Son 3 gün

3 0 0
                                    

Tekrar ben, selam. Ben böyleyim işte; gider gelir, gelir delilir, bipolar bir aptal.

Bir çocuk geldi yine yanıma ama benim çocuğum değildi. "Bayım!" diye bağıran bir çocuktu bu. Bilir misiniz? "Git" desem "Kal" anlar bu çocuk, o da öyle bir değişik.

"Evet, ne oldu?" dediğimde dibime kadar geldi. Aslında bir beş adım uzaktı ama bana göre bu yakındı. Lavinia, ona ihanet ediyor gibi hissetmekten kendimi alamazken iki adım geri gittim. Elindeki kağıt gözüme çarptığında, kağıdı bana uzattı. Yüzüne baktım "bu nedir?" dercesine. "Size kötü bir haberim var!" dedi o sıra. Yüz ifadesi öyle mutluydu ki bir an maytap geçtiğini düşündüm. Zarfı açtığımda ağlamak istedim, gözlerim doldu... Hesap sormak istedim.

Yürümeye başladığımda arkamdan bağırdı çocuk. "Savunduğun çiçeğe bak, kendine yeni yuva bulmaya çıkmış" Bu benim bacaklarımın tutmayı kestiği zamandı. O mavi saçlı benim sevdiğimdi, en büyük hayal kırıklığım. O benim aksime inanların hep gözüne batardı. Ayaktaydım ama her an düşecek gibi de duruyordum, evimin önüne geldiğimde kapımda aynı haberleri görmeye devam ettim. Gazete kağıtlarını topladım o sinirle hepsini bir köşede yaktım. Oturdum duvar manzaralı pencereme, bugün hayal kurmak yoktu.

Bu gece vakti de devam etti.

Terk etmemi sağlamış aynı zamanda beni beklememişti belki gelir diye. Tamam terk eden bendim belki hakkım değildi ama yemin ederim öyle bir sordu ki bir an kendimden tiksindim. "Kırdım kesin gitmek istedi kalbi izin vermedi." Benim ayrılmamı bekleme sebebi olarak saydım. İnsanlar onun ilişkisi ile ilgili - ki sadece olduğu düşünülüyor- bana kağıtlar gönderiyordu. Tonla yazı aynı şeyi söylüyordu. O an kapım da bir ses işittim, yavaş, yorgun ve dağınık saçlarım ile kapıyı açtım gece vakti dostlarımdan başka kim gelebilirdi.

O gelmişti işte.

O gece bende kaldı. Ağladı, sebebini söylemedi bende üzgün diye sormadım. Bilsem, varsa Tanrı şahit kendi mezarımı süslemeye başlardım. Güzel gözleri bana baktı. Bana gülümsedi dudakları, nerden bileyim bir başkasına ait? Benim diyordum, öyle sanıyordum. Onca kırgınlığa rağmen bende gülümsedim. Kollarımın arasına girdi, sığındı tekrar. Evimde gibi hissettim cennetim buradaydı. Sabaha doğru veda ettim bir daha ağlayana kadar gelmedi yine de bekledim.

Bilmiyorum sevgilim söylesene kaç bahar oldu? Dönmedin, dönmüyorsun. Madem benden kurtulmak istiyordun erkenden deseydin ya ne diye canını yaktığımı yüzüme vura vura söyledin? Lavinia güzelim yapma n'olursun, senin bildiğinin aksine seni kırdığımı fark etmek beni parçalıyor. "umrunda değil" derdin. Mezar taşıma adın yazılsın ki seninle bin ömür nasip olmasın ki umrumdaydı. Senden gelen her şey bana bir lütuftu, sabrım senindi. Hani derdin ya "sen beni sevmiyorsun" kızının (kız çocuklarını çok seversin) göz yaşlarında ölü bedenim yıkansın ki ben seni geceyle gündüzün arasında sevdim.

Sen sonbaharın yağmuru bittikten sonra gelen o güzel toprak kokusu gibiydin. Ah bu arada unutmadan artık cigaram karanfil kokuyor. Sen bende cigara kokusunu sevmezsin Lavinia ama üzgünüm seni kaybettiysem bırak bari cigaramdan bir zehir daha çekeyim.

Haberin var mı?

seni seviyorum.

Son 11 Gün Where stories live. Discover now