⁶ Uyuşturucu Baronu Mu?

83 8 17
                                    

VİRA-BİSMİLLAH

İyi Okumalar

-Volkan Demirel

"Oğlum az sakin ol, biz size ne zaman inanmadık. Anlat bakalım neye bulaştınız yine?"

Nefeslendikten sonra, boş bir sandalye çekip oturdu.

"Dayıcım aşk olsun ama ya, biz bu sefer hiç bir şey yapmadık valla." cümlesini bitirmesiyle Kerem'in içeri dalması bir oldu.

"Volkan abi İsmoş aşkıma katılıyorum valla bu sefer bir şey yapmadık çok masumuz." Kerem'in isyanıyla merakım daha çok artmıştı.

"siz bir şey yapmadık diyorsanız kesin bir şey yapmışsınız demektir." diye cevapladı onları Edin.

"aşk olsun hocam, aşk olsun ama yani." diyerek içeri damladı Dušan.

"olur inşallah" diyerek mırıldandı Edin.

___

-Yazar

Volkan bunu duymuştu ama duymamazlıktan geldi sevenlere saygı duyardı.

Kendisinin de kalbi doluydu yıllardır. Emre'si vardı orda.

Çıkma teklifi etmek için ufak bir sürpriz hazırlamıştı kardeşleriyle. Emre'nin doğum günü yaklaşıyordu, kafede kutlama yaptıktan sonra sahilde zaman geçirmek için ufak bir çanta hazırlamıştı Volkan. Bu bir sürpriz değil diyebilirsiniz ama asıl sürpriz Emre'nin doğum günü hediyesiydi.

Onun için manevi değeri yüksek bir kolye vardı, annesi vermişti. Kolye annesinindi babası evlendikleri gece annesine hediye etmiş. Sevgilerinin sembolü olarak anlamlandırmıştı. Annesi bu kolyeyi babası vefat edene kadar, vefat ettikten sonra da bir süre takmaya devam etmişti. Daha sonra zamanı geldi diyerek Volkan'a vermişti. Babası vefat etmeden önce annesine vasiyet etmiş, kolyeyi oğluna yani kendisine vermesini istemiş. "Bu kolye bizim sevgimize, mutluluğumuza, güzel ailemize şahit oldu. Bundan sonra da oğlumun mutluluğuna, ailesine, eşiyle arasında ki sevgiye şahit olsun" demiş rahmetli. Annesi kolyeyi kendisine verene kadar bu vasiyetten haberi dâhi yoktu Volka'nın.

___

Bütün tayfa kafede oturmuş çaylarını yudumluyordu.

Çayını höpürdeterek içen Ferdi'yi görmezden gelebilirlerse daha iyi olacaktı tabii.

"Oğlum inadına mı yapıyon? Uyuzluk olsun diye mi?" sabrı taşmış ve sormuştu Volkan. Ferdi höpürdettikçe kaşı gözü seğiriyordu.

"ya abi tadını çıkara çıkara içiyorum işte." diye cevaplamıştı Ferdi.

"ee anlatın bakalım bu sefer ne geldi başınıza?" diyerek konuyu açmıştı Nestòr.

"valla abi bu sefer suçlu değil mağduruz." diye cevaplamıştı Kerem.

"madurmuş. Sen onu bunu boşver de annemi ara kadın meraktan bir hal oldu."

Sözü kesilen Kerem'le olayı anlatma işini şuan için en aklı başında olan Mauro aldı.

"Ya bizim mahallede narkotiğin uzun süredir aradığı mimlenmiş bir uyuşturucu baronu mu ne varmış? Mahalleden biri toz alışverişine denk gelmiş ve şikâyet etmiş"

Konuyu anlatmaya başladıktan sonra Fernando ve Edin'nin gözle görülür şekilde rahatsız olduğunu fark etmişti Mauro. Aynı şekilde Dušan'da fark etmişti. Yakıştıramasalar da belki ilgileri vardır diye sıkıştırmayı akıllarının bir köşesine not ettiler.

Eğer öyleyse ne yapacaklardı? Dušan hoşlandığı adamın bir kaçak olduğunu ve pis işlerle uğraştığı bildi halde sevmeye devam mı edecekti? ya da Mauro defalarca koynuna girdiği adamdan uzaklaşacak mıydı?

Adam sormayacakmı? -Neden uzaklaştın?- diye.

Mauro düşündü, bu akşam tekrar gitmeliydi Fernando'nun yanına.

Ne olup bittiğini en acilinden öğrenmeli, konuyla bir ilgisi var mı? Yok mu? öğrenip ona göre hareket etmeliydi. Gerekirse bugün onları alan Polislerle iş birliği yapıp bu beladan kurtulmalılardı.

___Birkaç saniye Sonra___

Kimi kandırıyordu ki! onu bu kadar çok severken saçma bir karar yüzünden ayrılabilir miydi?

Ne kadar inkâr etsede yatak arkadaşı olmak istemiyor, daha fazlası olabileceklerine inanıyordu Sarışın.

Derin düşüncelerini bölen baldırında gezinen uzun, kemikli parmaklar oldu. Odağı bozulurken buz dağını andıran mavi gözleri elin sahibiyle kesişti.

Yanında ki adam yüzü ifadesini asla bozmadan bacağını okşuyor, uzun parmaklarıyla dairesel hareketlerle sarı bebeğini yatıştırmaya çalışıyordu. Nitekimde başarmıştı.

Mauro'nun ilgisi bacağında ki ele kayarken, düşünceleri aklından uçup gitmişti çoktan.

Yüzünü ifadesiz tutmaya çalışıyordu. Gerçi pekte başarılı olduğu söylenemez.

Yutkunmaları sıklaşmaya başlamıştı.

Derdi neydi bu uyuzun?

Sağ tarafında oturan Dušan bu halini önce sorgulamış, sonra da masanın üstünde duran büroda ikram ettikleri suyunu vermişti.

Mauro şişeyi aldığı gibi kana kana suyu içerken, Fernando ise elini çekmiş ve ilgisini orta da dönen sohbete vermişti.

Şimdilik bu kadar kafa karıştırmak yeterde artardı ona.

Mauro sıcaklığına alıştığı elin bir an da gitmesi ile afallamıştı.

En ufak bir hareketi bile onu bu hâle getirirken, ilk defa birlikte oldukları geceyi düşündü.

Dušan'ı aramak için gitmişti onlara, ilk başta evde olmadıklarını düşünsede aniden açılan kapıyla duştan yeni çıkmış yarı çıplak hâliyle Fernando'yu görmüştü.

İlk başta dili tutulsa da, tam açıklama yapıcakken dudaklarının üstünde ki baskıdan dolayı susmuştu, sonrasını ise hatırlamıyordu.

Sabah onun yatağında, onun koynunda uyanmıştı.

Sabaha karşı eve gelen Edin onları rahatsız etmeden sessizce kahvaltısını etmiş, onlar içinde birşeyler hazırladıktan sonra kapıyı çekip çıkmıştı.

Bu böyle birkaç defa olmuştu, ikisi de bu konu üzerine konuşmuyor, sadece hoyratça birbirlerini seviyorlardı.

Bir süre sonra şehvette katılmıştı aralarına sadece tatminlik için değil zevk içinde birlikte olmaya başlamışlardı.

Mauro fark etmeden kalbine yenilmiş ve Aşık olmuştu.

Düşüncelerine son verip yeni arkadaşları Cengiz'i gruba ekleyip eklemediklerini sordu çocuklara.

Kerem yeni hatırlamış gibi hızlıca gruba eklemişti Cengiz'i.

Bir kulağı onlarda olan Fernando yeni çocuğu merak etmişti. Hepsi onun için heyecanlanmıştı neredeyse.

Yanlız kaldıklarında Mauro'yu köşeye sıkıştırıp sormayı aklına not etti.

İkisinin de birbirlerine sorucak soruları vardı ama önce cinsel dürtülerine engel olmalılardı.

Selam!

Nasılsınız?

Biraz kısa oldu ama idare edin.

Sizi Seviyorum!

Hoşçakalın!

Kod Adı: AŞK | Multiship  (Askıya Alındı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin