"Ya hayır!"
"Hadi ama, inat etmeyi bırak Jisung"
Yaklaşık 5 dakikadır iğne olmamak için direniyordum ve fazlasıyla kararlıydım, o iğne asla yapılmayacak.
Fazla ısrar etmem üzerine doktor ben ikna olunca geleceğini söyleyip odadan gitmişti, bu yüzden Chan da beni ikna etmeye çalışıyordu.
"Asla!"
"Niye bu kadar direniyorsun?"
Aslında hersey gibi bunun da bir anısı var..
Flashback
12 yaşındaki Han Jisung artık gençleşmiş bir ergen olmuştu.
Sonunda ödevlerinden başını kaldırıp eğlenmek için kendine biraz vakit ayırabilmişti.
Bay Han'ın arkadaşları o gün evine gelmişti, fakat o da ne? Bay Han'ın arkadaşları aynı Bay Han gibi alkolik bir adamdı...
Fakat küçük han henüz bunu bilmiyordu...
~
Bir anda Jisung'un odasına pat diye giren adam yüzünden jisung korku ile yerinen sıçramıştı.
Bu adamı daha önce görmemiş ve tanımıyordu, neden onun odasına geldiği hakkında en ufak bir fikri bile yoktu.
Yavaşça Jisung'un yanına yaklaştı ve cebinden bir paket çıkarttı.
Reşit olan birisi bu paketin eroin olduğunu anlayabilirdi, fakat Jisung henüz 12 yaşındaydı..
O paketin ne olduğunu bilmeyen Jisung onun tehlikeli bir madde olmadığını düşünerek kendini avutuyordu.
Neydi o paket? Belki beyaz bir şeker?...
Jisung'a iyice yaklaşan adam konuştu.
"Bunun ne olduğunu biliyor musun?"
Diye sordu elindeki paketi Jisung'a doğru uzatırken.
'Bilmiyorum' anlamında kafasını sallayan Jisung oldukça masum bir görüntüye sahipti.
"Nasıl bilmezsin Jisung? Bu çok güzel bir şey, denemek ister misin?"
Tekrardan başını salladı, bu sefer 'hayır' anlamındaydı.
Adam paketi açtı ve Jisung'un ağzına doğru uzattı, ikisi de bunun amacını bilmiyordu.
Birisi küçücük bir çocuk, diğeri ise uyuşturucu içmiş ayyaş.
Jisung ağzını sımsıkı kapatmış içmemek kararlıydı.
Bir süre böyle geçtikten sonra adam fazlasıyla sinirlenmiş gözüküyordu, Kim böyle bir şeye sinirlendirdi ki? Ama bu adam madde bağımlısıydı ne yaptığının bilincinde bile değildi.
Fazlasıyla sinirli hali ile paketi kapatmış bir kenara fırlatmıştı.
Cebinden bir iğne çıkarttı, niye yanında taşıdı?
"Peki bu ne biliyor musun Jisung?"
"Bilmiyorum..."
Adeta fısıltı gibi çıkıyordu sesi.
Alkol dolu bir iğne vardı elinde, Jisung bunu farkında değildi.
Uyuşturucu paketini tekrar eline aldı ve paketi açtı.
Paketin içindekileri güzelce iğneye aktardıktan sonra bu iğneyi Jisung'a enjekte etmek için koluna yaklaştırdı.
Jisung kolunu geri çekmeye çalışsa da adam kolunu sıkıca kavramış, geri çekmesine izin vermemişti.
Arkaya doğru gerilip iğneyi sert bir şekilde Jisung'un koluna batırdığında acı bir "AH!" Sesi çıkmıştı küçük çocuktan.
İşte o günden beri ne zaman iğne olmak zorunda olursa sanki aynı olay yaşanacak gibi hissediyordu.
Bunu olmayacağını kesinlikle bilse de kendisine hakim olamayıp her seferinde içten içe büyük bir korku yaşayıp her şekilde iğne olmaktan kaçıyordu..
Flashback the end
Şimdi bunu nasıl açıklayabilirdim mi Chan'a?
"Öyle işte. Neyse asla iğne olmiycam!"
"İğne olmazsan canın yanar"
"Olunca daha çok acır!"
Chan çok güven verici Bir ses tonu ile konuşmaya başlamıştı.
"Bak jisung sadece 2 saniye sürecek ve asla acımıyacaĝından emin olabilirsin, hem ben yanındayım. İstersen elimi tutup canın yanınca sıkabilirsin ama acımıyacağından eminim"
Tanrım neden bu kadar ikna edici ve güven verici bir ses tonuyla konuşuyor?
Kafamı kaldırıp ona baktığımda bana gülümsediğini gördüm.
"Lanet olsun neden bu kadar ikna edici konuşuyorsun!"
Cümlemden sonra güldüğünü duydum.
"Hay sikeyim.."
Diye ağzımın içinde kendi kendime mırıldandıktan sonra onu onaylar bir şekilde konuştum.
"Of! Tamam!"
🗿
Ben onaylar bir biçimde konuştuktan sonra Chan doktoru çağırmış ve doktor elinde bir iğne ile içeriye girmişti.
Kendime engel olamadım ve korkak bir halde konuştum.
"Ne var o iğnenin içinde?.."
"Korkma Jisung, bu iğnenin içinde sadece bacağını uyuşturacak bir anestezi var"
Doktorun konuşması biraz içimi rahatlatsa da tam emin olamıyor,korkuyordum.
Doktor iğne yapacağı sırada ona bakmak yerine Chan'a baktım ve elini tuttum.
5 saniye sonra kafamı kaldırdığında iğnenin boş olduğunu gördüm.
Yapmış mıydı? Ama hissetmedim bile.
"Ne? Yaptın mı?"
"Evet yaptım, biraz sonra uyuşur"
"Peki"
"Ha bu arada"
"Efendim doktor?"
"Siz kardeş falan mısınız?"
Ne? Sikeyim, doktor bizi kardeş mi sandı?
Anında kahkahayı bastım ve katıla katıla gülmeye başladım.
Fazlasıyla komik gelmişti, doktor beni sınıf arkadaşım ile kardeş sanmıştı.
Ben gülmeye devam ederken Chan benim aksine daha ciddiydi.
"Hayır sadece sınıf arkadaşıyız"
En sonunda gülmeyi bitirmiş,gülerken akan göz yaşlarımı silip doktora baktım.
"Evet sadece sınıf arkadaşıyız"
"Cidden çok benziyorsunuz dna testi yaptırmak ister-"
"Sadece arkadaş olduğumuzu söyledim!"
Chan oldukça sinirlenmiş ve gür çıkan sesi ile bağırmıştı, neden bu kadar sinirlendiğini henüz anlayamamışken bu işin içinde bir iş olduğunu kesinlikle anlamıştım.
Daha önce bazı arkadaşlarım ile kardeş sanılmıştım fakat verdiğimiz maksimum tepki gülerek sadece arkadaş olduğumuzu söylemek olmuştu.
Kendi kendime bu olayın altında bir iş olduğunu kesinleştirdim ve bunu Chan ile konuşmayı aklımın bir köşesine kazıdım.
Kitap 0 okuma ile devam ediyor bende mal mal bölüm yazmaya devam ediyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Neden?
FanfictionAilesi yüzünden neredeyse tüm hayatını çalışmaya adayan kalpsiz Jisung bir gün yeni gelen çocuğa zamanlar aşık olur. Ama bilmediği şey o çocuğun aşktan çok uzak olduğu ve tek amacının acı çektirmek olduğuydu.. ⚠️Agnst⚠️