniz yani?
Meriç Atakul: *foto
Siz: *foto
Meriç Atakul: Bade... Ne güzel. Adım kadar güzelsin
Siz: sizde az değilsiniz, Meriç bey!..
Meriç Atakul: bunu söyleyen ilk kişi değilsin
Meriç Atakul: ama son olmanı isterdim
Siz: ilk olmadığıma emindim zaten
Siz: ama son olamayacağıma da eminim
Meriç Atakul: seninle konuşmak neden hoşuma gidiyor?
Siz: doğrusu aynı soru sizin için de geçerli.
Siz: boyunuz kaç?
Meriç Atakul: anlamadım
Siz: boyunuz kaç.kaç yani?
Meriç Atakul: siz de söyleyecek misiniz?
Siz: neden olmasın?
Meriç Atakul: 2.1
Siz: 1.72
Meriç Atakul: 2.1
Siz: maşşallahSiz: serpi boylum dedikleri bu olsa derek
Meriç Atakul: asker olmuşum o kadar uzun olayım bir zahmet
Meriç Atakul: ülkemizi en iyi şekilde tanıtalım, değil mi ama?
Siz: zil çaldı. Yazarsın.
Meriç Atakul: Yazarım
Cevapların da fark ettim ki kelime oyunu yapmayı seviyordu. Garip, asker psikolojisinin kötü olduğunu duymuştum. Ama Meriç beyin psikolojisinin gayet yerinde olduğunu düşünüyordum.
Ayaklanıp çantamı aldım. Tam o anda bir sesi işitti kulaklarım. "Yardım edeyim mi Bige hanım?" Geldi başımın belası...
"Teşekkürler Yusuf hocam, kalsın. Sağolun." Yapmacık bir tebessüm eşliğinde sağ tarafa bir adım atmıştım ki Yusuf hoca beni taklit ederek önüme geçti. "Bu akşam boşmusunuz diye soracaktım da?"
"Meşgulüm, gerçketen."
"So you're busy." Dedi düşünür gibi, sonra yine şakıdı. "Peki ne zaman boş olursunuz?" Ve evet, ingilizceciydi.
"Allah'ın herhangi bir gününde!" Dedim bıkkınlıkla.
"O gün için bana yer ayırır mısınız?" Bu adamın çabaları beni delirtiyor! Delirmek ne kelime çileden çıkıyorum! Hayır dedikçe evet anlıyordu.
"Ne yazık ki o günü kendime ayıracağım." Sonra bir ses yükseldi kapı tarafından. "Bade hocam İnci hanımın işi varmış, yarınki buluşma iptal!" Diye bağıran Beliz'in sesi.
"Yarın sizi alırım o zaman" dedi Yusuf hoca. Ben daha şokun etkisinden çıkamadan baş ve orta parmağıyla yanağımı tuttu ve çekti. Hemen ardından göz kırptı ve arkasına dönüp odayı terk etti.
Omuzlarım düştü ve ardından kafam önüme doğru düştü. Sakin olmak adına nefes alıp verirken masalarda oturan hocaların gülüşme sesleri geldi. Ayşe hoca atladı hemen. "Adam sana ölüyorum diyor!" Dedi yapmacık bir sevinç ve abartının abartısını yaparak. "i'm yours diyor adam! i'm blind to anyone but you diyor!"
Gülme sesleri yükselirken benim de sesim yükseldi, hemde tek bir kelimede. "BELİZZZZ!!!!!!!!"